111

551 56 9
                                    

gök şiddetli bir şekilde gürüldüyor, üstüme yağmur damlaları düşüyordu. giymiş olduğum botlarım su birikintileri içinden geçerek sesler çıkartıyordu.

saat gecenin bir yarısı, mesaimi bitirmiş eve gidiyordum. fazladan mesaiye kaldığım için yorgunluktan bayılacak durumdaydım. ayaklarım eve dayanamayacak haldeydi.

yorgundum, açtım...

evime neredeyse daha yarım saatlik yol vardı ancak bacaklarım beni taşımayı her an bırakabilecek durumdaydı bu yüzden gözlerim boş bir taksi arıyordu yollarda fakat nafile! hiç taksi geçmiyordu, geçenlerde dolu oluyordu.

pes ederek yürümeye devam ettim. arabam olsaydı böyle olmayabilirdi. her akşam, her gün bu eziyeti çekmem gerekmezdi en azından.

"baksana bir." arkamdan duyduğum sesle olduğum yerde durdum. arkama dönmeye korkuyordum, bu saatte biri bana neden çağırıyordu ki?

"sana demiştim." arkamdaki ses yanımdan geldiğinde vücudum hafif titremeye başlamıştı. kimdi bu?

"korkma benden, sana zarar verecek halim yok." yüzümü sese çevirdim. karşımda siyah saclı, saçları bir yandan örülmüş bir adam duruyordu. zengine benzeyen bir adam.

"n-ne istiyorsunuz?" sonunda ağzımı açıp iki kelime etmeye çalışmıştım. tanrım ne korkağım!

"bu gece sende kalabilir miyim?" tanrım ne, bu ciddi mi? onu asla evime almam tanımadığım bir insanı nasıl evime alabilirim ki? gece beni öldürmeye kalkabilir belki de bir sapıktır ve beni uyurken taciz edebilir! asla, katiyen onu evime alamam.

"beni öldürmeyecekseniz düşünebilirim." ağzımdan çıkan sözlerle ben bile şok olmuştum, bunu demeyi planlamıyordum. karşımdaki adam ise gülmeye başlamıştı. kesinlikle rezil olmuştum, değil mi?

"seni neden öldüreyim, sadece bu gecelik bir yerde kalmam gerekiyor."

"otelde kalamaz mısın?" sorduğum soruyla sadece kafasını sağa sola sallamıştı. aslında şu an adamın durumuna acımıştım. bir gecelik evime alsam düşündüğüm gibi olmazdı belki de.

"peki, bu gecelik seni evimde misafir edebilirim. benimle gel."

"teşekkür ederim." benimle beraber yürümeye başladığında mırıldanmıştı. aslında yakışıklıydı da.

pekâlâ seishu düşincelerine sahip çık.

yanımdaki adamla eve gidesiye kadar hiç konuşmamıştık. eve geldiğimizde de önce ben sonra da arkamdan o eve girmişti. biraz çekingen duruyordu daha deminki haline nazaran.

"sen geç içeri, ben sana kıyafet getireyim. ıslanmışsın." elimle içeriyi gösterdim. arkamı dönüp odama gideceğim sıra kolumdan tuttu.

"gerek yok, üstümdekiler kurur." söylediklerine aldırmayıp kolumu kendime çektim ve odama ilerledim. ona kendimden birkaç parça kıyafet çıkarıp yatağımın üstüne koydum. önce kendi kıyafetlerimi giydim ve ona vereceğim kıyafetleri elime alıp odamdan çıktım.

salona geçtiğimde adam camdan dışarıyı izliyordu.
elimdeki kıyafetleri koltuğun üstüne bıraktım ve ona seslendim.

"kıyafetleri buraya bırakıyorum ve uyumaya gidiyorum. eğer bir isteğim olursa kapımı tıklatman yeterli uykum hafiftir hemen uyanırım. iyi geceler."

"gerek yok demiştim." yüzünü bana dönmüş bıraktığım kıyafetlere bakıyordu.

"bende gerek var diyorum. hasta olmanı istemem, onları giyin." gülerek konuştum ve onun konuşmasına fırsat vermeden kapıyı kapattım.

aslında tedirgindim, sonuçta evime hiç tanımadığım birini alıyordum. öldürmem demişti ama korkmadan edemiyordum.

umarım beni öldürmez.


ilk defa birinci kişi ağzından yazı yazıyorum. aşırı garip hissettim.

tesadüf, kokonuiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin