Sabah kolumdaki serumun kanıma işleyişini hissederek ağır bir mide bulantısıyla uyandım, sadece bir yatak sandalye ve yemek sehpası olan beyaz duvarlı soğuk odaya nasıl 1 hafta belkide daha fazla nasıl dayanacağımı düşünmeye başladım. Dalgın gözlerle etrafa bakarken doktorumun odaya girmesiyle yatakta doğruldum. Doğruluğumu görünce gülümsedi, sandalyeyi yanıma çekip oturdu ve defterini açtı. "bugün nasılsın tae"
iyiyim demeye yeltenecekken ağzımdaki buhar makinasını farkettim çıkardım tekrar yeltenmiştimki boğazım düğümlendi sesim kısık çıktı "i..yi..m" "buna sevindim bana kendini daha ne zaman tanıtacaksın peki? hm"
donuk donuk nasıl bu kadar sağlıklı olup mutlu olabildiğini sormak istiyordum o mutluluğunu önemsemeyen bir doktordu ve benden kendimi tanıtmamı istiyordu.
hastayım|
ölüyorum geberiyorum|
yapmak istediklerimi yapamıyorum|
2yıldır istediğim şeyleri yiyemiyorum|
"incir yemek istiyorum".. bunu seslimi demiştim lütfen evet desin en azından
bunu yiyebileyim.. "ahah kendini böylemi tanıtıyorsun hastaneden çıkana kadar sadece çorba içebilirsin"Jungkook
- hayatımda taehyung kadar masum birisini görmedim çok tatlı keşke yüzü gülebilse.. Kumral saçlarını oksayacak bir ailesi bile olmaması bana acı veriyor belkide ailesi olsa mutlu olurdu.Hemşireler odanın kapısını tıklatarak içeriye girdiler iki kişilerdi kapıyı tıklatmak bile istiyordum çünkü daha önce bütün bir yılımı bu odada geçirmiştim tekrar çıkabilir miydim? kalkabilir miydim bu yataktan? hemşirelerden birisi doktora bilgi verirken bir diğeri kolumdaki serumu çıkarıyordu, çıkarırken iğne kolumu hafif acıtmuştı o acıyla yeter diye bağırmak istiyordum bu acılar hergün daha da artacaktı bunu biliyordum. Hemşire kolumu dezenfektanla iyice sildikten sonra aç karnıma yutmam gereken ilaçları paketlerinden çıkardı, yanında sürüklediği tekerlekleri olan çinko masanın altından bir su şişesi çıkardı ve kapağını açıp elime verdi.. artık kendi şişemin kapağını bile açamayacaktım.. "Taehyung bey bu hapları 5er dakika arayla içmeniz gerekiyor" kafamı salladım ve "şurup içsem olmazmı" diye sordum hemşireler ve doktor gülmelerini kahkahalarını saklamaya çalışıp bana bakıyorlardı hepsini tektek süzdüm bana gülüyorlardı.. acınası haldeydim..
"evet bayanlar artık işinize koyulmalısınız" dedi doktor ayağa kalktı ikisinide odadan çıkardı arkalarından kapıyı örttü ve arkasını dönmeden önce hafif kırkırdadı.. bana gülüyordu ama çok tatlıydı.. "neden şurup istedinki" dedi "boğazıma takılıyor yutamıyorum ki" bu dediğimle yüzündeki gülümsemesini silmiştim, onun yerine donuk bir ifade çizmiştim.."Eveet bakalım, bakalım kanserin ne durumda" yine gülümsemişti.. heyecanla onun yüzüne baktım "durumum iyimi? lütfen iyi olsun lütfen" elindeki kağıtlara bakarken yüzü tekrar düşmüştü.. anlamıştım aslında iyi değildim kendinsinden önce gelen Kim Namjoon'da onunla aynıydı oda kötü birşey gördüğü an yüzü düşerdi.. "hmm ne dersin tae bu seferlik durumunu boşverelim seninle sohbet edelim" hala bu kadar güler yüzlüydü gülmek yakışıyordu.. benim aksime..
Tae
- senin, sizin hakkınızda birşey merak ediyorumJk
-neymiş oTae
-hala adınızı bana söylemedinizJk
-ah pardon
biraz unutkanım sanırımJeongguk benim adım
'ash çok tatlı'|
Tae
-Jeongguk bey
bana neden durumumu söylemiyorsunuz pekiJk
-Şuan söylemem birşey ifade etmeyecek Tae'adım ağzına yakısıyor hep tae desin' |
kendine gel tae|
kim ne yapsın seni|
hastalıklı bu adam sapasağlam hayatnı mahvedeceksin|
ama çok tatlı|Tae
-Bİ SUS ARTIKdona kaldı neden düşünürken birşeyleri sesli söylüyorumki
Jk
-bana mı dedingerçi odada tek ben varım
Tae
-evet, ay hayır gerçekten sana söylemedim yemin ederim sana demedim ona dedimJk
- o na mı, o kimTae
-nolursun sormarezil ettin kendini|
aptal|Jk
- ahahah çok şirinsinTae
-neJk
- yanlış anlama beni çok şirinsin sen'Umarım beğenirsiniz🩹'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
incir çiçeği | tk
Short StoryKonu onun hayatına gelecek olursa, incir ağaçlarına bile çiçek açtırmıştı..