giriş.

203 16 2
                                    

   Belki de ilk adımı ben atmalıydım, bilmiyorum. Sanırım korkuyorum. Reddedilmekten, bir kez daha kırılmaktan. Kendimi daha ne kadar parçalayacağım, hiçbir fikrim yok. Belki, diyor bir yanım, belki şansın yaver gider. Belki terslenmezsin. Ama diğer yanım hala korkuyor. Onunla konuşmayı düşündüğüm ilk saniye, dizlerimin bağı çözülüyor. Duvarlar etrafımda dönmeye başlıyor ve yutkunamıyorum. Konuşacak bir şeyimiz de yok. Daha varlığımdan haberdar değil.

   Ağlıyorum. Tam doksan dört gündür, her gece. Üzüldüğümden değil. Sadece korktuğumdan. Birine aşık olmak istemiyorum. Hoşlanmak bile istemiyorum. Bünyemi olumsuz etkileyeceğini biliyorum. Kafama çok takarım, en yakın arkadaşlarımın başını şişiririm. Bundan korkuyorum ya zaten; yakınımdakilerden uzaklaşmaktan. Bir süre sonra benim mızmızlanmalarımdan usanacaklarını biliyorum. Ben konuşmaya başladığım an başka konuya geçilecek, küçük aşk sorunumun konusu kapatılacaktı.

   Bir gün yine bu konuda mızmızlanırken, en yakın arkadaşım dahiyane fikrini ortaya atıveriyor. Üçümüz de onun etrafını daireliyoruz ve pür dikkat dinliyoruz.

   ''Plan konu açıp konuşmanızı sağlayacak ve ayrıca çok basit: Öğle arası kantinde, sen sıradan çıktığında onun arkasına geç ve, tam o çıkacakken ondan bir pipet iste.''  Anlamamış gözlerle ona bakıyoruz. Sonunda birimiz karşı çıkıyor.

   ''Ee, bunun hangi tarafı konu açacak? Çocuk pipeti verip sıradan çıkacak ve kızı arkasında bırakacak.'' Başımı eğip, parmaklarımla oynuyorum. Arkadaşım sırıtıyor. Bana dönüyor ve elini omzuma koyuyor.

   ''Pipeti isterken adını söyleyecek.''  Diğer arkadaşım ağzını açıp, anladığını belli eden bir ses çıkarıyor. Biz hala düşünceler içinde kayıp.

 

pipet.//hoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin