Her insanın hayatı dört dörtlük olmuyor;kimisi fakirlikten kurtulmak ister daha rahat bir hayatı olmasını, kimisi elindekilerin daha fazlası için gözünü hırs bürümüş bir şekilde herkesi ezip geçmeyi düşünerek kendinden başka güçlü birileri olmamasını amaç edinir, kimiside elindekileri daha iyi daha hayırlı bir şekilde nasıl kullanacağını düşünür...
Bizim hayatımızı, yaşadıklarımızı, çektiğimiz zorlukları bilmeden yargılayanlar veyahut imrenenler oldu. Yorgunluğumuzu sevgisizliğimizi vs bilmeden hep dışarıdan gördükleri gibi konuştular ya da bizim yansıttığımız şeyleri gördüler.
Bizim hayatımızdaki bütün şeyler anne karnına düştüğümüz zaman başladı. bizi ayırıp başka ülkelere götürdükten 4 sene sonra şans eseri karşılaşmamızın ardından iyi ve kötü her şey o zaman başladı..
Daha doğmadan bir sürü zorluğa acı bir geçmişle her zerresiyle hissettiğimiz acı dolu bir hayat ömür boyu unutamayacağım kötü bir çocuklukla karşı karşıya kaldık.
Kötülük, zorluk, acı gün geçtikçe kötüleşen bir sağlık gibi şeyleri bilmeden geçen bir çocukluk gülüp eğlenilecek oyunlar oynayacak zamanlarda bizim hayatımız daha nasıl bir sağlık sorunumuz olduğu teşhis edilmeden hastane hastane gezerek bir hayat nefes alamayarak uyanılan kaç gece 4 sene sonunda karşılaştıran sonra en kötü ve en iyi zamanlar ondan sonra başladı aslında
Biz karşılaşmamızın birbirine bu kadar benzeyen iki kişi karşı karşıya gelmesini biz hep şans eseri ya da tesadüf olduğunu düşündük zaman geçtikçe her şey rayına oturmaya başladı;aslında her şey Türkiye'ye geldikten sonra başladı yaşadığımız her şey geçmişimizin kalan izleri bütün gerçekliğiyle açığa çıkıyor bazen pes ettiğimiz bir zamanda hiç ummadığımız bir anda bazen ince detayına kadar inerken çıktı karşımıza bunları öğrenirken beklenmedik o kadar şey gelişti ki birbirimizi bulduktan sonra tekrar kaybetme korkusu ile karşı karşıya kaldık her şeye rağmen dimdik ayakta kaldık.
Kavgada etsek küssekte yaşadığımız her şey en sonunda birbirimizden başka kimsemiz olmadığını çok ve net bir şekilde hatırlattı gösterdi.
Ama öğrendiğimiz bir çok şey oldu bunlardan birkaçı hayatımızı ciddi anlamda değiştirdi: kendi hayatımızı kendimizden başka hiçkimsenin müdahale edemeyeceğini kendi yörüngemizin kendimizin belirleyeceğini nasıl bir yaşantımız olacağını bizden başka hiçkimsenin karışamayacağını başarılı ya da başarısız hangisi olursa olsun bunu sadece kendimiz yapacağımız gibi ne kadar başarılı olursak olalım bunu kıskanan küçümseyen yargılayan bir kesim olacak aynı şekilde başarısız olursakta bunu yargılamak küçük düşürecek alay edecek bir kesim daha var her şey insanın kendine güvenmekte inanmakla başlar.
Bizim hikayemiz;
yani soydal ikizlerinin hikayesi tam olarak böyle başladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Döngü
Ficción GeneralRüyalar, gerçek hayatta bastırılmış bütün duyguların yaşandığı, kaçınılmazın olduğu bir dünya değil miydi? Rüyalar, en az gerçek yaşantı kadar acımasız bir yer değil mi? Hemen hemen herkes peri masalı veya rüya gibi: Güzel, sorunsuz, dertsiz vs gibi...