6. Bölüm

164 6 5
                                    

Uzun bir aradan sonra yeni bölümm. Bu açıklamaları okuyan var mı bilmiyorum ve açıkçası bende pek okumuyorum ama okuyanlar varsa yorum yapmalarını rica ediyorumm.

Multimedya-Sam

Sera'dan

Arabadaki gerginlik artık dayanılmayacak bir hale gelmişti. Aleyna ona yavşayan adama e. yumruk attıktan sonra Ateşe bir şey diyip Samual'in araba anahtarlarını alıp gitmişti.

Hala inanamıyorum.

YUMRUK.

Bildiğin adamı yumrukları ile etkisiz hale getirmişti. Evet belki adamın sarhoşluğunun yere yığılmasına etkisi olabilirdi ancak bu kaşının patlamasında ve gözünün yanındaki morlukta bir etken değil.

Aleyna bardan çıktıktan sonra yaklaşık otuz saniye herkes şaşkınca birbirine bakmıştı. Sonra yine başlayan müzik ile insanlar 'danslarına' devam etmişti. Bizse hala ben, Ceren, Samual ve Ateş dörtlüsü olarak birbirimize bakıyorduk. Ateş elini saçlarının arasından geçirip sinirle çıkışa doğru gitti.
Zaten ardından Samual bizi eve bırakmayı teklif (!) etmişti ve şu anda taksiyle eve doğru yol alıyorduk.

Ceren'i araba tuttuğu için o ön koltukta oturuyordu ve bende Samual ile arkada. Arabadaki gerginliği yaratan etken ise samualin bana sürekli dik dik , bir şeyi anlamaya çalışırmış gibi ve sanırsam nefret dolu olan bakışlarıydı.

Artık dayanamayıp uffladım ve bunalımı azaltmak için camı açtım. Bu davranışım samualin gözlerini devirmesine sebep oldu.

Camdan dışarı baktığımda eve yaklaştığımızı gördüm. Taksiden aşağı inerken samual bileğimi tuttu. Ona döndüğümde "Bir dakika konuşabilirmiyiz?" Dedi. İçimi saran heyecanı aldırmadan boğazımdaki yumruyu götürmek için öksürdüm ve " tamam" dedim.

Dışarıda bizde merakla bakan Ceren'e kaş göz ile içeri girmesini belirttikten sonra merakla Samual'e döndüm. Ne diyeceğini tvd'nin sonunda, kitaptaki gibi Elena ve Stefan'ın bir daha birlikte olup olmayacağından daha çok merak ediyorum.

"Aleynayı ne için kullanıyosun" açıkçası götüm pembe demesini bile daha çok beklerdim.

"Efendim?"diye cevapladım sorusunu.

"Bir kerede anlayacak kadar aklın yok mu?"

"Haha baya komik çocuksun ama artık eve gitmem gerekiyor kesin teyzem camdan bakıryodur." gözlerimi evimizin camına çevirdiğimde teyzemi dediğim gibi camdan bize gözleri kısık bakarken yakaladım. Kesin ağızımızı okumaya çalışıyodu. Nasıl da iyi tanıyorum kadını ama artık Müge Anlı ile tatlı sert izlemeyi kesip Müge Anlı gibi sorunları çözmeye çalışmaması gerekiyor.

" O zaman teyzeni daha fazla tutma ve evine git" apartmana doğru adım atmamla "tabii sorumu cevapladıktan sonra" lafını duymam ile olduğum yerde durup yüzümü ona doğru çevirdim.

" Benden ne cevap vermemi beklediğini bilmiyorum ama Aleyna ne kadar dışardan sert gözüksede çok tatlı bir kız ve bende onun arkadaşıyım"

"Bak senin gibi orospuları çok gördüm. Ancak aleynadan istediğin neyse alamayacığına emin olabilirsin o artık böyle insanlara kanmıyor"

Bana ne dedi

Orospu

Yani bildiğin orospu dedi bana

Daha bikez bile sevgilisi olmamış bana

Boğazımda oluşan anlam veremediğim yumruğu gidermek için yutkundum ve elimi tokat atmak için kaldırdım ancak hızlı refleksleri ile elimi yakaladı. Lanet olsun boksa. Ben de o an aklıma ilk gelen şeyi yaptım ve suratına tükürdüm.

Şok ile elimi tutan eli açılıp yüzüne gittiğinde bende koşarak binaya girdim ve giriş kapısını kapattım. Sonunda Ceren'le yaptığımız tükürük savaşlarının işe yaramış olmasının verdiği mutlulukla eve çıktım.

Mutluluğum evin kapısında kaşlarını çatmış beni bekleyen teyzem ve ceren ile söndü. İkiside ne olduğunu deli gibi merak ediyordu ve bunu yoldan geçen bi insan bile gözlerine bakarak anlaya bilirdi.

"Hayır açıklama yapmayacağım."

"Ne demek açıklama yapmayacağım biraz önce taş gibi hatta mankenlere bin basacak bir çocuğun yüzüne tükürdün! Ben sizi böyle yetiştirmedim."

Cerenle ikimiz aynı anda başlarımızı birbirimize çevirdik ve kahkahayı bastık. Bir süre çatık kaşlarla bize öldürücü bakış attıktan sonra o da dayanamadı ve kahkahayı bastı.

Teyzemle her zaman çok yakın olmuştuk. Annemler iki yıl önce iş için İngiltereye taşındıklarında ben onlarla gelmek istememiştim. Onlarsa bunu hiç sorun etmeyip sanki hep bu anı bekliyormuş gibi beni teyzemlere şutlayıp gitmişlerdi. İyiki de öyle yapmışlar diye geçiriyorum bazen içimden. Çünkü teyzem hayatınızda tanıyabileceğiniz en kafa insandır.

Onun sayesinde sayesinde rahatça barlara gidebiliyor hatta onunla oradaki yakışıklı erkeklerin muhabbetini yapabiliyordum. Aynı zamanda çok rahat bir insandır.

Bir gün markete dondurma almaya gidiyordum. Reklam bitmeden dizime yetişebilmek için hızlıca haraket ederken elime montumu almış ve içine telefonumu koymuştum. Asansöre binerken montumun içinde telefonumun olduğunu unuttuğum için montumu üzerime geçirmeye çalışmıştım. Telefonumda asansör deliğinden aşağı düşmüştü (benim başıma gerçekten böyle bi olay geldi ve inanın telefonun sonu hiç iyi olmuyor). Amcam telefonu bilerek benim attığımı öyle ince bir boşluktan yüksekten atılınca düşemeyeceğini söylemişti. Teyzemse böyle kazaların olabileceğini ancak bidahaki sefere dikkatli olmamı söyleyerek telefonumun en son modelini almıştı.

Elimdeki telefona hatırladığım bu anı ile gülerek baktıktan sonra aklıma Aleynay'ı aramak geldi. Yaklaşık 10 aramanın sonunda hala cevap vermeyince zaten onu okulda göreceğimi bilerek yatağıma girdim ve okul yüzünden hasret kaldığım sevgilim olan uykunun kollarına bıraktım kendimi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 17, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AklımdasınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin