İkinci bölüm ile karşınızdayım, umarım beğenirsiniz. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum, desteğiniz için şimdiden teşekkürler. Keyifli okumalar diliyorum.
30.06.2022
Aşkın Ece Çetin;
Üzerimdeki zarif elbiseye bakıp gülümsedim. Doğum günümdü, yirmi ikinci yaşımın günü. Onlarsız geçen onuncu yaşımın günü. İftiraya uğramamın üzerinden geçen koca on sene, ailemin bana inanmayışının üzerinden geçen on sene. Bütün vücudum acıyla kasıldı. Zordu, tek başına koskocaman dünyada savaşmak çok zordu. Elim yanağıma gitti. Cayır cayır yanan yanağıma. Aniden kapının açılması ile elimi yanağımdan çektim. Aynadan kapıya baktığımda teyzemi gördüm. Gülümsedim.
"Teyzem, nasıl olmuşum?"
Teyzem, yanıma gelip ellerimi tuttu.
"Prensesler gibi olmuşsun kuzum," yutkundu, bir şey söylemek istiyormuş gibiydi.
"Teyze, sen bana bir şey mi söyleyeceksin?"
Gözlerime baktı, bir kaç saniye öylece baktıktan sonra başını iki yana salladı. Ben de fazla üstelemedim. Teyzemin elini tutarak odadan çıkardım. Aşağıya indiğimizde misafirlerin çoktan geldiğini gördüm. Doğum günüm için küçük bir kutlama düzenlemiştik. Üniversite'den arkadaşlarımı çağırmıştım, bir kaçını selamlamaya başladığımda asıl aradığım kişiyi bulamamıştım. Geç kalmış olamazdı, pastayı onunla üfleyecektim. Kaşlarım çatık bir şekilde etrafa bakarken birden havalanmam ile küçük bir çığlık attım.
"Kaşlarını çatma, sana yakışmıyor kızıl fare!"
Sahte bir sinirle göğsüne vurdum.
"Yaa Ali bana şöyle deme diyorum sana!"
Kafasını geriye yatırıp kahkaha attı. Onun gülmesiyle bende gülümsedim. Beni yere indirip baştan aşağıya süzdü. Bu hareketi karşısında istemsizce bende kendimi süzdüm.
"Bu ne kızım çok çirkin olmuşsun sen!"
Gözlerimi kısıp, kollarımı göğsümün altında birleştirdim.
"Bana diyene bak! Asıl sen sıçana benzemişsin."
Gülerek saçımı çekti. Ona gözlerimi devirdim.
"Çocuk muyuz biz Ali, ben bugün yirmi iki yaşına giriyorum."
"Ah pardon unutmuşum ya, yirmi iki yaşında çizgi film izleyen bir yetişkindin dimi sen?"
Sinirle ensesine vurdum. Aylar önce Ali'nin velet kardeşi yüzünden çizgi film izlemiştim ve Ali de onu görmüştü o zamandan beri dilinden kurtulamıyordum.
"Gerizekalı senin kardeşin yüzünden izledim ben o çizgi filmi!"
Söylediklerime aldırmadan at gibi kişnemeye devam etti. Onun bu haline daha fazla dayanamayıp bende gülmeye başladım. Deli gibi gülerken teyzemin delici bakışları yüzünden susmak zorunda kalmıştık. Ali, kolunu omzuma atıp beni kendine çekti. Birlikte bahçenin belirli yerlerine konan armut koltuklara oturduk. Bir kaç saat boyunca Ali ile dedikodu yaptıktan sonra davetlilerle birlikte pastayı kesmek için bahçenin orta kısmına toplandık. Teyzem, elinde pasta ile mutfak kapısından çıkıp yanımıza geldi. Ali'nin elini sıkıca tuttum. Gözlerimi yumdum. "Yandığım kadar yanmalarını istiyorum". Gözlerimi açıp Ali'nin elini sıktım, aynı anda üflediğimiz mumlardan sonra ufak bir gürültü koptu. Uzun süren hediye faslından sonra Ali ile deli gibi dans etmeye başlamıştık. Kısa süreliğine de olsa geçmişi geçmişte bırakıp gönlümce eğleniyordum. Bir kaç saat daha deli gibi eğlendikten sonra partinin sonuna gelmiştik. Herkes evine gittikten sonra bende yorgunlukla teyzemi öpüp odama çıktım. Saate baktığımda gece yarısına çok az kaldığını gördüm. Telefonumu alıp ezbere bildiğim numarayı tuşladım ve görüntülü arama başlattım. Kısa bir süre sonra ekranda onun yüzü belirdi, ikizimin. Gülümseyerek yüzümün her santimini inceledi.
