2. Bölüm

41 5 0
                                    

Düşünüyordum. Anlarım film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyordu. Öncelikle kendimi tanıtarak yazmaya karar verdim.
Sevgili Günlüğüm ;
Ben Ceren Özer 16 yaşındayım. Sizi hayatımın, acılarımın başlangıç noktasına götürmek isterim yani çocukluğuma çocukluğumun bir kaç yılı gayet güzeldi elbette. Gülüyor, eğleniyor, parkta zaman geçiriyordum. Ne sorunum, ne derdim vardı. En azından gerçekten mutluydum. Bizim bir ev sahibimiz vardı. Gözümü onunla açtım sanki kendimi bildim bileli o benim hep yanımdaydı. Seviyor ve sevgisini hissttiriyordu. Ona hep babaanne diye hitap ederdim çünkü anneannem ve babaannem ben doğmadan önce vefat etmişlerdi onları hiç görme, sarılma şansım olmamıştı. Ve o kadın, o kadın bana babaannemin ve anneannemin yerini doldurmuştu, eksikkiklerini hissttirmemişti. Beni de kendi torunları gibi sever değer verirdi. 2. Sınıfa kadar hep benimle olmuştu. Tek sorun hep uyurdu. Kendi kendine sayıklar sanki görünmeyen bir arkadaşı varmış gibi hep biriyle konuşurdu. Benim doğum günümün yaklaştığı zamanlardı. Bana pastamı alıcağını söylemişti ve mutlu etmişti. 1 kelimesi o sıcaklığı beni de mutlu ediyordu. Doğum günümden 4 gün önceydi. Hastalığından ve rahatsızlığından dolayı Adana'ya hastaneye gitmesi gerekiyordu. Kapıda annemle konuşuyorlardı, babannem anneme hakkını helal et demişti ve helalleşmişlerdi. Ben konuşmadım çünkü biliyordum o geri dönücekti. Ben de öğlenci olduğum için okul eşyalarımı aldım hazırlandım ve okula gittim. 12.00 dan 17.00 a kaar okuldaydık ve o gün çıkışta beni babam almaya gelmişti. Şaşırmıştım çünkü babam beni okuldan almaya gelmez hep ben tek eve giderdim. Babamın yüzü biraz değişik görünüyordu ve hissediyordum sanki bir şey olmuş gibiydi. Eve geldiğimizde babannem gilin kapısında bir sürü ayakkabı ve ağlama sesleri duydum. Koşarak annemin yanına gidip ne olduğunu sorduğumda ''Babaannen öldü'' diye cevap vermişti bana yıkıldım, olduğum yerde kalakaldım öyle üzüldüm ki sanki dünyam başıma yıkılmıştı çantam omuzlarımdan yavaşca yere doğru düştü ve ben de bedenim de yere yıkılıp kaldı. Şoka girmiştim, ağlıyordum nasıl olur? Bana söz vermişti geri dönücekti diye düşündüm. Ağlamalarım kesilmedi, ağlarken onun torunu olan esma da bize geldi. Sakinleşmesi için bize yollamışlardı. Ona sarıldık ve birlikte ağladık, sadece ağladık yemek bile yemeden ikimizde o ağlamayla uykuya dalmıştık.

Geçmişe Dair İzlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin