》1《

832 36 2
                                    

Arabasının camına vuran polis memurunun alışmış olduğu sesi ile Theo yavaşça gözlerini araladı, yüzünü ovuşturup doğruldu.

"Tamam, gidiyorum."

Sürücü koltuğuna geçip arabayı çalıştırmadan önce aynaya bakıp saçlarını düzeltti. Uyku sorunu olduğu için göz altları morarmıştı, iç çekip arabayı çalıştırıp oradan uzaklaştı. Her gün kahvaltı yapmak için geldiği kafenin önüne park ettiğinde arabadan indi, cam kenarında bir masaya oturup siparişini verdikten sonra kalkıp tuvalete gitti. Suyu açıp tekrar aynaya baktığında arkasında ablasını gördüğünde irkilip hızla arkasını döndü ama orada yoktu.

"Yine hayal görüyorsun Theo."

Aynaya tekrar döndüğünde Tara orada değildi, güldü Theo. Artık delirdiğini düşünmeye başlıyordu, suyu açıp yüzünü birkaç kez yıkayıp yüzünden süzülen su damlacıkları ile başını kaldırıp tekrar aynaya baktığında telefonu çaldı. Peçete makinesinden bir peçete alıp yüzünü silerken telefonunu çıkartıp kimin aradığına baktı, Scott. Telefonu açıp kulağına götürdü;

"Efendim Scott?"

"Theo Liam'a ulaşamıyorum okula gidip bakar mısın?"

Artık Beacon Hills'de olmadığından kontrol etmek için neredeyse her gün Theo'yu arıyordu, kimsenin umurunda da değildi zaten. Sadece işleri düştüğünde arıyorlardı.

"Oldu bil."

Scott'ın cevap vermesini beklemeden Telefonu kapatıp cebine koydu, elindeki peçeteyi çöpe atıp masasına döndüğünde henüz yememiş olduğu kahvaltısına baktı ve iç çekti;

"Umarım kahvaltı yapmaya fırsatım olmayacak kadar kötü bir durumdasındır Liam."

Theo okulun önüne gelip park ettikten sonra arabadan indi, okula doğru yürürken gözleri küçük betayı arıyordu ama tüm okulu turlamış olduğu halde onu bulamamıştı, telefonunu çıkartıp Liam'ı aradı ama açmıyordu. Sinirle ellerini saçlarında dolaştırdı Theo;

"Nerdesin?"

《◇》

Theo'nun tüm günü Liam'ı aramak ile geçmişti, bakmadığı tek yer bardı ve şuan barın önünde duruyordu. İçeri girip etrafta göz gezdirerek yürümeye başladı, yakışıklı yüzü hemen insanların dikkatini çekmişti bile. Bir kız Theo'yu bileğinden tuttu;

"Hey yakışıklı."

Bileğinden koluna doğru usulca parmak uçlarıyla okşarken Theo'nun yüzüne bakıyordu, Theo gülümsedi;

"Seninle ilgilenirdim ama birini arıyorum."

Kız gülüp Theo'ya daha çok yaklaştı ve elini tişörtünden İçeri sokup usulca karın kaslarını okşadı, kızın bu hareketi ile Theo'nun kasları gerilmiş ve her zaman ki piç gülümsemesi dudaklarında belirmişti.

"Daha sonra da arayabilirsin."

Theo kızı öpmek için eğildiğinde Liam'ın kokusunu aldı, hemen doğrulup kokunun geldiği yöne baktı;

"Gitmem gerek."

Kızın elini tutup tişörtünden çıkardı ve barın arkalarına doğru yürüdü, Liam duvar kenarında ki boş bir masada oturmuş içki içiyordu. Theo Liam'ın yaralı olmamasına sevinerek karşısına oturdu;

"Sarhoş olamayacağını biliyorsun değil mi?"

Liam Theo'nun geldiğinde şaşırmamıştı çünkü bara girer girmez onun varlığını hissettmişti bile, ona baktı;

"Söylediğin iyi oldu, bilmiyordum."

Theo Liam'ın alaycı ses tonuna gülerken elinden içki bardağını alıp bir yudum aldı, Liam'ın gözleri şaşkınlıkla büyüdü;

"Ne yapıyorsun? İğrençsin!"

Theo bardağı Liam'a tekrar uzatırken dudaklarını yaladı;

"İltifat için teşekkürler."

Liam bardağı itip kendinden uzaklaştırdı;

"Tekrar o bardaktan içmemi bekliyorsan tam bir gerizekalısın."

Theo omuz silkip bardaktaki içkiyi kafasına dikip ayağa kalktığında Liam'ı da kolundan tutup peşinden sürükledi;

"Scott gittiğinden beri babam gibi davranıyorsun."

Theo bu söylediğine göz devirirken bardan çıkmış arabasına doğru yürüyorlardı;

"Ne tesadüf sende çocuk gibi davranıyorsun."

Theo arabasının kapısını açıp Liam'a oturması için gözüyle işaret ettiğinde Liam itaat etmiş Theo da kapısını kapatıp sürücü koltuğuna geçmişti.

"Tüm gün barda mıydın?"

Theo arabayı çalıştırıp sürmeye başladığında sorduğu soru ile Liam ona baktı;

"Tüm gün beni mi aradın?"

Theo güldü;

"Tabiki hayır, eğlenmek için gelmiştim."

Eğer doğruyu söyleseydi onun için çok değerli biri olduğunu fark edeceğini düşündüğü için Theo her zaman yaptığı gibi yalan söylüyordu, duvarlarını asla indiremezdi.

"Belli, kokusunu alıyorum."

Theo başta ne dediğini anlamasa da sonrasında bardaki kızın ona dokunduğu aklına geldi, dudaklarındaki gülümseme ile Liam'a baktı;

"Tüm hayatımın senden ibaret olduğunu düşünmedin değil mi?"

Liam orta parmağını gösterip camdan dışarıyı izlemeye başladı, Theo onun bu haline gülse de başını yola çevirdiğinde gülüşü hemen sönmüştü. Theo duyguları anlamakta ve yansıtmakta çok kötüydü, çocukluğundan beri korku doktorlarıyla birlikte olduğu için insani duyguları zayıftı. İnsanlarla iletişim kurarken ne yapacağını bilemiyordu.

Liam'ın evinin önüne geldiğinde arabayı durdurup ona döndü;

"İyi geceler Liam."

"Uzatma da siktir git."

Liam arabadan inip evine girdiğinde Theo arkasından baktı, herkes ona böyle davrandığı için aslında alışmıştı. Theo'yu kimse sevmezdi, eskiden yaptığı şeyler kötüydü ve böyle davranılmayı hak ettiğini düşünüyordu ama istediği tek şey bir sürüydü, sadece daha fazla yalnız kalmak istememişti...

Liam'ın odasının ışıkları kapanana kadar beklemiş ve uyuduğundan emin olduktan sonra Scott'a Liam'ın iyi olduğunu haber vermiş ve uyuyacak yeni bir yer bulmak için arabasını çalıştırıp oradan uzaklaştı.

(Okurken rahatsız olabileceğiniz sahneler içerebilir.

Periboia Gaia'nın olimpos tanrılarına karşı yarattığı 12 giganttan Afrodit'e karşılık gelendir. Gigantlar yaratıldığı tanrının tam tersi özelliğe sahiplerdir.)

PERİBOİA || Thiam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin