Bölüm 83 - Canavarların Dövüşü (2)

196 27 0
                                    

Satou ayağa kalktığında vücudu değişimler geçirmeye başlayıp insanlıktan gittikçe uzaklaştı. Kolları ve bacakları pullanıp daha çok kaslandı. El ve ayak tırnakları uzadı ve sertleşti. Kuyruk sokumundan oldukça uzun bir kuyruk çıktı. Kuyruktan, boynuna kadar uzanan dikenler çıktı.

Şu an tek kelimeyle oldukça görkemli ve de bir o kadar vahşi görünüyordu.

Satou'nun ani dönüşümü onu biraz daha şaşırtmıştı.

Satou bu sefer bir şey söyleme gereği duymadan hızla ona doğru atılıp pençesini savurdu. Keçi saldırıyı engellemek için çekici kullanıp diğer eliyle ona yumruk attı.

Yumruğu eliyle durdurdu ve kuyruğunu kullanarak yüzüne vurarak onu diğer tarafa savurdu. Tabii kuyruk saldırısının etkisi oldukça azdı.

Yine de azda olsa zarar verebildiği için sevindi Satou. Bu sayede de daha yakın saldırılara girmeye karar verdi.

Keçi adam da aynı şekildeydi. İstese yakından saldırdığından alev büyüleriyle rahatlıkla ezebilirdi. Ne de olsa bu gezegende ondan daha iyi büyü kullanabilen bir canlı yoktu. Fakat yine tam da bu yüzden eşit olsun diye kullanmamayı tercih etti.

Ve iki canavar böylece yakın dövüşe devam etti.

Keçi çekicini savurdu. Satou pençelerini kullandı. Dövüş bir süre böyle uzadı. İki tarafta deliler gibi birbirlerine saldırıyorlardı.

O sıralarda Elisa yavaş yavaş kendine gelmeye başladı.

"Ne? Ne oluyor?"

Biraz etrafına bakındı ve iki canavarın birbirleriyle savaştığını gördü. İlk başta ilk canavarı tanıyamadı. Fakat dikkatli baktığında şoka uğradı.

'Satou...'

Endişe ve korku yüreğini doldurdu. Fakat yapabileceği bir şey yoktu. Aptal değildi. En son olan olayları da az buz hatırlıyordu ve muhtemelen bu da o çekicin sınavının bir parçasıydı. Bu yüzden tek yapabileceği hayatta kalması için dua etmekti.

O sırada ilginç bir şekilde Satou'da tanıdığı birinin gördü ve içindeki endişe daha da arttı.

Bu sırada Satou'nun üstünde çeşitli darbeler oluşmuştu. Sol bacağının üst kemiği kırılmıştı ve bu sebeple hareket ettirmesi bile deli gibi acı veriyordu. Bunun dışında göğüs kafesinin orada kocaman bir çekiç darbesi inmişti. Bu darbenin acısı yüzünden az daha bilincini kaybedecekti.

Fakat tüm bunlara rağmen ayaktaydı.

"Hah, hah... Ahhh..!" diye acıyla uludu Satou.

Keçi adam ise oldukça formunda görünüyordu. Sakalları biraz dağılmış gibiydi. Fakat bunun dışında oldukça iyiydi.

"Heh, fena değil. Aslında biliyor musun? Oldukça etkileyicisin. Bu kadar darbeye rağmen hala bilincini koruyabilen pek yoktur. Üstelik senin kadar genç birisinin bunu yapabilmesi tek kelimeyle takdire şayandı. Fakat hepsi bu kadar. Bu işi artık bitirelim."

Ve daha sonra çekicinde oldukça fazla miktarda alev toplanmaya başladı. Alevlerle birlikte çekicin boyutu biraz arttı ve daha görkemli bir hal aldı.

Satou ise bunun son saldırı olduğunu fark etmişti. Bu yüzden neler yapabileceğini hızla düşünmeye çalıştı ve ellerinden birine ejder manası yükledi.

'Bunu bir süredir kullanmıyordum. Umarım işe yarar...'

Ejder manasıyla birlikte pençesi turuncu bir ışıltıyla parladı. Parlaklık gittikçe arttı ve hazır olduğunda ona yaklaşan çekice doğru fırladı.

Ejdertanrı EfsanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin