İçeri girince koltukta oturmuş bir şeyler düşünen Yazgı'yı gördüğünde yavaş adımlarla onun yanına gitmeye başladı. Yanına oturduktan sonra, "Yazgı," derken Yazgı'nın ona bakmadığını fark edince eliyle çenesini kavrayarak ona dönmesini sağladı. Yazgı'nın morarmış göz altını, solan yüzünü görünce beyninde şimşeklerin patladığını hissetti. Kalbine dolan öfkeyi atamazken, "Yine mi?" diye sordu fısıltıyla.
Yazgı ona cevap vermezken, Nazlı kalbindeki öfkenin artmaya başladığını hissedip durdu ve kendini sakinleştirmeye çalıştı. Biraz daha kendini kontrol edebildiğini hissedince, "Yazgı, tekrar mı başladın?" dedi dişleri arasından sinirli sesiyle. "Hani bırakmıştın? Kendi canına kastın mı var senin?" diye devam etti sessiz isyanına.
Hala ona cevapsız kalan Yazgı, başını aşağıya çevirirken, Nazlı onun sessiz kalmasına daha da sinirlenip, "Bir şeyler söyle! Ne söylebilirsin bilmiyorum ama Allah kahretsin bir şey söyle!" dedi içinde dolup taşan öfkeyle.
Yazgı sol elini, sağ kolunun dirseğine dayadıktan sonra, "İyi hissediyorum." dedi sadece. Nazlı onun verdiği cevaba daha da sinirlenirken, "Hayatını mahvediyorsun Yazgı." dedikten sonra, "Bir erkek uğruna kendini mahvediyorsun." dedi.
Yazgı bu konuşmadan öfkelenmiş gibi ayağa kalktı ve, "Yeter bu kadar." dedi sesindeki öfke belli olurken. Merdivenlere doğru yürürken Nazlı'nın sesini duydu.
"Yine kaçıyorsun, her şeyden kaçtığın gibi."
Nazlı devam etti. "O hayatını yaşıyor, mutlu olarak. Sen ise burada kendi sonunu hazırlıyorsun." Yazgı hiçbir şey söylemeden merdivenlerden çıkarken gözlerinden süzülen bir damla yaşın farkında değildi.
***
Onur, ona doğru gelen arkadaşına bakıp tekrar önüne döndü ve kahvesini içmeye devam etti. Yanına oturan Aras'a bakmadan kahvesini yudumlamaya devam ederken Aras'ın, "Derin'den ayrılmışsın." diyen sesini duyunca ona baktı.
"Dayanamadım. Üç yıldır bir şekilde dayanıyordum, ama artık olmadı. En son aldattığını öğrenince de, bitti her şey." dedi Onur derin bir nefes alarak. "Yazgı'yı özledim. Deli gibi özledim hem de. Aptal kafam yüzünden ondan ayrıldım ana şimdi köpek gibi özlüyorum onu." dedikten sonra koltuğun yanındaki komodinin küçük çekmecesinde olan kutuyu aldı.
"Antidepresan mı kullanıyorsun hala?" diye sordu Aras onun hâline üzülürken.
"Evet," dedi Onur kutuyu çekmeceye koyarken. "Bununla sakinleşebiliyorum."
Aras, "Menajerin ne söyledi bu ayrılma işine?" diye sorunca Onur alayla gülerek ona baktı.
"Delirdi." dedikten sonra, "Ve artık menajerim değil." dedi. "Zaten, bugüne kadar menajerim kalması hataydı. Onun saçma fikirleri yüzünden düştüğüm şu hâllere bak."
***
Biliyorum, çok kısa, ama kısa kısa bölümlerden oluşan mini hikaye gibi düşünün bu hikayeyi.
Kabuğuma çekilip, susuyorum. Sadece tek bir şey söyleyebilirim.
Karanlığa hoşgeldiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Back To Black
Ficción General"Sen o kadına geri döndün, Ve ben de bize geri döndüm." Onur ona baktı ne dediğini anlamış gözlerle ve Yazgı, onun gözlerinden süzülen bir damla yaşı fark etti.