Okulun ilk günüydü o yüzden biraz heyecanlıydım. Ah, kendimi tanıtayım ben Kübra, 16 yaşındayım. Sanırım bu kadar yeterli. Her neyse. Okul için sabah 7 ye alarm kurmuştum bu sayede hem kahvaltı edebilirdim hem de okul kıyafetlerimi giyebilirdim. Ama sabah 7 de kalkıp tekrar uyudum. Kahvaltı kimin umurunda kantinden bir şeyler alırım diye düşündüm. Ama kalktığımda saat 8:24'tü. Hızlıca yatağımdan fırladım ve okul kıyafetlerimi giydim.
Saçımı taramak için banyoya gittim ve saçım berbat haldeydi. Hızlı bir şekilde saçımı taradım. Ardından banyodan çıktım ve çantamı hazırladım. Saat 8:43 olmustu bile. "Of geç kalicam, daha okulun ilk günü" diye geçirdim aklımdan. Çantamı sırtıma attım ve masamda şarjda olan telefonumu ve anahtarımı aldım ve kapıya doğru yöneldim.
"Anne! Ben çıkıyorum!"
diye anneme seslendim. "Tamam kızım dikkat et!" dedi o da. Kapıyı açtım ve ayakkabılarımı giymeye başladım. Ayakkabılarımı giydiğim gibi hızlıca apartmandan dışarı çıktım.
"Sonunda geldin..." dedi Ezgi sıkılmış bir ses ile.
"Beraber gideceğimizi unutmuşum özür dilerim, uyandığımda saat 8 buçuk falandı" dedim. "Neyse sorun değil" dedi nazik bir gülümseme ile.
Okula vardığımızda İstiklal Marşı için sıraya girmem gerekiyordu. O yüzden Ezgi'yle ayrıldık. Ne yalan söyleyeyim sınıfımdan nefret ediyorum. Sınıfımın tek güzel yanı iyi bir İngilizce hocası olmasıydı. Ayrıca sınıf öğretmenimizdi.
Ayrica Eren'i görünce ona tekrardan aşık olmaktan çok korkuyordum. Çünkü hep öyle oldu, ne zaman vazgeçtim desem onu tekrar görünce yine ayni şeyler oluyordu. Ama bu sefer farklı olacağını düşünüyorum.
İstiklal Marşı'nı okuduktan sonra sınıflarımıza dağıldık. Ders Matematik'ti. Neden okulun ilk günü ilk saatte Matematik dersi işleriz ki. Neyse bizim sınıf yine dersin boş geçmesini sağlar zaten. Sınıfa gittiğimde çantamdan manga çıkardım ve okumaya başladım. O kadar heyecanlıydı ki, gözümü ayıramıyordum. Ta ki hoca bana kızana kadar.
"Kübra kitap okumayı bırak ve dersi dinle! Yeter artık camdan aşağı atacağım o kitapları az kaldı!" dedi hoca.
Mangamı korumak için siramın altına sakladım. Bir manga olmuş 30 TL, atacaksam ben atayım diye geçirdim içimden.
Neyse ilk 4 ders çok sıkıcı geçti. Öğlen arasında Ezgi'lerin yanına gittim.
"Naberr" dedim heyecanlı bir sesle
"İyiyim, sen?" dedi Ezgi. "Bende iyiyi-" dicekken Tan lafımı böldü. "Biz insan değil miyiz niye sadece Ezgi'ye soruyorsun?" dedi. "Gözüm Ezgi'den başkasını görüyor mu sence kusura bakma, ohm, nasilsiniz?" dedim. Tan "İyiyim sanırım" dedi. "Bende iyiyim" dedi Kerem. "Neden sanırım dedin? Bir sey mi oldu?" dedim Tan'a. "Her zaman ki halim bosver" dedi. Fazla kafama takmadım.
"D c oynayalım mı?" dedi Ezgi ve hiç tereddüt etmeden "EVET!" diye bağırdım. "Ay pardon evlenelim mi dedi sandım da o yüzden bağırdım o kadar-" dedim sonra. Diğerleri de kabul etti. Oynamak için bahçeye indik ve boş bir bank bulup oturduk.
"Ee ilk kim başlıyor?" dedi Kerem. "Ben başlarım" dedim. "D mi c mi Tan?" diye sordum. Tan "Cesaretlik." dedi ciddi bir sesle. "hmmm..." diye düşündüm biraz. "Beni korkutuyorsun" dedi Tan. "Buldum, git Eren'in kafasına taş at sonra ay pardon bilerek oldu de ve kafasına 1 tane vur geri gel" dedim. "Cus telefonları çıkarın videoya alicaz" dedi Ezgi. "oha tamam" dedim bende ve telefonumu çıkartıp video kaydını başlattım.
Tan yerden sivri olmayan bir taş buldu ve onu eline aldı. Eren biraz uzaktaydi o yüzden oraya doğru gitmemiz gerekiyordu. Hızlıca oraya doğru yaklaştık ve bizi farketti ama fazla umursamadı. Tan hızlıca taşı Eren'in kafasına attı. "AH, napiyorsun ya sen!?" diye bağırdı Eren. Yanında ikizi Erdem ve çok sevdigi arkadasları Tunc ve Ahmet de vardi. Eren, Tan'ın yanına yaklaştı ve "Ay pardon ya yanlışlık oldu bi daha olur." dedi ve kafasına 1 kere vurdu ve hızlıca kaçmaya başladı. Eren cok sinirlenmisti ve Tan'ı kovalamaya başladı. İkiside etrafta koşuşturuyorlardı. Bizde gülme krizine girmiştik.
Tan hızlıca korkudan bizim yanımıza gelmisti. Eren, Tan'ı yakalayamadığı için daha çok sinirli duruyordu. Bende "Ben yaptırdım yeter kızma çocuğa yazık" dedim. O da bir şey demeden gitti. "Vereceğin görevi s!kym Kübra" dedi Tan. "Özür dilerim ama güzel video oldu" dedim ve zil çaldı. Zaman hızlı geçiyordu.
Ögleden sonra ki ilk ders rehberlikti o yüzden boş geçmişti. Diğer derslerde Fizik ve Tarih'ti. Ama hocalar ilk günden fazla ders işlemediler. Çıkış zili çaldığında Eren bana kötü bir şekilde bakıyordu. Sanirim Tan'a yaptırdığım şey yüzündendi. Fazla kafaya takmadım ve okuldan dışarı çıktım. Ben, Ezgi, Tan ve Kerem 4'ümüz beraber gittik. İlk önce benim evim geliyordu o yüzden ilk ben ayrıldım. "Yarın görüşürüz Ezgi'm~" dedim. Ezgi "görüşürüzz aşkım" dedi. Tan "vay pic bize görüşürüz yok mu!?" dedi bağırarak. "Tamam tamam size de görüşürüzz!" dedim. Tan "görüşürüzz" dedi ve gittiler.
Eve gittiğim gibi kiyafetlerimi değiştirdim ve elime telefonumu aldım ve biraz instagram da gezindim. Daha sonra yemek yemek için mutfağa gittim. Kendime bir şeyler hazırladım ve yemeye başladım. Yemek yerken kapı çaldı ve kapıya doğru gittim.
Gelen Ezgi, Tan ve Kerem'di.
"Ne oldu?" dedim şaşırmış bir şekilde. "Biraz dışarı da gezmeye karar verdik o yüzden seni de çağıralım dedik" dedi Ezgi. "Tamam siz içeri geçin isterseniz ben üstümü değiştirip geliyorum." dedim.
Onlar salonda otururken bende mutfağı topladım ve odama gidip üstümü değiştirdim.
Salona gidip "Hazırım gidebilirizz" dedim. "Superr" dedi Tan. Dışarı çıktıktan sonra sordum.
"Nereye gideceğiz?"
"Açıkçası daha belirlemedik öyle takılıcaz işte" dedi Tan. "Anladım" dedim.
Biraz gezdikten sonra sahile doğru ilerledik. Yolda bir adamın çekirdek sattığını gördüm ve gidip çekirdek aldım. Paketi açtım ve herkese bir avuç çekirdek verdim.
"Hadi dedikodu yapalım" dedim. "Kimin dedikodusunu yapacağız ki?" dedi Kerem. "Hmmm bilmem, 4'ümüzün de tanıdığı birisi yok mu?" dedim. "Neyse neyse onu bunu bosverin de bugün Eren ve Tan çok güzel koşuşturdular iyi ki de video çekmişiz" diyip güldü Ezgi. "Haha cok komik." dedi Tan sinir olmuş bir sesle.
Sahilde biraz yürüdükten sonra hava karardı. Evlere gitmemizin daha iyi olduğunu düşündük ve geri döndük. Geri döndüğümüzde saat 21:19'du. İlk gün oldugu için öğretmenler ödev vermemişti. O yüzden erkenden yatağıma uzandım ve bugün ne kadar eğlendiğimizi düşündüm. Uykum yoktu o yüzden discord'a girdim ve biraz botlarla uğraştım. Botlarla uğraşırken uyuya kalmışım ve kalktığımda saat sabah 4 bucuktu. YouTube a girip bir şeyler izledim öyle uyumuşum
Ellerim ve beynim uyuştu 1000 kelime yapicam diye. Neyse sonraki bölümü ne zaman yazarim bilmiyorum baaii<33
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kubra ve haremi 😢
Teen FictionAklıma niye böyle bir şey geldi bilmiyorum her neyse oku sadece tamam?