9.Bölüm Yoktu

48 6 5
                                    

Geçtiğimiz öğlen tenefüsünü hayatımın en güzel 50 dakikası olarak hatırlayacaktım.Agalar gurubu sahiden muhteşemdi herkes birbirinden farklıydı fakat bir o kadar da aynıydı. Nil Deniz gibi körü körüne sevmiyordu fakat bir gözü sürekli diğerlerinin üstündeydi sevgilerini farklı belli ediyorlardı ama ikiside arkadaşlarına bir şey olsun istemiyorlardı,İrem Nil gibi dedikoduları dinleyip bizi gülme kırizine sokacak tepkiler vermiyordu fakat etrafa açıklaması çok zor bir enerji yayıyordu ve o enerji bizleri güldürüyordu, farklı taktikler kullanıyorlardı ama amaçları aynıydı, Cansel İrem gibi hoplayıp zıplayıp küçük çocukların enerjisini andırmıyordu fakat yüz ifadeleri ve gülüşü
bana küçüklüğümü andırıyordu farklı taktikler kullanıyorlardı ama amaçları aynıydı, Rüya Cansel gibi birine bir şey olunca ona zarar veren kişiye sinirlenmiyordu fakat Rüya sakinliğini koruyup canı acıyan  kişinin yanında duruyordu ama yinede aynı amaçta hareket ediyorlardı, Çağatay  Rüya gibi sakin ve ağır başlı değildi o bağırıp çağıran eğlenceli tiplerdendi ama yine de amaçları aynıydı, Emre Çağatay gibi değildi Çağatay çok konuşup sürekli espiriler yapıyordu Emre ise az konuşuyordu fakat yaptığı espiriler hep komik oluyordu onlarda farklı taktikler kullanıyorlardı ama amaçları aynıydı,Buğra Emre gibi agresif değildi Buğranın yüz ifâdesi hep aynıydı ve sürekli sakindi ikisi de farklı tepkiler veriyorlardı ama ıkisinin de amacı guruptakileri güvende tutmaktı.Merak ediyorum benim bu guruptaki yerim ne olacaktı? Onları sadece 50 dakikadır tanıyordum ama yinede onları tanımıştım ve bağlanmıştım.

Nil ile derse gireceğimiz sırada sınıf kapısında tartışan iki kişi gördük.Gerçi tek yönlü bir tartışma gibiydi at kuyruklu kız konuşup bir şeyler anlattırken kısa saçlı olan sadece dinliyordu Nil ile biraz yaklaşmamızla kısa saçlı kızın koyu çekik gözlerinden ve bol kıyafetlerinden bu kızın o sınıfta görüp sıra dışı bulduğum kız olduğunu fark ettim. "Deren ve Alev yine kavga ediyorlar galba iyice toxic ilişkiye döndüler." Nil göz devirirken ona niye böyle dediğini sorduğum da" Alev  pek konuşmaz ona istediklerini söylemene izin verir tepkileri genelde aynıdır.Bu yüzden arkadaşlıkları bitip bitip duruyor artık ne dertleri varsa birbirleriyle."dedi. Hikâyeyi bilmeden konuşamazdım elbette ama Alev'den kötü niyet sezmiyordum ama insanlar için kolay olmalıydı sessiz ve tepkisiz kalanı yargılamak. Nil "Gel tanışalım hem belki 5 dakikacık bile olsa kavgayı keserler." diyip beni  onlara doğru sürükledi. Nil ile yanlarına gitmemize rağmen Deren susmamıştı ve Alev'de ona boş bakışlar atmaktan vaz geçmemişti,Nil beni öne hafifçe itip onların önüne attı. Neden ben savaşın ortasına atlıyorum?!  "Selam çok önemli (!) kavganızı bölüşmez ama Oya ile tanışın isterim!" Nil bunları söylerken bana dil çıkarttı. Elimi enseme koydum hissediyordum kıp kırmızı olmuştum. Elimi Deren'e uzattım ve tanıştık deren zayıf naif bir kızdı sevimli bir yapısı vardı. Tam soluma dönüp Alev'e  el uzatacağım sırada Alev'in bakışları üzerimde hissettim.
Öldürecek gibi bakıyor..... Kendime gelip ona el uzattığım sırada zil çaldı ve Alev "Ders başlıyor" diyip gitti.
Sesi..... "Aptal gereksiz sarı çıyan!"  Göle taş atan kız.... Alevmiymiş ?! Okuldan biri ile komşu olmak güzel bir fikirdi ve Alev'i tanımak isterdim ama o bunu istermiydi? Saçmalama Oya sen köy muhtarı Efe amcayı bile gülümsetmiştin 18/17 yaşlarında bir kız  80li yaşlarda birinden zor olamazdı ya?

Derslerimiz bitmişti zor bir gün olmamıştı matematik zordu ve kafam basmıyordu ama bu okulla ilgili bütün endişelerim haksız çıkmıştı çocukların hiç biri kötü zengin çocukları değildi hatta çok içtenlerdi. "Oyaaaaaaaaaaaaa hadi servis sizi bekliyor!" Nil beyaz geniş bir servisin camından bize el sallayıp bağırıyordu.Servis mi? Bunu dayım söylememişti yanlışlık mı vardı? Nil tekrardan "Oyaaaaa!" diye bağırınca Papatya ile servise koştuk. Servise binmekle telefonum çaldı arayan dayımdı bizim diğerleriyle daha çok kaynaşmamış için servise binmemizi uygun görmüştü. Bu adamın hızına yetişilmiyordu ben para gitmesin dedikçe sanki bana inat daha çok para harcıyordu, hayır normalde gülüşüm ve kibar kelimelerimle herkesi iknâ ederdim ama dayımın bana bir bağışıklığı vardı herhalde.

Nil en arka koltuktan bana el sallayınca Papatya ile yanına gidip oturduk. Nasıl bir servise denk geldiysek neredeyse agalardan herkes buradaydı.  Nil ısırıtıp Papatya'ya el uzattıp "Selam çocuk ben Nil." dedi.Bu hareket Nil'in dostça yanını gösteriyordu fakat Papatya âni  seslerden hoşlanmadı bu yüzden sadece "Merhaba" diyip başını cama çevirdi. Nil bir boşta kalmış eline birde Papatya'ya bakıp yüzünde "Zamane çocukları çok terbiyesiz" diyen bir ifadeye büründü. Bu gün ne kadar çok el boşta kalmıştı; Deniz'in Rüya'ya uzattığı el, benim Aleve uzattığım el ve Nil'in Papatya'ya uzattığı el bir çeşit lanetmiydi bu?
Kıkırdayan sesimle "Nil iyimisin?" diye sordum, Nil  başını iki yana sallayıp "Şu zamane çocukları çok terbiyesiz"diyip  kulağındaki kulaklıklardan birini çıkartıp kulağıma taktı."Neyse şu sese baksana Kaan Boşnak'tan bahsetmiştim sana bak bu kusursuz ses onun!"
Güzeliz çok güzeliz.
Birbirimizi keseriz.
Balık burcu kaleminden kaçan biz değil miyiz?
Diyordu şarkı,şarkı çok hoştu Kaan Boşnak cidden hoş bir sese sahipti  sözler de çok güzeldi fakat sormadan edemedim "Balık burcu mu?"dedim. Nil şarkı eşliğinde başını oynatırken "Nedenini bilmiyorum ama balık burcu kişilere özel bir ilgin var sırf balık burcu diye çıktığım çok kişi oldu, Kaan Boşnak beni anlıyor ki yazmış bu şarkıyı." dedi. Düşünmek istemiyordum ama kaç kişiyle çıkmıştı bu kız?

Yan koltuğumuzda oturan Alev'in ayaklanmasıyla bizde ayaklandık ve servisten indik, siteye beraber yürüdük tam yol ayrımına geldiğimizde Alev'e "Aynı serviste olmamız harika sabahları servısı üçümüz bekleyebiliriz." dedim fakat o sadece
"İyi akşamlar" dedi. 80 yaşında ki amcadan daha zor olabilir ama sorun yok ben hallederim bu işi.

Dayımların evine girdiğimizde Papatya'ya bizimkileri anlattım Deniz"in Rüya tarafından şoka uğratılmasına kahkalar atarak güldü bu gün ilk defa gülmüştü bunun için Deniz'e teşekkür etmek gerekiyordu. Ne kadar sorarsam sorayım Papatya sınıfı ile ilgili bir şey anlatmadı belkide alışması  gerekiyordur diye zorlamadım ama aklım onda kalmıştı.Ve işte buradaydım saat gecenin onuydu ve ben yatakta uzanmış tavana bakıyordum.Kötü bir gün geçirmemiştim sürekli gülümsemiştim fakat neden bu kadar yarım hissediyordum? Bu odanın içine elma ağacımın kokusu yoktu bu çok rahatsız ediciydi,dışarıdan gelen  koyun veya inek sesleri yoktu bu sesizlik çok yorucuydu,yan odada yatan bir annem ve babam yoktu ama ben neden bunları kafaya takıyordum bu günüm güzel geçmemişmiydi neden şımarıklılık yapıyordum mutsuz olmaya hakkım yoktu,yoktu değil mi günlüğüm.

Bir Ablanın gizli defteriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin