Baji
Sabahın ilk ışıklarıyla, bir trendeyim. Belkide yaptığım şey yasadışıdır. Belkide onu rahatsız ediyorum. Ama bu dünyanın sonu gibi. Ayrılıyoruz. Ben bunu kaldıramam. Belkide bu bencilce birşeydir.
Başımı yaslayıp gözlerimi kapadım.
"Kyoto'da olacağım."
Kyoto'da olacağım. Kyoto'ya geldim.
Cebimden telefonu çıkardım. Chifuyu'nun babasını aradım. Hiç sevmezdi babasını. Yaklaşık üç kez çaldı. Sonunda açtı."Chifuyu nerede?"
"Ne diyorsunuz? Siz kimsiniz?"
"Arkadaşı, Chifuyu nerede?"
"Adın ne çocuk?"
"Baji. Keisuke Baji."
"Biliyorum seni. Ama söylememi istemedi. Özellikle de sana söylememem için tembihledi."
Telefonu suratıma kapadı.
"Sokakta ilan mı dağıtacağım ben?!"
Belki de öyle olacak.
Telefonu yeniden aldım. Chifuyu'nun numarasını aradım. Hemen açtı."Ben seni engellemedim mi?"
"Özür dilerim..."
"Ne istiyorsun?! Beni rahat bırak!"
"Sen neredesin?"
"İstemiyorum seni!"
"Chifuyu sakin ol, neredesin? Lütfen söyle. Bunu yüz yüze konuşalım. İstemessen hemen Tokyo'ya dönerim."
"Shinagawa istasyonuna yakınım, sende orada indin, bekle beni. Oraya geliyorum."
...
"Chifuyu! Anlamıyorsun! Ben seni çok seviyorum!"
"Sadece canımı yakıyorsun."
"Ama-"
"Ben seni unutmaya çalıştıkça peşimde dolaşmayı bırak!"
Chifuyu beni ittirdi. Koşarak gitmeye başladı.
"Chi!"
Chi? Ona Chi demiştim. Ama umurumda değildi, onu yakalamaya çalışıyordum.
İkimizde koşuyorduk. Artık bedenimi hissetmiyordum, ama yinede koşuyordum. Sonunda, kat kat evlerin olduğu bir sokağa girdi. Bir kapıya çarpıp düştü.
"Chifuyu! İyi misin?"
Chifuyu
"Chifuyu iyi misin?"
Hala güzel güzel gülümsüyordu.
Bana uzattığı eline sertçe vurdum, elini kalbine götürdü.
"Niye?"
"SİKTİR GİT! SENİ UNUTMAYA ÇALIŞIYORUM! SENİN GİBİ BİRİYLE AŞK YAŞAMAK İSTEMİYORUM! TAKINTILI! TAKINTILISIN!"
Yakamdan tuttu, beni duvara dayayıp korkunç bir yüz ifadesi takındı.
"Ben seninle aşk yaşamak istiyorum ama. Üzgünüz dedik. Affet."
Gülümsedim.
"Affetmiyorum."
Beni duvara vurdu. Beni parçaladı.
Birbirimizin üstüne çıkıp polis ayırana kadar kavga ettik. Yüzlerimiz darma dağınıktı ama birbirimizden şikayetçi olmadık.Baji'nin yaptığı, geçmişte kalan şeyler yüreğimi acıtmaya devam ediyordu. Ama siklememeye çalıştım. Sargı dolu yüzlerimiz gülüyordu.
"Sonra görüşürüz Baji"
Dedim hastaneden çıkarken."Görüşürüz Chifuyu"
Dedi gülerek.Eve kadar otobüste fal taşı gibi gözlerle, sırıta sırıta yol aldım.
Baji'ye yanıktım. Baji'ye fena takıktım. O kadar ki yaptığı her hareketi hatırlıyorum. Bana nasıl vurduğunu, eski ve şeker gibi hislerimide hatırlıyorum.Eve varınca kendimi yatağa attım.
Bu yatakta onunla olmak vardı ama ben şansımı çoktan kaybetmiştim."Güneş doğana kadar sik beni."
Ben tanrı tarafından test ediliyorum.
Tüm arkadaşlarımla iletişimi kesip, yalnızlıktan delirme konumuna gelince olmuştu bunlar. Yalnızlık ona olan hislerimi uyandırdı. Yalnızlık iğrençti, nefret ederim. Ama kendim yaptım bu ortamı. Benim suçum. Ben sorunlu piçin biriyim. Takıntılı ve ellerini daha güçlü olmak için parçalayan, kendini insanlardan soyutlaması gereken bir ucubeyim.Arkadaşı bile olmayan, çalışmayan aptal bir sikiğim. Hayatım yok. Hayatımı kendim çöpe attım. Şimdi de ağlayacak kadar düşük biriyim.
Kendini öldürmesi gereken biriyim. Zaten ne olduğu fark etmez. Bir zerre gibiyim. Kum tanesiyim. Ailemin yada Baji'nin üzüleceğini sanmam."Ahaha..."
Hayatım boyunca sorun çıkardım.
Okulda, evde. Sorun çıkarmadığım tek zaman hiç bir işe yaramadığım zaman oldu. O kadar iğrencim ki intihar etmem gerektiğini söyleyip, bunu yapacak cesareti olmadığını bilen biriyim. Bu kadar alçak biriyim.Baji'yle mutlu olduğum, kötü davranmadığı zamanlara dönmek istiyorum. Ne yanlış yaptım? Nasıl böyle oldu hayatım? Çok iyiydik. En iyi çifttik. Öyle olacaktık.
"Düzeltemem."
İstek var mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sunshine//Bajifuyu
Fanfictionmangadan bağımsız! "AŞIĞIM SANA!" "BENDE!" ve iki çocuk birbirlerine bir daha göremeyecekmiş gibi sarıldı. "çok mutluyum..."