Ölümün Nefesi

88 5 1
                                    

Altıncı bölüme kadar sabreein. Ondan sonra çok güzel şeyler olacak. Şimdiden iyi okumalar. Yabancı isimlerin olduğuna kanmayın.
  
Bu kadar eylence yeterdi artık eve gitmenin zamanı gelmişti. Hele şükür ki içkiyi az içmiştim de araba sürebilirdim. Range Rover'ime binmek üzereydim ki bir ses
-“ Skyler. " ismimi bu kadar güzel telaffuz edebilen tek insan Joe. Kumral dalgalı saçı, yeşil gözü ona çok yakışıyordu. Yine tarzını ortaya koymuş ve çok yakışıklı olmuştu. Bana iki eli cebinde yaklaştı ve
-“ Sen alkol aldın, ben arabayı sürerim sen yan koltuğa geç. " Ah düşünceli Joe. New York'un en nazik erkeği denilebilirdi onun için. Onun gibi bir komşuya sahip olduğum için çok şanslıydım. Ben yankoltuğa geçtim o da şoför koltuğuna geçti. Eve kadar hiç konuşmamıştık. Eve geldiğimizdeyse i arabayı park etti ve ikimizde gökdelenin 10. Katındaki evimize girdik. Eve girdiğimde içerde kimse yoktu her zamanki gibi. Babam ve annem yine eğlencenin dibine vurmuşlardır kesin. Annem başka bir erkeğin koynunda babam başka bir kadının koynunda sabahı edeceklerdir. Sabah eve geldiklerindeyse bana beceremeye beceremeye rol yapıp geceyi beraber geçirdik havaları verecekler. Her sabahki manzara olduğu için ezberimdeydi artık. Geniş odama gidip Üzerimi değiştirdim, makyajımı temizleyip yatağa attım kendimi.
  **
   Telefonumun zil sesi sabah erkenden uyanmama sebep oldu. Annem arıyordu. Saate baktığımda beşe çeyrek vardı. Neydi şimdi bu, uyandırma metodu mu? Bu saatte uyanmazdım ki, beni bu saatte uyandırmazlardı. Gözlerimi zar zor açıp telefonu komodinden aldım. Açma tuşuna basıp yanağıma koydum
-“ Efendim anne." dedim mırıldanarak. Annemin sesi cansız geliyordu, belli ki hâlâ alkolün etkisindeydi.
-“ Kızım çabuk aşağı in, yardım et." bu alkol almış sesi değildi yaralanmış acı çekiyor sesiydi. Yanağımın üzerindeki telefonu tutup Hemen yatağa oturdum ve kalbimin sıkışmaya başladığını hissettim
-“ Anne ne oldu? İyi misin? Nerdesin?"
-“ İyi değilim ne olur yardım et." arkadan ambulans ve polisin siren sesleri geliyordu aynı anda da dışarıdan aynı ses geliyordu.  Yataktan hemen indim ve pencereye koştum. Kalbimin sıkışması daha da artmıştı.
-“ Anne sen sakin ol hemen geliyorum."
-“ Seni son bir kez görmek istiyorum kızım."
Evin önündeydi annem, Araba hurdaydı. Kulağımda telefonla evden koşarak çıktım. Göğüs kafesim kalbime dar geliyordu. Bizim kattaki asansör düğmesine basmamla asansörün gelmesi bir oldu çünkü bu saatte kimse ayakta olmazdı. Asansör durur durmaz hemen çıkış kapısına koştum ve dışarıya çıktım. Binanın sol tarafında ilerde  annemin arabası duruyordu. Hurdaydı. Etrafını polis ve sağlık görevlileri sarmıştı. Güneş yavaş yavaş ışıklarını şehrin üzerine dağıtmaya başlıyordu. Etraf alaca karanlıktı. Gözlerim yanmaya başlamış, yaşları durduramıyordum. Sabah serinliği pijamalarımdan içeriye dalıyor beni üşütmeye yetiyordu. Yerimde dona kalmıştım, hiç bir şey düşünemiyordum. İnanmak istemiyordum. Bu arabadan annemin ölü çıkacağına inanmak istemiyordum. Ayakların ne kadar geri gitmek istesede baynim yürü komutu veriyordu. Sonunda mücadeleyi beynim kazandı ve yavaş hareketlerle yürümeye başladım. Sonra annemin dediği aklıma geldi “seni son kez görmek istiyorum" Bu kelimeler bacaklarımı harekete geçirdi ve koşmaya başladım.Hurdaya dönmüş arabanın yanına vardığımda yerde görmüş olduğum kanlar beni yavaşlattı. Artık sessiz ağlamam kesilmiş yerini hıçkırıklara bırakmıştı.arabanın etrafına sarılmış sarı şeritlerin altından hızla geçerek önüme geçen bütün polislerden kurtuldum ve şoför koltuğunun yanına geldim. Annem gözü yarı açık şekilde karşıya bakıyordu. Yoksa! Yoksa ölmüş müydü. Yetişememiş miydim? Annemin kafasını bana çevirmesiyle ölmediğini anladım. Titrek ve korkak sesimle
-“ Anne" diyebildim sadece. Annem kolunu hafifçe kaldırıp yüzümü okşadı. Sicim gibi akan yaşlar elindeki kanın üzerine damlıyordu. Elindeki kan yüzüme bulaşmış olacak ki yüzünde sıcak bir şey hissettim. Yüzündeki elini tuttum ve
-“ Beni bırakma."  deyip elini öptüm. Annem dudağını diliyle ıslattı
-“ Tanrı seninle kızım. Tanrı sana yardımcı olacak. Ona güven."
-“ A- an- an- ann-Anne  böy- böy - böyle  de-de- dem-demme." bir kaç saniye sonra annemin gözü arabanın tavanına dikildi ve öylece kaldı. Kalbimi almışlardı artık. Korku ve çaresizlik bütün bedenini ele geçirmişti.
-“Anne! Anne! Beni bırakamazsın! Anne!"  beni bırakmasın diye çığırsam da annem artık yoktu. Bir polis memuru beni zorla annemden ayırmaya çalıştı ama annemi bırakmadım. Sonra beynim bana şunu söyledi Annen artık yok. Beyninin susmadı için ne kadar kafama vursam da susturamamıştım. Polis benim bu halimden yararlanıp beni ambulansla götürdü. Çırpınan bedenimi zorla sedyeye yatırdılar. Beynim hala susmuyordu Annen öldü, artık annen yok.
-“ Sus geri zekalı sus, annem ölmedi!!!!" diye beynimi susturmaya çalışırken bir anda uyuştum ve bir kaç saniye sonra kollarımı yorgun düşmüştü, dilim
-“ Annem ölmedi diye sayıklarken beynim Annen artık yok diyordu. Bir kaç saniye sonra her şey siyaha büründü...

360Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin