"Şimdi daha iyi misin Hyunie?" demişti Chan bir süredir omzunda dinlenen minik bedene. Aslında Hyunjin Chan'dan uzundu ama şu an büyük olanın kollarında minicik duruyordu. Sarışın, Chan'ın kollarında iyice mayışmıştı ve hayal meyal duyduğu sese kısık sesli bir mırıltıyla cevap vermişti. Chan Hyunjin'in bu sevimli haline gülmeden edememişti.
Saat epey geç olmuştu ve Chan her ne kadar bu huzurlu ortamı bozmak istemese de buna mecburdu. Ailesi Hyunjin'i merak edebilirdi ve bir süredir okşadığı kolların gitgide soğuduğunu hissediyordu.
"Hyunjin, artık kalkmalıyız." demişti kalkmaya hazırlanırken ama bunu hisseden küçüğü onu engellemek için kollarını sıkılaştırmıştı. "Biraz daha dursak?" demişti kendini büyüğüne iyice sararken.
Chan üzüntülü bir şekilde iç çekti ve sarışının alnına dudaklarını bastırıp yavaşça geri çekildi. "Üzgünüm Hyunie, ama gerçekten gitmeliyiz." demişti. Ardından ayağa kalkıp uykulu bedene kısa bir bakış attı.
"Hyunjin, şimdi bana kollarını uzat ve sonra sıkıca tut olur mu?"
Sarışın gözlerini hafif aralayıp onu kucağına almak üzere üzerine eğilmiş adama baktı. Bundan daha güzel bir teklif var mıydı dünyada? Hiç tereddüt etmeden kollarını büyüğünün boynuna sardı. Baldırlarının altında hissettiği ellerle vücudu hafif karıncalanmıştı sanki. Sırtının banktan ayrıldığını ve ayaklarının yerde kesildiğini hissettiğinde büyük bedene iyice tutundu. Ona kolaylık sağlamak için bacaklarını da arkasından birleştirmişti. Adeta bir koalayı andırıyordu şimdi. Chan da Hyunjin'in nasıl bu kadar hafif olduğunu sorguluyordu bu sırada.
Uzun olmayan bir yürüyüşten sonra arabaya varmışlardı. Hyunjin'ni güzelce koltuğa yerleştirdikten sonra kendi de yerleşti ve aracı çalıştırdı. Hyunjin kısaca evin yolunu tarif etmişti ve yola koyulmuşlardı. Yol boyu zihni açık olan sadece Chan'dı tabi. Sarışın daha fazla dayanamamış ve uykusuna yenik düşmüştü.
Chan yanındaki uyuyan güzele kaçak bakışlar ata ata geçirdiği yolun ardından arabayı durdurdu. Nadir yakalayacağı bu görüntüyü kaçırmayıp telefonunu çıkarttı ve birkaç fotoğrafını çekti uyuyan bedenin. Nasıl kıyacaktı şimdi onu uyandırmaya?
"Uyanma vakti güzelim." demişti sarı tutamları miniğinin suratından çekerken. Ağzına otomatik olarak yerleşen bu lakaplara şaşırıyordu kendisi de.
Hyunjin rahatsızca haraketlendi ve gözlerini açtığında her şey bir anda beynine yüklenmişti. Ayrılma vaktiydi artık. İstemsizce doğruldu ve kemerini açıp inmeye hazırlandı. Kapıyı kapatmadan önce aracın içine doğru eğildi. "Her şey için teşekkür ederim, Chris." demişti bir eliyle saç tutamlarını kulağının arkasına sıkıştırırken. Burukça gülümsedi ve kapıyı kapattı. Hiç bırakmak istememişti büyük olanı.
Chan hızlanan kalbiyle sarışının eve girmesini izledi ve ardından aracı çalıştırıp oradan uzaklaştı. Aklı az önce eğildiğinde tişörtünün içinden gözüken pürüzsüz bedende kalmıştı. Zihninde canlandırdığı edepsiz düşüncelerden kurtulmaya çalıştı.
Siktir. Ne yapıyorum ben?
Kafasını sağa sola salladı ve son gücüyle gaza basıp kendi evine sürdü aracı. Kendine kızmıştı Hyunjin bu haldeyken düşünebildiklerine.
***
"hayat seungmin'e satasmamak icin cok kisa"
Babysungie
ARKADASLAR AZ ONCE HYUNJİN TARAFINDAN OPULDUM???Kediye benzeyen eniste
?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
safe place, hyunchan
FanficHyunjin, ünlü idol Bangchan'ın her hafta açtığı yayınlarda huzur buluyordu. Fakat zaman geçtikçe bunun artık sıradan bir hayranlıktan fazlası olduğunu anlamaya başlamıştı. | düzyazı + texting | ⚑ hyunchan #2 [07.04.22] straykids #2 [09.04.22] jeongi...