5-Bilgisayar Oyunu

78 8 0
                                    

Merhabalar.
Bu sınav haftam çok yoğun geçti.
Ve daha 2.si var.
Üstelik sayısal derslerim falan var bu seferde.
Aklıma fikir geldikçe yazmaya çalışıyorum.
Sevildiğinizi unutmayın.
Ve aklınıza fikir gelince de yazmayı unutmayın.

###

Yavaş yavaş alisiyordum bu eve.
Ama çıkış kapısı halen ortada yok.

Odama geldim ve banyoya girdim.
Saçlarımı toparladiktan sonra yatağa oturdum.

Ne yapicamki tek başıma.
Acaba Greg'in yanına insenmi.
Uzun zaman oldu bilgisayar oyunu oynamayali.

Kendime bir çeki düzen verip alt kata indim.
Salon niyetinde olan o odaya girdim.
Greg koltukta oturmuştu.
Elinde iki konsol vardı.

"Geldin demek. Bende seni bekliyordum."

Yanına geçtim ve koltuğa oturdum.
Beyaz olan konsolu bana verdi.

"Bari oyunu ben seçeyim."

"Tabiki. İstediğini seçebilirsin."

Aslında şöyle bir oyunlara göz gezdirdigimde tanıdık hicbirsey yoktu.
Belliki 'Zengin Greg' en yenilerini almış.

"Üzgünüm ama burdakiler hakkında en ufak bir fikrim bile yok."

"Tamam ozaman şunu oynayalım. Bu hem iki kişilik."

Sakince
"Olur" dedim.

1 saat boyunca aralıksız oynadıktan sonra sıkılmaya başladık.
Tabi her seferinde kazanan Greg oldu.

Televizyonun üzerindeki büyük saate baktım.
Saat 8 olmuştu.
Ne çabuk geçti bu gün.

Greg bir an bana bakınca korktum.
Bakışlarını üzerimden cekmiyordu.
Ve nedensizce bende ona bakıyordum.
Bakışları neden böylesine çekici gelmeye başladıki?

Yavaşça bana yaklaştığını farkettim.
Kendimi geri çekmiyordum.
Onu bekliyordum.
Ve en sonunda dudaklarını benimkine degdirdigini hissettim.
Beni öpmüştü.

Bunun farkına vararak kendimi hemen geri çektim.
Delirdinmi Vanessa.
Uff.
Ne yapmtim ben şimdi?

Tepki vermedim.
Greg utanır bir tavırla

"Şey ben çok üzgünüm Vanessa.
Bir an..."

dedi ve sözünü kestim.

"Önemli değil Greg. Tek suçlu sen değilsin ya."

ikimizde öylece oturup etrafa bakıyorduk.
Telefonum yanımda değildi.
Bayıldığım gece Greg aldı heralde.

"Greg. Birşey diyeceğim. Telefonumun nerede olduğu hakkında bir fikrin varmı ?"

"Hem telefonun. Onu unutmuşum."

"Peki alabilir miyim? Beni esir aldın. Bari telefonumu ver."

Ayağa kalktı ve

"Beni burda bekle. Telefonunu getirecgim."dedi.

Odadan çıktığında o olayı düşünmeye başladım.
Neden beni öpmüştü ki.
Benden hoşlandığını sanmıyorum.
İnsan hoşlandığı birini oldurmeye kalkamz.
Değil mi?

Çok geçmeden Greg elinde telefonumla geri geldi.
Çok özlemiştim.
Yanıma gelince onu almaya yeltendim ama Greg telefonumu yetisemiyecegim kadar yukarı kaldırdı.

"Telefonumu vereceğini söylemiştin."

"Evet. Biliyorum. Ama bir şartım var."

Kendimi koltuğa geri yasladım ve ellerimi göğsümde birleştirip

"Söyle."

dedim.

"Eğer ailenden birine yada bir tanıdığına mesaj atarsan ..."

dedi ve bekledi.

Aslında doğru demişti.
Bana guvenebulirmiydiki.

"Gerçekten kötü olur. Tamammi?"

"Tamam."

dedim. Telefonumu bana verdi.
Hemen açtım.
Ama buda ne.

"Greg! Bu benim hattım degilki! Neden hattımı ve numaramı değiştirdin?"

"Ne yani? Sana güvenmemi bekliyemezsin degilmi?"

"Seni pislik."

Ona çok sinirlenmiştim.
Neyin kafasını yasiyorduki.
Beni esir aldığı gibi birde herşeyime karışıyor.

Çaprazımda duran koltuğa geçti ve kendi telefonuna bakmaya başladı.

Güneş batmış sayılırdı.
Acaba yukarı çıksam Greg birşey dermiydi.
Şuan o terasa gitmeye herşeyden çok ihtiyacım var.

Ona söylemeden ayağa kalktım.
Ve yavaşça kapıya doğru ilerledim.

"Nereye gidiyorsun?"

İşte bekledigim o ses.
Off.

"Sen herseferinde nereye gideceğimi sormak zorunda mısın? Sonuçta artık burda yasamiyacakmiyim. Nereye gittiğim seni ilgilendirmez."

dedim ve hızlı adımlarla üst kata çıkmak için ilerledim.
Arkamdan gelmediğine sevinmiştim.
Anladı sonunda .
O büyük kapılara gelince sessizce içeri girdim.
O muhteşem manzara.
Halen beni benden alıyordu.
Yine kalakaldım orda.

Kapının arkamdan kapandigini hissettim.
Rüzgar usulca okşuyordu saçlarımı.
Güneş batmıştı.
Ağaçların hisirtilari tatlı bir müzik gibi kulağımda cinliyordu.
Sessizlik.

Yavaşça korkuluklara doğru ilerledim.
Bu nasıl bir cennetti?
İsviçre'de yaşmak istememin nedeni buydu.
Ama ben istediğim şeyden yoksunmusum meğer.
Gökyüzü harika. Herşey harika.
Hava kararmıştı.

Yarim saattir dışarıyı izlediğimi fark edince salıncağa oturdum.
Hava sogumustu.
Tüylerim urperiyordu.
Ama içeri girmeyi istemiyordum.
Kafamı geriye yasladım ve yıldızları izlemeye daldım.
Ne düşündüğümu bilmiyorum.
Ailem ile yaşadığım anılarım yok.
Arkadaşlarım ile anılarım olmadı.
Sadece İsviçre ve bilgisayarım.
Sahi.
Ne için geldimki bu dünyaya.
Fazlalık tan başka birşey değilim.
Aslında burda Greg ile kalsamda birşey değişmeyecek.
Ailem güvende olduğum sürece dünyanın öbür ucunda olsam bile beni umursamıyorlar.
Uff.

Derin bir nefes aldım.
Sonra gözlerim yavaşça kapandi.
Gerisi karanlık.



Bir Katilin EsiriyimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin