Your Body ≭ Jongsang

5

"Acıtıyorsun!"

Elini çekti ve sinirle soludu Yeosang. "Ne yapabilirim? Acıyorsa acıyor!"

"Biraz yavaş olabilirsin mesela?"

"Ya nasıl yavaş olayım, bileğini sağa sola çevirmenin yavaşı mı olur?"

"Olur! Hem, bileğimi hamur ettin valla! Ne sikime yarayacak bu şey?!"

Çantasındaki kremi çıkardı Yeosang. "Bu kremi süreceğim gerizekalı. Ama önce incinmenin tam olarak nerede olduğunu anlamam gerekiyor."

Jongho elindeki elmadan bir parça daha yedi. "Aman, gören de cerrah sanacak amına."

"Küfür etmeyi keser misin?" Jongho 'sanane yarram' bakışlarıyla Yeosang'a bakmaya başladı.

"Hoş durmuyor."

"Sana soran olmadı zaten."

Çalan telefonunu aldı Jongho. Annesi arıyordu.  Hemen açtı tabii. Yoksa eve gidince peşinden 2 çift terlik yerdi. "Efendim anne?"

"Hmhm, antreman yapıyorum." Yeosang kaşını kaldırdı ve karşısında keyiflice uzanan gence bir bakış attı.

"Geç gelirim ben."

"Merak etme terlemem. Görüşürüz."

"Tamaam."

Bıkmışcasına Yeosang'ı izlemeye başladı. "Anladım anne. Görüşürüz haydi."

"Of tamam anne kapat artık be!"

Telefonu kapatır kapatmaz tekrar çalmaya başladı. "Ne var?"

"JONGHO!"

Telefonu kulağından uzaklaştırdı Jongho. "Ne bağırıyorsun ses tellerine gitar soktuğumun çocuğu?"

Yeosang yüzünü buruşturdu. Jongho gerçekten serserinin tekiydi. Fazla küfür ediyordu ve bundan hiç rahatsızlık duymuyordu. Değişik fantezileri vardı Yeosang'a göre. Jongho için oldukça normal hareketlerdi bunlar.

"Yani merak ettiğim bir şey var, ben orada anana kadar söverken lunaparktaydın ama ben bana yardım edecek birini bulunca hemen Seul'a geri döndün öyle mi? Hahahahhaha, çok komiksin orospu çocuğu."

"Bak iki oluyor anneme sövüyorsun ayıp ediyorsun benim annem yok kancık."

"Babanı sikeyim o zaman Wooyoung! Okulun revirindeyiz, 9. sınıflara da rezil oldum aq."

"Umurumda değilsin Jongho. Yanında kim var?" Yeosang'a göz atıp sırıttı. 

"Var işte birileri, ne yapacaksın lan?" Derin bir nefes verdi Wooyoung.

"Ayağını merak etmiştim sadece." 

"'Omoromda doğolson Jongho' diyen de ebemdi zaten."

"Değilsin sus. San var mı San? Choi San?" Jongho jetonu yeni düşmüş bir şekilde konuştu.

"Baştan desene öyle ya-"

Kapıdan içeri dalan pembe saçlı kısa boylu çocukla gülümsedi. "Var var."

"GELİYORUM CANIM ARKADAŞIM AYAĞINI GÜZELCE İYİLEŞTİRECEĞİM ŞİMDİ! Arkadaşlar benim gitmem lazım arkadaşım ayağını burkmuş. Çocuğu oyala amına koyayım uçuyorum."

"Tamamdır o iş bendedir." Telefonu bıraktı ve acıyla bağırdı. "Ah! Çok acıyor!"

San gergince göz attı Jongho'nun ayağına. "Kırılmış olabilir mi hyung?"

Yeosang omuzlarını indirip kaldırdı. "Ben hâlâ okuyorum hatırlatırım."

"Deme amına koyayım. Bende üniversiteye geçtin sanıyordum, ayıpsın." Jongho'nun sinir bozucu sesiyle göz devirdi Yeosang. Ona yardım ederek çok büyük bir hata yaptığının anca farkına varmıştı.

"Küfür etmeyi kes artık. Rica ediyorum?"

"Yo-" Megafon yutmuş gibi bağırarak içeri giren Wooyoung aptalı yüzünden sözü yarım kalmıştı ve bu onun elindeki elmayı Wooyoung'un kafasına fırlatması için oldukça yeterli bir sebepti.

"AY CANIM ARKADAŞIM SANA NELER OLMUŞ BÖYLEEE~?"

"Ananın amı olmuuuş~."

Wooyoung çaktırmadan (!) akradaşının koluna vurdu. San'ı yeni görüyormuş yaparak bir elini duvara koydu. "Aa, Choi San da buradaymış. Naber?"

San gülümsedi ve saçlarını karıştırdı. "İyiyim hyung sen nasılsın?"

"Ben de iyiyim. Nasıl gidiyor dersler?"

İkilinin sohbetini tam olarak Jisung'a bakan Hyunjin gibi izleyen Jongho, kusuyormuş gibi hareketler yaptı. Ama kafasını önüne çevirdiğinde onun aksine ikilinin sevimli sohbetini gözlerinden kalp fışkırtarak izleyen birini görmeyi beklemiyordu. Şaşkınlıkla konuştu. "Nasıl yani böyle sohbetleri böyle mi izliyorsun?"

Yeosang istifini bozmadan cevapladı. "Ne var ki? Oldukça tatlı bence."

"Garipsin Kang Yeosang."

Dudak kıvırarak Jongho'ya döndü Yeosang.

"Sen benden de garipsin Choi Jongho."

~~

Sınır: 20 oy, 20 yorum