Neda o gün yine sevdiği çocuğu izliyordu. Kazadan beri ondan hep uzak duruyordu. Çünkü Neda istemeseydi Mert arabayı almayacaktı ve bu kaza da olmayacaktı. Mert yaşadığı anı doyasıya yaşıyor ama uyuyunca her şeyi unutuyordu. Dolayısıyla bu özrünü fark etmiyordu. Neda da kendilerinden çok bahsetmiyordu.
Neda tüm bunlara artık katlanamayacak gibi hissediyordu. O çok sevdiği adam hayatının farkına varmıyordu. Ama bunlar artık onu yıkmayacaktı. Bu yüzden bir şeyler yapmaya karar verdi. Artık o, Mert'ten uzak duran kız olmayacaktı. Mert ile birlikte tüm bunların üstesinden gelecekti. Eski arkadaşları ile görüştü. Ne kadar anı, fotoğraf, video varsa hepsini aldı. Herhangi bir organizasyon yapmayacaktı. Mert ile yalnız olmak istiyordu.
Tüm gün elindekileri düzenlemekle uğraştı. Kendi evlerinde olacaklardı. O minik dağ evinde. Her şeyi anlatacaktı. Tüm yaşadıklarını... Ama şimdi Neda için güzel ve derin bir uyku vaktiydi.
Sabah erkenden kalkan deli kız, saat 8'de Mert'in evinin önündeydi. Hemen yukarı çıkıp zili çaldı. Mert kapıyı açtığında karşısındaki kızı bir süre süzdü, sonra tam kapının arkasındaki resimlere bakacakken durdu ve güler yüzle dönüp "Neda" dedi. Neda ilk bunu duyduğunda şaşırdı ama daha sonra tüm apartmanı uyandırabilecek bir sesle "Mert" diye bağırdı. Tam ihtiyacı olan şeyi farkedip Mert'in boynuna atladı. Beraber içeri girdiler ve Mert ona sadece ismini bildiğini başka bir şeyi hatırlamadığını söyleyince büyü biraz bozuldu açıkçası. Ama tabiki de bu tüm günü bozamazdı sonuçta çok büyükte bir gelişmeydi.
"Mert hadi hazırlan bugünü anlatma günüm ilan ediyorum."
"Hayırdır, neyi anlatıyorsun ? Bir sorunun vardı da daha yeni mi aklına geldi söylemek yoksa ? "
"Hayır ya, sana eskileri anlatacağım bak hadi lütfen. Tamam yani sevmiyorsun biliyorum ama gerçekten çok güzel olacak güven bana."
"Tamam."
"Hadi ama Mert lütden kırma beni."
"Tamam dedim ya Neda bağırma da giyinip geleyim, bekle."
"Ayy yerler seni hadi çabuk ol."Mert içeriye gittiğinde Neda da etrafa bakıyordu. Aslında etrafa bakıyor gibi yapıp anlatacaklarını sıralıyordu aklından.
"Yedin evi tamam, doyduysan gidebiliriz."
"Evet Mert, doydum Mert, hadi yürü de gidelim Mert. Yer kaplıyorsun resmen önümde."Bu didişmeler arasın Neda Mert'e yolu tarif ediyordu. Dağ evi olduğu için yol pek hoş değildi ama ikili bunu farketmiyordu bile. Eve vardıklarında Neda yemek hazırlamaya başladı. Dondurulmuş olarak aldığı pizzaları fırına koyduktan sonra Mert ile bir film izleyip yemek saatini getirdiler.
"Neda, ayran var mı ya ne güzel olurdu şimdi bunların yanında."
"Meeeert! Saçma saçma konuşma ya ben seni uyutmamaya çalışıyorum sen ne diyorsun."
"Aa, ayran uyutuyor mu bak onu da unutmuşum."
"Komik miydi bu ? Ben gülüyor muyum sence ? Otur da yemeğini ye."
"Tamam tamam kızma yiyorum bak. Çok güzel olmuş ama ellerine sağlık gerçekten."
"Afiyet olsun."Yemeklerini bitirirlerken aslında ikisi de birazdan konuşulacaklardan dolayı fazlasıyla gergiblerdi. Ama yine de merakta etmiyor değillerdi. Sonuçta Neda'daki inat kimse de yoktu, gerekirse Mert'in kafasında tava bile kırabilirdi. Neyse ki henüz böyle bir durum da değillerdi, henüz...
