Bölüm şarkısı- Leave Me Alone
Merhaba okyanuslarım! Bu da Eylül şebeğinin ağzından yeni bölüm. Eylül'ün kalbinden okumalar dileğiyle...! (Eylül'ü yazan kişi "Yağmur'dur")
Eylül'den
Kızlarla skypeden konuştuktan sonra koşa koşa uçağama binmiştim. Geç kalamazdım değil mi? Okulun başlamasına iki gün kalmıştı ve ben yaz tatili boyunca kızlarla hiç görüşmemiştim. Onları çok özlemiştim. Kuzenim Poyrazla Amerikaya gitmiştik,teyzemin yanına. Poyraz'ın işi çıktığı için benden önce havasını,suyunu,taşını toprağını özlediğim vatanıma varmıştı. Evet vatan özlemi ağır geldi bana. Yakında şu anda dinlemeyi kesin bir dille reddettiğim şarkıları bile dinlerim.
Neyse nerede kalmıştık..hıh! Bende bu güzel ülkede bir süre daha kalmıştım. Gözlerim biraz daha bayram etsin değil mi? Möthöş ingilizcem ve gene möthöş aksanımla yürüyen taşlarla konuşuyordum. Hatta bir çocuk beni sevdiğini söylemiştide Poyraz çocuğu dövmüştü. Ama çocuk çok tatlıydı..esmer yarim benim. Ben ona daha Mahmut Tuncer halayı öğretecektim. Baklavalarını sayacaktım gitti güzel yavrum! Poyraz'a trip atmaya çalışsamda bana bir koli çikolata aldı ve gönlümüde almış oldu. Evet bir tane, iki tane ,üç tane çikolataya kanacak insan değilim geldi mi koli olarak gelmeli.
Kızlarıda ciddi anlamda seviyordum. Bazılarıyla küçüklükten beri arkadaştım. Mesela Hera ve Mineyle barbielerimizi giydirirken hatırlıyorum da.. Iyy! Çocukluğumun en büyük hatası!
Hera'nın çocukluk aşkı Poyrazdı. Küçükken,Biz dışarıda ip atlarken başka çocuklarda dışarıda top oynardı. Bir çocuk bilerek Hera'nın kafasına top atmıştı. Herada ağlamış çocukları dövmeye çalışmıştı onun yardımınada - bizim haricimizde- poyraz yetişmişti. Korumacı iç güdüleri gene Poyraz beyi ele geçirmişti. Herada bizi görmemiş taş kuzenime abayı yakmıştı. Oysa bir çocuğun omzundan ıssırmıştım. Gelseydi bana aşık- aman yok kalsın!
Bizim gruptada sadece ben biliyordum..yani herhalde.. Banada kendisi söylememişti ben gene fazla olan zekamla anlamıştım.
Uçağın içine geçip koltuğuma oturdum. Hemen telefonumu çıkarıp gizli gizli 'Alexandre Rybak'ın' şarkılarından oluşan müzik listemi açtım ve dinlemeye başladım. Şarkının zirvesine çıkarken yanıma birisi oturdu. Ben ona bakmayıp bir Rihanna edasıyla şarkıyı mırıldanırken yanımada oturan insanın bakışlarından rahatsız oldum. Git başka yere bak neden bana bakıyorsun?
Tam' sen ne ayaksın?'diyecektim ki karşımdaki çocuğu görmemle bu söyleyeceğimden vazgeçtim ve dudaklarımı birbirine bastırdım. Valla bu bana baksın ben halay çekerim .bu bana mı bakıyor yav? Resmen karşımda mavi gözlerden oluşan bir canavar oturuyordu. Betimlemem süper değil mi? Canavar falan!
Yanımdaki taş varlığın yanına bir taş varlık daha oturunca,'benim mendilim nerede halay başı?' Diye bağırasım geldi. Ama yaptığım tek şey bu güzel yüzlü çocuklara gülümsemek olmuştu. Yanımdaki maviş bana bakıp bir şeyler geveledi.Ben o an iptalim. Ne diyor hiçbir şey anlamadım. Sesini bile duyamadım. Şarkıda tavan yapmışken duyamıyorum ki!
Kulaklıklarımı özenle çıkarttım ve cici kız edasıyla " Efendim? "dedim. Ay ben olsam ben bile alırdım kendimi. Hadi sende al mavi canavar! " Şey cam kenarına geçebilir miyim rahatsızımda? "dedi. Ricanı yerim seni! Biz şuradan iki nikah şahidi bir nikah memuru alabilir miyiz?
Gülümseyip " Tabi "dedim. Bana gülümsedi. Bana. Gülümsedi! Normalde olsan buna Başakla katıla katıla gülerdik ama şimdi, kısa zamanlıda olsa.. Başak yok, Derin yok, Mine yok, Hera yok, İlgi yok! Oy ağlayasım geldi! 6 tane kız kardeşim var benim susun!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRİZANTEM
Roman d'amourArkadaşlık sizle başlayan sen ile biten bir süreçten oluşur. Ama dostluk siz ile başlayan biz ile sonsuza koşan bir süreçtir. Onlar ikinci süreci sonsuza taşıyorlardı . Artık sen, ben, o yoktu, biz vardı. Üçüncü çoğul şahsı çok sevmişlerdi. On...