CEM

84 15 3
                                    

Duvara düz bir çizgi çizdim. Yan çiziği de ekleyerek bir haftayı tamamladım.

Bugün tam bir ay olmuştu. Julia ile tanışalı tam bir ay. Yeni bir arkadaşım oldu: Cem. Julia olmadığı zaman o yanımdaydı. Açıkçası bundan önce pek arkadaşım yoktu ama birden sanki bir sihirli bir değnek geldi ve iki tane arkadaşım oldu. Juliayı 2 haftadır görmüyorum ve açıkçası eksik hissediyorum. Farkında olmadan onun varlığına ihtiyacım var ve bu his çok berbat. Onla görüşmesem, fazla konuşmasak, hatta aynı ortamda bile olmasam yine de ona farklı hisseler besliyorum. Ve Cem;

Cem değişik bir çocuktu. Ne zaman canım sıkılsa yada ilaçlarımı içmeyip uyumadığım zamanlar yanımdaydı. Şu aşırı dikkat dağınıklığı için ilaçlarım. Beraber maç yapıp oyun oynuyorduk. Bisiklet sürüyorduk tabi bu sürüşler Juliayla sürdüğümüz zamanın yarısı kadar bile heyecanlı değil. Açıkçası Yaz tatilim ilk defa bu kadar iyi geçiyordu. Julia olsaydı daha da iyi.

Masanın üzerinden aşağı atladım ve anneme yardım için mutfağa doğru yürümeye başladım.

↓↓↓

"Hey adamım tut!"

Cemin hemen  arkasındaki Julia'yı gördüğüm an suratıma top yedim. Ama şuan bu önemli değildi çünkü şuan Julia bana bakıp gülümsüyor ve el sallıyordu.

Cem'in şaşırmasını umursamadan koştur koştur Julianın yanına gittim. İki hafta. Tam iki haftanın acısını çıkarta çıkarta sarıldım.

Geri çekildim ve suratına baktım.

"Selam"

"Merhaba."

Sesinin burukluğu gözümden kaçmamıştı. Canı mı sıkkın yada hastamıydı bilmiyorum ama iyi gözükmüyordu.

"İyi misin?"

"Ah, evet, iyiyim."

Cem yanımıza geldiğinde onları tanıştırdım ve hep beraber yere bağdaş kurarak çimlerin üzerine oturduk. İki sevdiğim insanın yanımda olması iyi hissettirmişti.

"E, Julia anlat bakalım ne yaptın 2 hafta?"

"Bisiklet sürdüğümüz gün kaçmıştım ya. Ailem çok kızdı ve 1 hafta ev cezası verdi. Bir hafta da iş aradım. Ve buldum."

"İş mi?"

"Evet Barlar sokağının orada. Para biriktirip yurt dışına gideceğim. Şuan reşitim ama param yok. Oradaki ailemin yanına geri dönmek istiyorum. Çok özledim çünkü."

Geri dönmek mi?

"Barlar sokağının tam olarak neresinde?" Hiç konuşmayan Cem birden olaya atlamıştı. Ama onu umursamadım.

Julianın gideceği fikri beni dehşete düşürdü. Onu bu kadar benimsemişken gitmesi çok saçmaydı.

"Anıl kafenin orada. Aslında almayacaklardı ama iki dil bildiğimi söyleyince aldılar."

O kafeyi daha önce de durmuştum. Ama iyi yönde değil. Sahibi tam bir pezevengmiş. Ve normal kafe gibi Milkshake değil Alkol satıyordu. Üstelik yasal değildi.

"Julia o işten ayrıl. Hem de hemen. Orada satılan hiçbir alkol yasal değil ve başın çok büyük belaya girebilir."

Kafasını hayır anlamında salladı. "Paraya ihtiyacım var. Hem bekli polisler beni sınır dışı ederler ve böylelikle benim işime de gelir."

Gitme diyemedim. Sana bu kadar alışmışken yapma diyemedim. Bazen sessiz kalmak kırıldığını göstermenin en iyi yoludur.

Bazıları gidiyor. Bazıları alışmaya çalışıyor. Hayat işte. Pek birşey kalmıyor geriye. Oturup saatlerce ağlamana sebep olacak şeyler, bir süre sonra sadece gözlerinin dolmasına sebep olabiliyor.

EVHAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin