"Sen neden ağlıyordun" dedi.
"Sen neden ağlıyorsan ondan" dedim. Ardından "Adın ne?" diye sordum.
"Bana 𝙆𝙤𝙤𝙠 de" dedi. "Peki ya senin? "
"Sende bana 𝙇𝙞𝙢𝙖𝙧𝙞𝙤 de" dedim.
umarım beğenirsiniz ilk hikayem^^
Telefonu kapattıktan sonra spor kıyafetlerimi giyip çıktım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(bunu giydi)
Aslında bugün yeni spor salonuna gideceğim için heyecanlıydım.Çünkü yeni insanlar tanımayı severim. Bir önceki spor salonunu bırakmak zorunda kaldım çünkü o bina yenilecekmiş.
Dolapların olduğu odaya girip çantamı bırakmayı hedefliyordum ve tam dolabımı açacakken arkamdan gelen "Lisa" sesiyle irkildim ve arkamı döndüm.
Arkamdaki kişinin kim olduğu hakkında bi fikrim yoktu. Ama tüm kızların sevgili olmak isteyeceği bir kişiydi kahverengi gözleri ve kahverengi saçlarıyla kusursuz görünüyordu yüzü pürüssüzdü , sanki bir melek gibiydi...
"Lisa? " dedi. O melek adamın kim olduğunu öğrenmem gerekiyordu. "Pardon tanıyamadım? " dedim.
O da bana "Ahh şey ben Jungkook , Jeon Jungkook"Ne yani bu internette konuştuğum olan mıydı? Hemen merak içinde "Namjoon oppanın arkadaşı olan Jungkook musun? " dedim.
"Evet" dedi. O an daha da büyük bir şok geçirmiştim... Şok içinde ona bakıp bir yanda düşünürken onun sesi bu düşüncelerimi bozmuştu "Senin buralarda olduğunu bilmiyordum aslında ben burda basketbol için başkanlık yapıyorum , sende sanırım voleybol için geldin" dedi.
Voleybolu nasıl tahmin etti bilmiyordum ama sadece kafamı onaylar anlamda salladım. "Şansa bak bugün maçınızla ilgilenecek olan hoca ayağını burktuğu için gelemeyecek onun yerine ben ilgeleneceğim" dedi.
Nedense bi anda heyecanlandım ve napacağımı bilemedim.Dona kalmıştım ama içeri gitmezsem başkanı olduğum takımımla olan antrenmanımı kaçıracaktım. Hemen "Bi an önce gitmeliyiz yoksa geç kalacağız" dedim.
O da kafasıyla onayladığında voleybolun oynandığı alana gittik. Ben en önde olmak üzere takımla birlikte önce koştuk. Koşu bittiğinde maça başladık.
Jungkook
Lisa'yla karşılaşmak çok büyük bir şansken bir de şuan önümde takımıyla beraber voleybol oynuyordu.Ama o parlıyordu , bir yıldız gibi... Yaklaşık 1 saat sonra antrenman bitti ve üzerini değiştirmek için içeri gitti. O bir tanrıça gibiydi.
