AK- 1. Bölüm

79 14 6
                                    

1. Bölüm

Ona ne olmuştu? Benim bakmaya doyamadığım, şakadan da olsa vurmaya kıyamadığım adama ne olmuştu birden bire? Ona bir daha dokunamayacağımı bilmek canımı yakıyordu. Bu yüzden avuçlarım arasındaki cansız yüzüne bakarak öpücük kondurdum. O morarmaya başlamış dudaklara... Canım yanıyordu. Daha çok erkendi.

Onu bırakmak istemiyordum. O soğuk yere öyleyece sokulmasına izin veremezdim. Onun yeri orası değildi. O oraya ait değildi! Benim biricik aşkımın kollarımda olmaya ihtiyacı vardı. Herkese söylüyordum ama kimse inanmıyordu. Ben ona sarılsam iyileşirdi, gitmezdi. Bırakmazdı beni, söz vermişti. Beraber ölecektik, böylece ikimizde acı çekmemiş olacaktık ama o neden sözünü tutmadı?

Titreyen ellerimle onun soğuk yüzünü tutarken görevlilerden biri beni geri çekmeye çalışıyordu. Aşkımı bırakamazdım. Gitmesine, beni öylece arkasında bırakmasına izin veremezdim. Görevli çekiştirdikçe daha da sıkı tutunuyordum aşkıma.

"Bırakmam..." diye fısıldamıştım göz yaşlarım yanaklarımı ıslatıp onun kuru cildine damlarken. Aslında fısıldamak istemiyordum. Bağırıp çağırmak istiyordum, onu o lanet masadan kaldırıp tüm gücümle sarılarak öpmek istiyordum. Bana her defasında aşkla bakan gözlerini açsa... Bu yeterdi aslında.

Görevlinin birden beni duvara doğru fırlatmasıyla kollarım Kayra'dan ayrılmıştı. Dudaklarım arasından hıçkırıklar çıkarken kendimi toparlamaya çalışıyordum. O çoktan gitmişti, değil mi? Sözünde durmuştu aslında. Beraber ölmüştük, anlaştığımız gibi. O yoksa ben nasıl yaşayabilirim ki? Yıllarca sevdiğim erkek, Kayra'm... O mutluysa bende mutluydum, o üzgünse bende üzgün ve o artık bir ölüyse bende ölüydüm.

Kayra'nın yüzünü vücudunu örten örtünün devamı ile örterek kapattılar ve morga yerleştirirken babam koluma girerek beni oradan çıkarmıştı. Başımı onun güçlü koluna bastırarak ağlarken elini tüm gücüyle sıkıyordum. O artık yoktu.. Benim iyilik meleğim. O bu pisliklerle dolu dünyada tanıdığım en masum erkekti, en saf ve en temiz olanı. Ve artık yoktu. Buna alışmam gerekecekti, değil mi?

Annemlerin yanına gittiğimizde onlarında ağladığını görmüştüm ve bu yüzden kendimi toparlamaya çalıştım. Ben güçsüz değildim ve onlar da beni böyle bileceklerdi. Kayra için yas tutacaktım ama bunu onlar göremeyecekti. En azından bunun için çabalayacaktım.

Hastaneden ayrılırken bedenimi korku sarmıştı. Ya ben onu unutursam? Hayır! Bu mümkün değildi. O benim ilk ve tek aşkımdı, onu unutamazdım. Ondan başkası da olmayacaktı zaten. Bu yüzden unutmam imkansızdı. Bundan sonra hayatımda olacak iki erkek vardı. Biri babam, diğeri de dünyalar tatlısı Bal'dı. Bal, bana Kayra'nın hediyesiydi. Şimdi, Kayra'nın yokluğunda ona sarılacaktım. Belki o zaman beni hissederdi ve onu unutmadığımı anlardı. Onu şimdiden çok özlemiştim, deli gibi...

Geri dön aşkım...

*Kayra da kim? Ya Kayra'ya aşık olan? İlk bölümden acı haber pek hoş değil, değil mi? Daha bu karakteri tanıyamamışken hemde... Ama ileriki bölümlerde Kayra Bey'imiz size kendini iyice tanıtacak, merak etmeyin.

Ve multimedya da Kayra'mız var (Suho).

Yorumlarınızı bekliyorum ve evet baya bir kısa oldu ama bu acı sahneleri daha fazla uzatmak istemedim. Lütfen yorumlarınızı ve oylarınızı benden esirgemeyin.*

☆ Aşktan Korkma ★Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin