Bu bölümü heyecanlanıp akşam dört sularında atıcaktım ama tuttum kendimi- yorumlarınızı esirgemeyin aşkolar~
***********************************
Sizin Dilinizden v(◦'ωˉ◦)~♡Düşün, planla ve harekete geç...
Armin'in bana öğrettiği en önemli üç kuraldı bunlar.
Düşünmeden ve kafanda ne yapacağını planlamadan hareket etme... iyice düşünmeden planlama...
O yüzden şu anda herkes etraftaki koli ve eşyaları panik ve telaşla oradan buraya taşırken ben sadece durmuş dalgınca ileri bakıyordum.
-(S/A)! Acelemiz var kızım! Niye bön bön duruyorsun orda?!
Mikasa'nın sinirli homurdanışı, ardından bana üç tane erzak kolisini aynı anda devretmesi üzerine içine daldığım düşüncelerim dağılmış ve beynim sadece bu eşyaların altında ezilmeden nasıl yürüyebileceği üzerine yoğunlaşmıştı.
-Bunları beyaz jipe götüreceksin, dedi Mikasa, acele et!
Zorla hareket ederek kucağımdakileri üssün kapısına park etmiş arabaların yanına götürmeye uğraştım.
Tam tamına üç gündür bu haldeydik...
Herkesin tek derdi hızlıca üssün her yerine dağıttığımız eşyaları toparkamaktı. Levi ve Hange Çarşamba günü -yani bugün oluyor- yola çıkacağımızı ilan ettiklerinden beridir etraf bayram arefesi gibi dağılmıştı. Arabalar garajdan çıkartılıp üssün kapısına park edilmişlerdi. Yatakhanelerdeki tüm özel eşyalar çantalara tıkıştırılmış, yolculuk için gereken malzemeler kutulara kapatılıp arabalara yüklenilmişti. Daha doğrusu... hala yükleniyordu.
Bir kaç saat sonra yola çıkacak olmamız herkesi acaip geriyordu...
Mike ve Nanaba, dün herkesi arabalara dağıtmış ve yolu bize göstermişlerdi. Kimse benim yola çıkacağımıza şaşırmamama tepki göstermemişti. Bende onların bana zahmet edipte olayı bir gün önceden söylemelerine tepki göstermemek için zor tutmuştum kendimi.
Dün akşam Farlan her bir grubu çağırarak teker teker kendilerine düşen erzağı ve gidecekleri yolu göstermişti. Bizim grup, iki hafta önce kaçırdığımız siyah SUV'u alacaktı. Altı kişiydik; Ben, Armin, Mikasa, Eren, Connie ve Sasha. Bu grupta olmak aslında beni strese sokuyordu çünkü hafızam istemsizce Erwin'in bu grubu yem olarak kullanıp duvardan kaçmayı planladığı anıları su yüzeyine çıkarıyordu. Ama yine de yanımda bizimkilerin olması, Brett'le düşmemden bin kat daha iyiydi.
-Şu anda Portekiz'in Atlas'a olan kıyısındayız. Bakın şurada, tam Cascais'teyiz. Şuradaki yeşil bölge bizim üssün içinde olduğu ormanlık alan.
Farlan'ın ciddi sesi, hepimizin haritaya odaklanmasını sağlamıştı.
-Tüm arabalar aynı anda yola çıkacak. Ara yollardan geçip A-5'e sapacağız. Ama takip edildiğimizi sezdiğimiz anda, arabalardan ikisi ana yoldan ayrılıp, geri gerisin geri dönerek bizi takip edenleri sıkıştırmaya çalışacak. Tabi bunun işe yaramama olasılığı çok yüksek. Her neyse, siz ne olursa olsun yola dümdüz devam edeceksiniz.
Hepimiz yutkunduk. Ana yoldan ayrılmak belki de çok daha iyi bir seçenek olarak görünüyordu ama tam tersine; eğer takip ediliyorsak yoldan sapmak şüpheli bir davranış olacak ve peşimizdekilerin diğer arabaların peşine takılmalarını sağlayacaktı. Ve bizde yolumuza devam edecektik.
-Armin sen sürücüsün. Yanında herhangi bir saldırı durumunda hazır olması için (S/A) oturacak. Geri kalanlarınız arkada camları Sasha ve Mikasa'ya bırakın. Aranızdan saldırmak için en hızlı bir şekilde arabadan ayrılmaları gereken onlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okyanus Yüzeyi // Armin x Reader
Fanfic❗❗"Okyanusun Dibi" Kitabının ikincisidir❗❗ Dünya üzerinde bizden yüzlercesi vardı... belki de binlercesi... Ama şimdi sadece bi avuç kadarız... arkamızda kalan cesetlerden oluşan yığına bakmaya korkarak avcıların arasında ilerleyen bir grup tavşan...