Bir çocuk ufacık bir şeyde bile mutlu olabilecek yaşta neden zorluklarla sıkıntılarla karşı karşıya kalmak zorunda kalır ki hangi çocuk anne karnında bu duruma düşmeyi hakeder. Zaman geçtikte insan ailesinin değerini çok daha iyi anlar ya keşke şöyle davransaydım böyle yapsaydım gibisinden içerlenir dertlenir bazı insanlar ailesinin değerini çok geç anlar bazen hiç aile sevgisi görmemiş ya da o sevgiyi şefkati gerçek ailesini bilmeden başka bir ailede gören çocuklar var bu günümüzde de çoğunlukta her insanın hayatı bir olmuyor: kimi insanlar kendi yaşayamadığı şeyleri evlatlarının yaşaması için her şeyi yaparlar kimi insanlar yaşadıkları iyi ya da kötü şeyleri çocuklarına yaşatırlar çoğu zaman onur kırıcı gurur kırıcı sevgisizliği göstererek yaparlar hep şu laf vardır "ben sizin iyiliğinizi istiyorum" iyilik demek bu anlama mı geliyor kendi göremedikleri şeyleri kendilerine uygulandığı gibi aktarmak ne kadar doğru yıllar boyu devam edecek travmalar yaratmaktan başka bir işe yaramıyor bu
İnsanoğlu hatırlamanın çok kolay unutmanın ise daha zor olduğunu söyler ya hep, gerçekten de öyle mi, doğru mu bu?
Unutmak zaman gerektiren bir şey ama hatırlamak öyle mi bir anlık olan bir şey bir anda hiç beklenmedik hiç olmadık, umulmadık anda hafızanda yer alabiliyor iyi ya da kötü bir anda farketmeksizin..
Bir şeyi hatırlamaya ya da unutmaya çalışınca daha zor oluyor bilinç altına çoğu zaman olumsuz bir şekilde yer alıyor.
Farklı ülke, farklı yaşam,farklı kültür, farklı stil ama aynı hayat..
İnsanın diğer yarısına daima evleneceği insana denir ya gerçekten öyle mi?
Bence hayır bir insanın diğer yarısı kardeşidir hayatının büyük bir kısmını onunla geçiriyorsun:iyi, kötü, ayrı, kolay ya da zor bir şekilde.
Yetimhanede birbirinin değerini anlayanlarıda gördük hiçbir zorluk yaşamamasına rağmen birbirlerine düşman gibi olanlarıda sonra ne mi oluyor kalplerini birbirlerini üzdükleri ile kalıyor pişmanlık duygusu ömür boyu peşlerinden gidiyor
Ailelerin bunda büyük etkisi var.
Nasıl derseniz evlatlarına ben bakamam, istemiyorum, mevbur kaldım diyerek yalnızlığa terk ediyorlar bununla bile büyük travma yaratırken belli bir yaşa geldikten sonra karşılanıra çıkıp daha fazla tramvaya sürüklüyorlar bırakırken ne yaşayacaklarını düşünmedikleri gibi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Döngü
Ficción GeneralRüyalar, gerçek hayatta bastırılmış bütün duyguların yaşandığı, kaçınılmazın olduğu bir dünya değil miydi? Rüyalar, en az gerçek yaşantı kadar acımasız bir yer değil mi? Hemen hemen herkes peri masalı veya rüya gibi: Güzel, sorunsuz, dertsiz vs gibi...