Yemekleri bitince minderlere geçtiler. Tüm bunları Neda planladığına göre önce o konuşmalıydı ama ne diyeceğini bilmiyordu yani senin engelini yenebiliriz Mert ben senin yanındayım gibi bir cümle kuramazdı. Her şeyi akışına bıraksa daha iyi olacaktı. Bu yüzden ikisine de yardımcı olması umuduyla günlerce, aylarca hatta yıllarca dinledikleri o şarkıyı arka plana koydu. Bu ara ihtiyacım var sana diyordu Emre Akad.
"Bu şarkı bizim için önemli yani çok değerli Mert."
"Melodisi çok tanıdık geliyor zaten ama anımsayamıyorum üzgünüm."
"Saçmalama üzgün olunacak bir şey yok. Birazdan Neda sihirli parmaklarını bu işe de sokacak Mert Bey, hazır mısınız ?"
"Hadi bakalım, heyecanla bekliyorum."
"Şimdi iyi dinle bak. Bu cümleleri bir daha kurabileceğimi sanmıyorum. İlk olarak uyumaman gerektiğini söylememe gerek yoktur sanırım değil mi ? Neyse, biz yani anladığın üzere sevgiliydik. Yani ayrılmadık da işte o kaza oldu sonra da sen... Aslında sana daha önce de bu konuşmayı yapmaya çalıştım ama sen bir anda krize girip engelli birini neden sevesin ki diyordun. Ama aslına bakarsan ben senin o kendine yediremediğin engelini de seviyorum. Çünkü her şey sende toplanıyor yani sen en azından şu anda onunla bir bütünsün. Yürüyemeseydin de böyle olacaktı, konuşamasaydın da. Hepsi seni belirten şeyler ve bunlar seni küçük düşürmez, tam tersine beraber bunu atlatman için savaşırsak bu seni büyük gösterir. Olması gereken de bu zaten, yanında birilerinin olduğunu bilmelisin. İnanmak için nedenlerin olduğunu görmelisin."
"Neda, nefes almak ister misin ?"
"Mahvetme konuşmamı ya dinle sadece. Bak bu resimler kazadan yaklaşık bir hafta öncenin. Sayemde durmadan resim çekilirdik. Durmadan çalan bu şarkı da bizim şarkımız yani sayılır. İkimiz de ne anısının olduğunu bilmiyoruz ama hep bizimle. Birazdan uyuyup tüm bu söylediklerimi unutacaksın belki ama en azından şu an da inanıyor musun iyi olduğuna Mert ?
İnanman, savaşmamız, kendini farklı görmemen gerekiyor Mert. Çünkü hep yanında olacağım ve sen bunu hep hissedeceksin Mert ? Neden bir şey demiyorsun ? Uyudun mu ya of... "Neda Mert'in uyumasıyla donakalır. Yeniden başa döneceklerdir çünkü. Ama bir yandan da onu uyandırmalıydı yani korksa da bunu yapmalıydı. Çünkü başka bir şekilde ne olduğunu öğrenemezdi.
"Mert, uyan hadi."
"Neda uyu artık."
"Mert bir kalk ya yine yatarsın hadi."
"Neda kafandan aşağı su dökmemi istemiyorsan sus ve uyu."
"Ya of. Bir daha nasıl yani ? Sen bu eskiden hep yapardın. Hatırlıyor musun ?"
"Evet cadı kız, iki saattir susmadın ki söyleyeyim. Sen yemek hazırlarken içeri yüzüme yıkamaya gittiğimde oldu. Her gün kapımın önüne gelip anılarımızı anlattığın yansıdı bir anda aynaya. Ne oldu, nasıl oldu bilmiyorum. Açıkçası bilmek de istemiyorum. Sadece inandığımı, güçlü biri olduğumu görmeni ve artık sana sarılıp uyumayı istiyorum. O yüzden sus artık."
"Tamam ama son bir şey daha. Gerçekten engelli olduğunu hissettin mi ?"
"Hayır yani eksik gibi hissettim ama aynı zamanda bir güç hissettim yanımda. Kendimi böyle bir engelim olduğu için kötü hissetmedim. Farklı olsam da birilerinin bunun farkında olduğunu ve benim için çırpındığını hissettim."
"Çünkü ben hep senin yanındayım. İyi geceler Mert. Seni çok seviyorum."
"İyi geceler, tatlı rüyalar uyu artık hadi."Mert sonunda Neda ile uyumaya hazırlandı. Ama Neda'nın kulağına fısıldamayı da unutmadı.
"Seni çok seviyorum."
by gkcygt..