Nisa
Sesin geldiği tarafa doğru bakıp gelen kişiye elimi salladım.Patrick amcanın küçük oğlu James idi,benimle yaşıttı ve üniversiteye gidiyordu.Boş vakitlerinde dükkanda Patrick'e yardım ediyordu.Onunla çok iyi anlaşıyorduk.Venice'te bile kızdan daha çok erkek arkadaşım vardı.Erkeklerle küçüklüğümden beri daha iyi anlaşıyordum.Kafenin müdavimlerinin çoğuyla arkadaştım fakat Patrick amcanın işini yaparken yardıma çok ihtiyacı olurdu.Dükkanına çok sık gidip geldiğim için küçük oğluyla çok yakın arkadaş olmuştuk.
Yanımıza vardığında
"Dün seni göremedim,gelmedin" dedi James önüme gelen bir saç telini kulağımın arkasına atarken.Sonra çak yapmak için parmaklarını havaya kaldırdı ve ona bir beşlik çaktım.
"Dün konser vardı o yüzden uğramaya fırsatım olmadı,çok iş var mıydı?Asıl sen neden gelmedin?Anılların çıkacağından haberin var sanıyordum"
dedim.
"Haberim vardı ama iş çoktu" dedi
"Tüh demek çoktu,yardıma gelemedim...Patrick'e söyle akşam uğrarım" dedim.
Yardım edebileceğim bir iş olmasa da Patrick amcaya hamburger götürmeyi planlamıştım.Beni kızı gibi severdi,aramızda çok sıcak bir ilişki gelişmişti bir senede.Özellikle çocukları çok sevdiğim için James'in yeğenleriyle yani Patrick'in torunlarıyla çok iyi anlaşırdım.
Bir de James'in yakın arkadaşı Veronica vardı.Arada bize katılırdı.Ama onunla çok da iyi anlaşabildiğimi söyleyemezdim.Bazen bana karşı garip davranışlarına şahit olurdum.Kaç gündür onu da etrafta görmemiştim.
"Seni Ogedayla tanıştırayım" dedim James'e Ogeday'a bakarak.
James şaşırmış bir şekilde Ogeday ismini teleffuz etmeye çalışmıştı ama edememişti.
Sonra araya Ogeday girdi ve oturduğu bar taburesinden kalkıp ayağa dikildi.Ogeday'ın cüssesinin yanında James çok kısa ve cılız gözüküyordu şimdi.
"Ogeday,istersen kısaca Oge diyebilirsin" dedi ciddi bir tavırla,sanki biraz gerilmişti.Yeni insanlarla tanışmak onu geriyordu belli ki.Daha onu yakından tanımadığım için tepkilerini de tanımıyordum.
"Oge,memnun oldum,sen de bana James diyebilirsin" dedi James şimdi daha da meraklı gözlerle bana bakıyordu.
"Ogeday Berkan'ın en yakın arkadaşı,artık bizimle kalacak" dedim.
James çok şaşırmış gibi gözlerini belertti ve kumral kıvırcık saçlarına ellerini götürdü.
Sonra bir süre Ogedayla sohbet etmeye başladılar ben de bir yandan servis yapıyordum bir yandan müşterilerle konuşuyordum.Bazen de uzaktan onlara bakıyordum.Sonradan yanlarına Berkan'da katılmıştı.
Ogeday hep daha ciddi duruyordu,James'i sevmediği hissine kapılmıştım ya da belki de mizacı böyleydi.Fakat sonra Yasinle konuşurken ne kadar esprili,sevecen ve muzip olduğu aklıma geldi.
Ben bunları düşünürken Anıl beni aramıştı ve bu akşam boş olduklarını,konser için gelebileceklerini söylemişti.Bu haberden sonra hızlıca sahneyi onlar için hazırlayıp,bar kısmını da Berkan'a emanet edip dükkandan çıkmıştım.Anıllar gelmeden Patrick amcanın yanına uğramak istiyordum.Daha hızlı gidip gelebilmek için patenlerimi de geçirmiştim ayağıma.Yanına vardığımda tek başına sörf tahtasının birisini zımparalıyordu.
"Patrick!" neşeli sesimle bağırmıştım.
Kafası eğik,yaptığı işe konsantre olmuştu.Saçındaki beyazlara rağmen hala çok dinç gözüküyordu.Nasırlı ellerini sörf tahtasından ayırdı ve bana baktı.
