3

497 52 54
                                    

beomgyu sonunda karnesini alabilmişti sınıfından çıktı ve yeonjun'un sınıfına gitti ama yeonjun sınıfta yoktu. mesaj attı fakat yeonjun mesajlarına geri dönmüyordu en son soobin'i uzaklaştırmaya çalışıyordu ve o zamandan beri görüşmemişlerdi.

endişelenmişti soobin takıntılı biriydi ve takıntısı büyürse sonuçları hiç iyi olmayabilirdi. beomgyu hızlı adımlarla ilermeye başladı tüm katları gezmeye ve yeonjun'u aramaya başladı. bakmadığı yer kalmamıştı bahçeyi bile en az 3 defa kontrol etmişti ayrıca okuldaki çoğu öğrenci de dağılmıştı. beomgyu'nun bakmadığı tek bir yer kalmıştı spor salonuydu spor salonu aklına gelir gelmez oraya doğru ilerledi. içeri adımını attığında kimse yok gibi gözüküyordu adımlarını spor salonundan çıkmak için atarken duyduğu sesle olduğu yerde kaldı.

beomgyu'nun ağzı ve gözleri şoktan açıldı birinin inleme sesini duydu ve bu ses soyunma odasından geliyordu. düşündüğü kişinin olmaması için içinden yalvardı kapıya doğru yaklaştı ve sesleri dinlemeye çalıştı ses tanıdıktı hem de çok tanıdık.

"yavaş olur musun lütfen soobin!"

"onu beni engellemeden önce düşünecektin bebeğim."

beomgyu içinden kaç tane siktir çektiğini bilmiyordu bu neydi şimdi burda neler dönüyordu beomgyu hiç anlam verememişti bu olanlara. ayrıca şuan yaptığı şeyin de ne kadar garip durduğunu fark etti ve kapıdan geri çekilmeye çalıştı arkasında olan kişiden habersiz bir şekilde.

"çok ayıp değil mi insanları bu şekilde dinlemek?"  arkasından gelen sesle birden irkildi ve kafasını karşısındaki çocuğa çarptı.

"ahh, kafam of senin burda ne işin var!?"  beomgyu kafasını tutarak acı bir şekilde söyledi.

"asıl sen ne yapıyorsun bu şekilde insanları dinleyerek?" taehyun sırıttı.

"kimseyi dinlediğim falan yoktu benim."

"gözümle görmesem hadi neyse gözümle gördüğüm halde inkar etmen de süpermiş."

"of tamam sus bir şeyden emin olmak için dinledim yoksa bende bu garip sesleri dinlemek istemem tabi sen istersen orasını bilemem sen niye buradasın?"

"canım babacığım seni de alıp gelmemi söyledi o yüzden şimdi gidiyoruz."

"ben senle şuradan şuraya gelmem amk." beomgyu gözlerini devirdi.

"bu sence benim umrumda mı? anneni üzmüş olursun benim için hava hoş ister gel ister gelme."

beomgyu dişlerini sıktı annesi zayıf noktasıydı ve taehyun bunu biliyordu şimdiden de kullanıyordu. tabii ki de gitmek zorundaydı büyük ihtimal annesinin bahsettiği akşam yemeği içindi.

"sadece annem için."

taehyun beomgyu'nun dediklerini umursamadan spor salonundan çıktı ve beomgyu da onun peşinden gitti. birlikte arabaya bindiler.

"kemerini tak."

"takıyoruz herhalde."

"daha çok takamıyor gibisin."

gerçekten de öyleydi beomgyu bir kemeri bile takamamıştı rezil olduğunu düşündü bu çocuğun yanında kesinlikle rahat edemiyordu eli ayağına dolaşıyor ne yaptığını bilmiyordu.

"anlaşıldı yapamayacaksın ben hallederim."

taehyun beomgyu'nun kemerini takmak için yaklaştı. taehyun'un yaklaşması ile beomgyu daha çok gerildi ve ellerini yumruk şeklinde sıktı nefesini tutarak. çok yakınlardı beomgyu göz göze gelmemek için her şeyi deniyordu alt tarafı bir kemer takıcaktı bu kadar uzun olan ne olabilirdi ki? beomgyu taehyun'un yüzüne baktı ve taehyun'un onun dudaklarına baktığını fark etti. bir an duraksadı ve kirpiklerini kırpıştırdı. taehyun beomgyu'nun ona baktığını fark edince pembe parlak dudaklardan gözünü ayırdı ve hemen geri çekildi, arabayı sürmeye başladı.

step brother |taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin