bir.

116 12 9
                                    

16 Ocak Cuma, 2015, 14.23
   Dört kişi, bahçeye çıkmak üzere koridorda yürüyoruz. Edea koluma girmiş, Kaelyn ve Melony önümüzden yürüyorlar. Hepimiz Kaelyn'in dediği bir şeye gülüyoruz. O sırada çoktan merdivene gelmişiz. Yukarı doğru bir çocuk çıkıyor. Yanında annesi olduğunu tahmin ettiğim bir kadın var. Birbirlerine çok benziyorlar. Çocuğun koyu kahve saçları, siyah olduğundan emin olduğum gözleri var. Hafif bronz teni, giydiği koyu yeşil ve siyah montuyla ahenk içinde. Sadece birkaç saniyeliğine göz göze geliyoruz. Hemen kafasını çeviriyor fakat ben hala bakmaya devam ediyorum. Yanımdan geçerken boyunun ne kadar uzun olduğunu fark ediyorum. Arkadaşlarıma ne kadar tatlı olduğunu söylerken sadece kıkırdaşıyoruz.
   O gün aklımdan hiç çıkmıyor. Arkadaşlarımın başını şişiriyorum. Ders boyunca susmuyorum ve çıkış zili çalar çalmaz servislerine koşuyorlar. Ben de servise biner binmez kulaklığı takıyorum ve yüzü anında kafamda beliriveriyor. Ancak iki şarkı sonra siliniyor.
   Ertesi gün yüzünü, hatta onu gördüğümü bile hatırlamıyorum. Gün normal ve yavaş geçiyor.

12 Şubat Perşembe, 2015, 12.33
   Edea ile kızlar tuvaletine yapmış olduğumuz kısa yolculuktan gelirken onu tekrar görüyorum. Fakat bu sefer okul üniformasını giymiş, saçlarını yüzünden biraz daha uzaklaştırmıştı. Beyaz tişörtünün üzerine greyfurt kırmızısı bir kapüşonlu giymişti. Yanında müzik sınıfımda olan Luke var. Ondan biraz daha kısa kalmıştı. Mükemmel görünüyordu.
   ''Böyle dikizleyecek misin? Yoksa gidip numarasını alacak mısın?'' Edea'nın bilmiş sesi kulaklarımda çınlıyor. Ona dönüyorum.
   ''Bir erkeğin numarasını alacak kadar cesaretli olduğumu sanmıyorum.'' Derin bir nefes alıp dolabıma yönelirken Edea arkamdan geliyor.
   ''Biliyorsun, sadece bakmakla bir yerlere geleceğini sanmıyorum. Neden bir dahaki onu gördüğümüz sefer gidip konuşmuyoruz? Luke'la takılıyor, hadi ama o kadar zor biri olamaz?'' Dolabın kilidiyle uğraşmayı bırakıp ona dönüyorum.
   ''Hey, Luke'un neyi varmış? Okulda tanıdığım en kibar erkeklerden biri o.'' Edea sadece kafasını sallayıp gülümsüyor.

13 Şubat Cuma, 2015, 10.43
   Kimsenin uğramadığı kütüphanede takılırken birden kapı açılıyor. İçeri girenin yüzünü gördükten sonra nefes alamıyorum.

Bu o.

Kafasını kaldırıp oturacak bir yer ararken göz göze geliyoruz. Hafiften gülümsüyor ve ben de ona karşılık veriyorum. Midemdeki şeyler harekete geçerken kalbim dört nala koşan yarış atı gibi hızlanıyor. Yavaşça yanıma yaklaşırken uzun koltuğa uzattığım bacaklarımı yere indiriyor ve ona yer açıyorum. Kusacağım sanırım. Dizlerim tutmuyor ve başım dönmeye başlıyor. Neden onca yer varken yanıma geldi? diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Sertçe yutkunup kitabımı kapatıyorum. O koltuğun yanındaki pencereden bakıyor.
''Okulun manzarası çok güzel.'' Sesiyle irkiliyorum. Derin ve kalın.
''Öyle.'' Ona bakarken cevap veriyorum ama o hala dışarıya bakıyor. Sonra bana dönüyor ve gözlerimiz buluşuyor. Utançla başka yere bakıyorum ve o da odadan çıkıyor. O çıkar çıkmaz elimi göğsüme koyup derin nefesler alıp veriyorum. Az önce ne oldu?

**

   ''Aman tanrım, Bel!'' Edea ellerini çırpıp bana sarılıyor.
   ''Büyütülecek bir şey değildi, Ed. Sadece cevap verdim. Kısaydı zaten.'' diyorum ama içimden zıplamak geliyor.
   ''Seninle gurur duyuyorum, Bel.''Melony yanıma gelip sırtımı okşuyor. Ona gülümsüyorum.
   ''Cidden kızlar, büyütülecek bir şey değildi. Tamam, yeter.'' Kaelyn kafasını sağa sola sallıyor.
   ''Bunu kutlamalıyız.'' Cidden mi?
   ''Cidden buna hiç gerek yok Ka-''Ancak o cümleyi bitirmeme bile izin vermiyor.
   ''Sus, Bel. Kekelemeden hoşlandığın erkekle konuştun. Bu kutlanması gereken bir şey. Okuldan sonra bir yerlere gidelim!'' Avuç içimi alnıma vuruyorum. Kızlar sadece kıkırdıyor ve Edea sırtımı sıvazlıyor.
   ''Bu kadar küçük şeyi kutlayacaksak asıl tanışma gerçekleştiğinde ne yapacaksınız acaba?'' demeden edemiyorum.

pipet.//hoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin