- 1989, Avustralya
Hyunjin Felix'in mezarına bir adet gül bırakıp bir kenara oturup konuşmaya çalıştı. Kelimeler boğazında düğümleniyordu. Felix'e duyduğu utanç içini kemiriyordu.
Kendini zorlayarak konuşmaya çalıştı.
"Gidecek bir yer vardı, ben böyle bir adam olmasaydım,
böyle şerefsiz... herkesin gidecek başka bir yeri vardı.""Ben alçağın tekiyim, hiçim ben,
senin elini tutmayı bile beceremedim""Jeongin... ah Jeongin"
Felix'in mezarının başında eşinin adını söyleyebilecek kadar aşağılık biriydi."Katilim ben!
Kendim dahil herkesin katiliyim,
hayatım boyunca bu utanca mahkum oldum ben"Biraz durakladı
"Ah Felix, bunu söylediğim için utanıyorum ama,
Ben... Seni... Çok...""Şimdi, bana en çok yakışan şeyi yapacağım. Başka türlüsünü yapmak elimden gelmiyor çünkü."
"Sen de gördün zaten, her zaman, her sıkıştığımda yaptığım şey gibi..."
"Cesaretle sahiplenemediğim, her şeyi bırakıp gittiğim gibi"
"Gideceğim."
-1990, Avustralya
Felix'in mezarında üç adet kurumuş gül vardı, Hyunjin sadece 3 kere gelmişti mezarına, zaten Hyunjin'den başka gelen yoktu.
Ve Hyunjin evlendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sunsetz| hyunlix
FanfictionFelix kendini Hyunjin'in metresi olarak hissetmekten alıkoyamıyordu. !Stefan Zweig'in Korku isimli kitabından esinlenilmiştir!