Liam burnundan akan kanı sildiğinde Theo'ya baktı, üstünü giymiş saçlarını düzeltiyordu. Onca şey yaşamıştı ama hiçbir şey söylemiyor, şikayet etmiyordu. Duygularını göstermekte kötü müydü yoksa isteyerek mi oluşturduğu duvarların içinde yaşıyordu merak ediyordu.
"Tara kim?"
Theo Liam'ın sorusu ile duraksamıştı, boş gözlerle Liam'a bakıyordu. Liam onun bir şey söyleyeceğini beklerken Theo güldü;
"Bilmem, tanımıyorum."
Odadan çıktığında Liam'da koşup peşinden gitti;
"Seni ormanda bulduğumuz da ondan özür diliyordun."
Theo'nun çenesindeki kasları gerildi, Liam arkasında yürüdüğü için Theo'nun yüzünü görmüyordu. Theo kendini hemen toparlarken her zaman ki alaycı gülüşü ile gülüp asansörü çağırdı;
"Kim olduğunu bilmiyorum, bilinçsiz olduğum için saçmalamış olmalıyım."
İkiside asansöre bindiğinde Theo giriş düğmesine basıp sırtını asansörün duvarına yasladı ve kollarını önünde birleştirdi. Liam bu söylediğine kesinlikle inanamıştı ve bunu iğneleyici bakışları ile göstermekten çekinmiyordu. Theo onun bu sevimli haline gülümserken aklına onu neredeyse bu asansörün içinde öpmek üzere olduğu geldi, o gün kesinlikle dudaklarına yapışıp asansörün duvarına yaslayarak deli gibi öpmek istemişti. Ama yapamadın Theo, cesaret edemedin.
Asansör girişte durduğunda ikisi de inip çıkışa yürürken Theo ellerini pantolonunun ön ceplerine koydu. Park yerine geldiklerinde Theo arabasına bakınmış ama bulamamıştı, göz devirip Liam'a baktı;
"Sakın arabamı ormanda bıraktığını söyleme..."
Liam omuz silkip güldü;
"Tamam ,söylemem."
Yürümeye başladığında Theo arkasından baktı;
"Liam!"
Liam ona doğru dönüp geri geri yürürken gülüyordu;
"Sonra bunun içinde yumruk atarsın, gidip arabanı alalım."
Theo ona yetişip kolunu tutarak tekrar önüne dönmesini sağladıktan sonra adımlarını hızlandırıp önüne geçtiğinde ellerini tekrar ceplerine koydu;
"Eğer gözümün önünde düşersen hayatım boyunca sana gülerim."
Liam göz devirip ona yetişmek için hızlandı. Her şeyle dalga geçmeye nasıl da bayılıyordu ama.
《◇》
Theo'nun arabasını ormandan almış ve Deaton'un kliniğine geçmişlerdi. Liam günlerdir koku almadığı için tuhaf hissediyordu, huysuzlukla burnundaki kumaşı çekiştirdi. Theo ona bakıp gülümsedi ve başının üstünü patpatladı;
"Biraz daha dayan."
Liam başını kaldırıp yüzüne baktı;
"Ne olduğunu bilmiyoruz bile."
Deaton elindeki kitabı masanın üstüne bırakıp ikilinin önüne itti;
"Ne olduğunu buldum."
İkisi de ilgiyle kitabı incelerken Deaton konuşmaya devam etti;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERİBOİA || Thiam
Hombres Lobo"Theo hemen Liam'ın yanından uzaklaş!" Theo kaşlarını çattı; "Anlamadım?" "Bulduğunuz cesetleri inceledim, tırnaklarında diğer cesetlerin DNA'ları var. Birbirlerini parçalayarak öldürmüşler." Theo arkasında Liam'ın hırıltısını duyduğunda Liam'ın cam...