5.

710 48 14
                                    

Yoongi

Sabah yüzümü salyalara boğan bir adet Hollyle açmıştım gözlerimi. Göğsümde oturmuş yüzüme bakıyordu. Gülümseyip, "Günaydın,bebeğim" Dedim.  Kuyruğunu salladığında, kucağıma alıp onunla birlikte ayağa kalktım.

Odanın kapısını açıp, salona inmesi için dışarı bıraktım. Daha sonra banyoya girip günlük rutinimi hallettim.

Ben elimde havluyla banyodan çıkarken, telefonuma gelen aramayla gidip kimden geldiğine baktım. Ekranda görünen Taehyungie yazısıyla gülümsedim.

Çok bekletmeden, açıp "efendim" diye cevapladım.

"Günaydın, Yoonie. Umarım daha kahvaltı etmemişsindir"

Telefonu kulağımla omzumun arasına sıkıştırıp, okul kıyafetlerimi dolaptan çıkarmaya başladım.

"Yok daha giyinmedim bile. Hem neden soruyorsun?"

Telefonun diğer ucundan gülüşme sesi geldiğinde, istemsizce bende gülümsedim.

"Sizin sokağa giriyorum. Hazırlan in kapıda bekliyor olacağım."

Söyledikleri elimi ayağıma dolandırmıştı. Öyle ki, telefonu yere düşürmüştüm. Hızla eğilip Telefonu yeniden kulağıma tuttum.

"Ah, şey....tamam o zaman bekle geliyorum"

Cevap vermesini beklemeden yüzüne kapatmıştım. Hızla yatağa attığım giysileri giyip, aynanın karşısına geçtim. Gördüğüm şeyle dünyam başıma yıkılmıştı.

"YA SENİN NE İŞİN VAR ORADA YA??"

Burnumun kenarına çıkan sivilceye bir sürü küfür saydırdıktan sonra, pek vaktim olmadığı için kapatıcıyı bolca sıkıp kapatmaya çalışmıştım. Artık ne kadar yapabildiysem....

Çantamı alıp koşarak merdivenlerden aşağı indim. Ayağımın altında dolanan Hollye basmamaya dikkat ederek mutfağa ulaşmıştım.

"Anne ben çıkıyorum."

Tam dönüp kapıya doğru gidecekken, "Hey, kahvaltı etmeden nereye böyle?" Anında durup anneme döndüm.

"Bir arka-"

O sırada çalan kapıyla, merdivenlerden yeni inen babam kapıyı açmaya gitti. Aşırı gerilmiştim şu an.

Kapıyı açtığında, karşısında okul kıyafetleriyle etrafa aval aval bakışlar atan Taehyungu gördü. "Merhaba?" Babamın sorar gibi selam vermesiyle, aniden karşısında onu görünce şok olmuştu.

Bu haline gülesim gelmişti.

"Merhaba, efendim. Ben Yoongiyi almaya gelmiştim"

Annem de mutfaktan hızlıca geldiğinde,  tipi nasıl diye görmeye geldiğine emindim. Bana koluyla vurup göz kırptı. Taehyungu çok utandırmak istemediğimden, hızla babamın yanına gidip "Neyse biz gidelim" Taehyungu kolundan tutup çekiştirmeye başladığımda, itiraz etmeden peşimden geldi.

"İyi günler, efendim"

"İyi dersler, çocuklar"

Arabaya bindiğimiz gibi ikimiz de derin nefes almıştık. Daha sonra bir birimize bakıp gülmeye başladık. "Baban iştedir herhalde diye çalmıştım kapıyı ama, keşke çalmasaydım." Dediklerine gülüp önüme döndüm.

Arabayı çalıştırdığında, sessizce gideceğimiz mekanı beklemeye başladım. "Sen hiç ders okumuyor musun?" Sorduğu soruyla dönüp yüzüne baktım.

"Çalışıyorum. Neden ki?"

"Ne zaman baksam çevrimiçisin"

" O zaman sende çevrimiçi oluyorsun?"

Dediğime gülüp sessizce arabayı sürmeye devam etti. Bende arada aynadan davetsiz misafirimin ne durumda olduğuna bakarak gideceğimiz yeri beklemiştim.

Kafam biraz karışık.

Artık idare edin <3

Öpüyorum hepinizi

your smell | taegiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin