0.1

4K 220 46
                                    


Selaaam! Bu ilk bölüm, umarım beğenirsiniz.
Şimdiden desteğiniz için teşekkürler.
Keyifli okumalar!

                           'Geçmiş' 

20 Nisan 2012

Aşkın Ece Ve Derin Ömer: 12,
Polat:24,
Sıraç:22,
Kerim Ve Kerem: 18 yaşındalar.

Küçük Ece, çalışma masasında oturmuş ödevlerini yapıyordu, onun yaşındakiler okuldan nefret etseler de Ece hep okulu çok sevmiştir. Annesiz ve babasız büyümüştü Ece. Bu zamana kadar sadece abileri ve ikizi olmuştu ve bundan sonra da onun için öyle olacaktı. Özellikle Polat abisi, abilerinin hepsini çok seviyordu ama Polat abisi bir abiden çok babaydı Ece için, mesela Polat abisi olmadan geceleri asla uyuyamazdı. Abilerinin ve ikizinin aklına gelmesi ile dudağını büzdü Ece. Çok özlemişti hepsini. Polat ve Sıraç abisi işe gitmişti, Kerim, Kerem ve Derin'de okula. Ece bugün biraz hasta olduğu için abileri göndermemişti onu . Oda önceden kalan ödevlerini bitirmişti. Abilerinin gelmesine çok az bir zaman kala aşağıya inip, televizyonun karşısına oturdu ve sevdiği bir kaç çizgi filmi izlemeye başladı. Her ne kadar artık biraz da olsa büyüse de seviyordu çizgi filmleri. Aradan bir kaç saat geçtikten sonra kapı çaldı. Ece abilerini ve ikizini çok özlediği için heyecanla ayağa kalktı. O sırada evin görevlisi çoktan kapıyı açmıştı. Kapıdan, sırasıyla Polat, Sıraç, Kerim, Kerem ve Derin girdi. Ece özlemle, koşarak gidip Polat abisine sarıldı. Fakat bir terslik vardı, çünkü Polat abisi her zaman yaptığı gibi Ece'nin sarılışına karşılık vermemişti ya da onu kucaklayıp etrafında döndürmemişti. Ece, kaşlarını çatarak abisinden ayrıldı. Tam ağzını açıp ne olduğunu soracakken Polat konuştu;
 
"Bizi sattın mı?"

Ece, abisinin neyden bahsettiğini anlamayarak arkasını dönüp diğer abilerine ve ikizine baktı. Fakat karşılaştığı öfke dolu bakışlarla irkildi. Artık  bir şeyler söylemesi gerektiğini düşünerek tekrar büyük abisine döndü.

"Neden bahsettiğinizi anlayamıyorum abi. Hem sen neden bana sarılmadın?"

Polat daha fazla, kendince kardeşinin söylediği yalanlara dayanamayarak normalde dokunmaya kıyamadığı kız kardeşinin kolunu sıkıca tuttu.

"Rakip firmaya para için, ihale dosyasını verdin mi? Bizi sattın mı?!"

Ece abilerinin kendisine karşı olan bu öfkelerine anlam veremiyordu. Kolunun acımasıyla gözleri dolarken abisine cevap verdi.

"Hayır abi. Hayır! Yemin ederim yapmadım! Hem siz bana para veriyorsunuz ya, neden başkasından alayım ki. Lütfen kolumu bırak abi, canım çok acıyor."

Polat kısa bir süre afallasa da kardeşinin yalan söylediğini düşündü. Bir kaç saat önce gördüğü görüntüler aklına gelince kardeşinin kolunu sertçe bıraktı ve hırsla sert bir tokat attı. 

"Yalan söylemeyi kes artık! Sen nasıl bir çocuk oldun böyle? Utanıyorum senden. Üç kuruş için değdi bütün bunlara?"

Yanağının acısıyla ağlamaya başladı Ece. O bunları hak etmemişti, masumdu o. Dudağının kenarından boynuna doğru süzülen kanı umursamdan abisinin beline sarıldı.

"Abi, utanma benden. Ben öyle bir şey yapmadım yemin ederim sana. Hem sen bana vurdun eğer şimdi beni kucağına almazsan küseceğim sana."

Polat, kardeşinin söylediği yalanlar ile daha çok sinirlenip, hırsla Eceyi yere itti. Yalana tahamülü yoktu. İkizinin yere düşmesi ile Derin, koşarak onun yanına gidip, yerden kaldırdı.

"İkizim iyi misin? Korkma ben burdayım."

Ece, kollarını açıp ikizine sarılacağı sıra en küçük abileri Kerem Derini kendine çekti.

"Derin, bundan sonra o kızın yanına yaklaşmayacaksın o kötü biri!"

Derin her ne kadar bunu kabul etmese de ikizinin daha fazla yıpranmaması için sustu. Herkes bir tarafa dağılmış ne olacağını düşünüyordu. Ece, duvara sırtını dayamış, bacaklarını kendine çekmiş ağlıyordu. Önceden Ece'nin tek bir damla göz yaşına dünyayı yakacak dört adam ise öylesine oturmuş, acımasızca kardeşlerinin akan gözyaşlarını izliyorlardı. Ece, ağzını açıp bağırıp çağırmak istiyordu, ben yapmadım, bana inanın diye haykırmak istiyordu ama bir tokat daha yemekten de ölesiye korkuyordu. Yarım saat geçmesine rağmen kimse ağzını açıp tek kelime etmiyordu.

Polat, nefret ve öfkeyle önceden saçının teline zarar gelmesine izin vermediği kardeşini izliyordu. Kimse Polat Aslan'a ihanet edemezdi. Bu kendi kardeşi bile olsa hak ettiği cezayı alırdı.
Sıraç, İfadesiz bir şekilde kardeşine bakıyordu. Abisi ona vurduğunda içi acısa da hak ettiğini düşünmüştü, çünkü görmüştü o videoyu, kız kardeşi kendi elleri ile o adama dosyayı veriyordu. Aklına gelen video ile yumruklarını sıktı.
Kerim, asla inanmıyordu kız kardeşinin böyle bir şey yaptığına, videoyu oda izlemişti ama yine de inanmıyordu. Fakat abilerinden korktuğu için ağzını açıp tek bir kelime bile edemiyordu.
Kerem, belki de şuan kardeşinden en çok nefret eden oydu, yıllarca gözünden sakındığı kardeşi onları arkalarından bıçaklamıştı. Bu da en çok Kerim'i öfkelendiriyordu.
Derin ise içi giderek bakıyordu biricik ikizine. O videoyu izlememişti ama izlese de inanmazdı. Onun ikizi böyle bir şey yapmazdı, saftı Ece, böyle saçma bir şey yapmazdı,yapamazdı. Abilerinin ikna olacağını bilse bağırır çağırırdı fakat inanmayacaklarını biliyordu.
Ece, daha fazla bu bakışlara dayanamayarak ayağa kalkıp merdivenlere yönelmişti ki Polat abisinin dedikleri ile olduğu yerde dona kaldı.

"Valizini hazırla Bursa'ya gideceksin, teyzemin yanına. Evimde bir hain istemiyorum"
            

Eveeeeet bitti!
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

GeçmişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin