- Yemyeşil çimlerin olduğu çıkmakla bitmeyecek bir tepedeydim. Etrafta hiçbir şey yoktu, sadece yeşil taze çimlerin olduğu uçsuz bucaksız bir arazi vardı ayaklarımın altında. Taze çimen kokusu, yukarıdan gelen ve yakıp kavuran sıcak bir güneş..
Arkamdan gelen hıçkırık sesleriyle kafamı çevirdim, Karşımda koca dev gibi bir incir ağacı.. Altında mavi saçlarıyla ağlayan bir Taehyung..
Zaman kaybetmeden yanına koşuyordum, ne kadar koşsamda o benden uzağa çekiliyor yetişemiyordum. Vücudu kavuran bir dehşet hissi etrafıma bakıyordum o yeşilliğin içerisinde siyah bir bulut Taehyungun üzerindeydi ona doğru koşuyordum ama hala yerimdeydim dehşetle ona sesleniyordum.. sesim çıkmıyor.. "Kookie yardım et! YARDIM ET!!" 'Kookie' bana hiç kimse böyle seslenmezdi burası neresiydi etrafıma şaşkın gözlerle bakıyordum, onu göremiyorum. "TAEHYUNG" "TAEHYUNG NEREDESİN" Çok uzaklardan gelen "ÇİÇEKLER, ÇİÇEKLER VAR KOOKİE" ne çiçeği..
Tekrar hızla arkamı döndüğümde yine o koca incir ağacı.. En tepesinde kan kırmızısı bir çiçek.. altındada Taehyung, çiçeğe yetişmeye çalışıyordu.. Yemek için gözlerinin düştüğü o şekerlenmiş yetmiş incirleri umursamadan çiçeğe yetişmeye çalışıyordu.. "hayır, HAYIIR!!" Olmaz olamaz Taehyung ölüyordu.. çiçeğe her yaklaşmasında son bastığı dal kırılıyordu ama garipti farkında olmadan geri çıkıyordu.. Ona yetişmeye çırpınmaha başladım tam ona çok yaklaşmışken beynimde bir elektrik şok hissi "günaydın kookie" sesini bana duyurdu.Gözlerimi kocaman açmış 'hayır' diye bağırarak yatağımda dikilmiştim, vücudum sırılsıklam ter gözlerim kıpkırmızıydı. Nefes nefese telefonumu aramaya başladım, telefonu bulduğumda ard arda 13 cevapsız arama vardı hepside bugün nöbetçi olan hemşiredendi.. Yatağımdan hızla ağlayarak olamaz diyerek hızla kalktım ve evden çıkıp karanlık boş sokaklarda koşturmaya başladım, nefes nefese bir saniye durmadan ona koşuyordum.. Rüyamda kurtaramadığım o bedeni gerçekliğimde kurtarmaya koşuyordum.
Hastanenin koridorlaeını hızla geçerek Taehyung'un odasının olduğu kata çıktım, Onun kapısında bir hemşire beni görünce eli ağzına giden şaşıran ve dehşete kapılan bir hemşire vardı
"Jeongguk, efendim" onu dinlemeyerek kapının önünden kenara ittirip odaya daldım..Taehyung çırılçıplak üzerinde beyaz bir örtü ile tüm makinalardan ayrılmış şekilde gözleri kapalı yatıyordu.. Onu görünce çığlıklarla yanına oturdum kafasını avcum içine aldım "hayır Tae sen ölemezsin, sadece uyuyorsun uyan hadi incir yemeye gidelim bugün çıkış günün".. bu sözlerim nafileydi onun bedeni artık cansız bir kas yığınıydı oradan uyanıp 'şurup içsem olurmu' diye sormayacaktı 'incir yemek istiyorum' diyemeyecekti son isteğini bile yerine getiremeden bu dünyadan bir melek olup uçmuştu.. Bense onu kurtaramamanın verdiği suçluluk duygusuyla şuurumu kaybetmiş bir deli olarak akıl hastanesinde yatıyordum..
13 Haziran bu tarih en nefret ettiğim tarihti onu benden alan günün tarihi..
Bu bölümü yazarken sizi bilemiyorum ciddi ciddi ağlayacak duruma geldim..
Dahada bir şeyler yazmıştım ama içime sinmediği için sildim..
Umarım değecek bir final olmuştur💖
Görüşmek üzere💖💖😀
17/04/2022
23/04/2022
teşekkürler..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
incir çiçeği | tk
Short StoryKonu onun hayatına gelecek olursa, incir ağaçlarına bile çiçek açtırmıştı..