"Aşkım! Doğum günün kutlu olsun ikizim!"
Bu dediğine güldüm. Aşkın yerine aşkım demişti.
"Aşkım değil Aşkın salak," derin bir nefes aldım "Doğum günün kutlu olsun ikizim."
Gülümsemesi genişledi, elini ekranda yanağımın olduğu kısma koydu ve orayı okşamaya başladı.
"Seni özledim ikizim."
İçimden bizi ayıranlara bir kez daha lanet ettim.
"Gel buraya Ömer, kaç yıldır gelmeni söylüyorum ama sen hep bir bahane buluyorsun. Abilerin mi izin vermiyor yoksa?"
Yutkundu. Biliyordum işte, engelliyorlardı onu. Akıllarınca benden uzak tutmaya çalışıyorlardı ikizimi. Benim saf kardeşim ise sırf ben daha fazla üzülmeyeyim diye bir şey diyemiyordu. Duyduğum, bağırış sesleri ile irkildim. Kaşlarım çatıldı, gürültü Ömerlerin evinden çıkmıştı.
"Ne oluyor, Ömer!?"
Onunda kaşları çatılmıştı, büyük ihtimalle abileri kavga ediyordu.
"Bilmiyorum Aşkın, ben seni daha sonra arayacağım!"
Bir şey dememe fırsat vermeden telefonu kapattı. Mümkünmüş gibi daha fazla gerildim. Umarım bu gece Ömer zararlı çıkmazdı. Derin bir nefes aldım kalkıp, üzerimde ki elbiseyi çıkardım ve pijamalarımı giydim. Bir kaç saat boyunca telefonumla oyalanıp Ömer'in aramasını bekledim. Artık aramayacağına emin olduktan sonra telefonumu şarja takıp uyumaya çalıştım. Bir kaç dakika yatakta dönüp durduktan sonra Ömer'i düşünerek kendimi karanlığa bıraktım.
.
.
Güne teyzemin bağırışlarıyla uyandım. Ne kadar da şahane bir başlangıç.. Telefonla konuştuğunu anladığımda gözlerimi devirdim. Bunun için mi mükemmel uykumdan uyanmıştım ben? Oflayarak yataktan kalkıp lavaboya gittim. Her zengin gibi odamda kendime ait bir lavabom olsun isterdim ama maalesef yoktu. Lavaboda işlerimi bitirdikten sonra aşağıya, teyzemin derdi neymiş onu öğrenmeye indim. Salona girdiğimde teyzemi ağlayarak bulmak en son beklediğim şeydi açıkçası. Yanına gidip oturduğumda birden bana sarılıp ağlamaya devam etti. Ellerimi beline sardım.
"Teyze, ne oluyor?"
Aklıma birden Ömer geldi, dün birden telefonu kapatmıştı ve beni geri aramamıştı. Hızla teyzemden ayrıldım. Gözleri acıyla kaplanmıştı.
"Teyze yoksa Ömer'e mi bir şey oldu?!"
Yutkunup başını iki yana salladı.
"Bana yalan söyleme! Eğer Ömer'e bir şey olmadıysa neden bu kadar ağlıyorsun!?"
Başını yere eğip elleri arasına aldı. Kesin bir şey olmuştu, Ömer'e zarar gelme ihtimali ile gözümden bir kaç damla yaş düştü. Salondan çıkıp Ömer'i aramak için arkamı döndüğümde, teyzemin dedikleri ile olduğum yerde kalakaldım.
"Polat, kaza yapmış. Durumu kritikmiş."
.
.
.
Evet, ikinci bölüm sonu.. Bölüm nasıldı sizce, beğendiniz mi? Beğendiğinizi varsayıyorum... Üçüncü bölümde görüşmek üzere. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum....
[Aşkın'ın Doğum Günü Elbisesi]
1.07.22
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmiş
ChickLitAilesi tarafından evden kovulmuş, küçük yaşında bir çok şeye göğüs germiş bir kızın hikayesi bu...Kırık kalplerin hikayesi. Bir şansı hak ediyor galiba, sence?