Tanıtım

210 29 6
                                    

Bölümleri düzenleyip, kontrol edip, tekrar paylaşıyorum. Çok takılmayın 😚

___________________________________________

     Her gün, aynı saatte, tek bir şeker için. Buraya, benim dükkanıma geliyordu. Hava nasıl olursa olsun fark etmeksizin. Geliyor, o şekeri alıyor ve gidiyordu. Hiç bir şey söylemiyor ve şekerini alıp gözden kayboluyordu.

Kırmızı şeker. Kaderimin kırmızı ipi olacakmışsın gibime geliyor.

    O siyah gözleri ilk gördüğümde içimde büyüyen garip kabarıklık, önce rahatsız etti, sonrasında huzur verdi. Şekerini istediğini söyleyen dili önce pürüzlü bir ortama sürükledi, sonrasında huzurunu verdi. Erkeksi ama naif tınısı beni derinlerine kadar etkilerken, bedenimin sarsıldığını hissetmiştim. Öyle güzeldi ki. Nasıl bulmuştun beni, nasıl buldun kırmızı şekerini?

    Oldukça soğuk bir gündü. Dükkanımda ki ısıtıcı olmasaydı Hipotermi geçirme ihtimalim olduğuna oldukça emindim. Üzerimdeki yeşil hırkanın üzerinden geçirdiğim pembe önlüğüm, oldukça çirkin durmuş olsa da bunu umursayacak durumda değildim. Yetiştirmem gerek siparişler, soğuk havaya rağmen sürekli gidip gelen müşterilere sahiptim çünkü. Bu gün yoğun günlerinden biri değildi en azından, bu sayede oldukça biriken siparişleri hazırlıyordum. Şeker hamurunu yoğurmaya başlamadan önce kollarımı sıyırmış saçlarımı geriye doğru bağlamıştım. Sarı saçlarımın üst kısmını geriye doğru bağlarken alt tarafını açık bırakmış omzuna dökülmelerine izin vermiştim.

    Temiz tezgaha yerleştirdiğim pembe hamuru yoğururken arkada bana eşlik eden müzikle hafifçe belimi kıvırıyor mırıltılarla süslüyordum dükkanı. Nazik hareketlerim hamura yeterince kıvam verdiğimi düşündüğümde durdu. Dün geceden hazırlanan pandispanya yı çıkarıp tezgaha yerleştirdim. Tam o anda, her şeyiyle pembe olan dükkanıma, üzerimdeki çirkin yeşile yakışmayan pembe önlüğümle pastayı hazırlarken; İçeri girdi. Orkide kokusu dükkanımda ki tüm şeker kokusunu bastırırken, genzimin sızlamasına engel olamadım.

    Mavilerime değen siyahların bedenimin içinde ki alevi deli gibi körüklerken durup bana yaklaşmasını beklemekten başka bir şey yapamadım.

"Kırmızı şeker alacağım, lütfen."

    Kırmızı şeker. Sonra ki günde aynısı oldu. Ondan sonraki günde... Saat dört civarlarında geliyor, hiç eksiltmeden kırmızı şekerini alıyor, ödüyor ve gidiyordu. Başka bir şey demeden gidiyordu. Keşke o naif sesinden başka sözlerde duyabilseydim diye yalvaracağım hiç aklıma gelmezdi. Ama oluyor. Senin naif sesinden adımı duyabilmek için her şeyimi verebilirdim. Yapabilirdim.

__________________________

İyi okumalar

Red Candy(Sasu-Naru)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin