4 - KAMP

58 5 0
                                    

Yukarı çıktım. Bütün okul bana bakıyodu. Onun yüzünden onun, sınıfa girip sıraya oturdum. Hoca 2 dakika sonra geldi. Herkes karnesini aldı. Hoca karneleri dağıttıktan sonra :
- Bir duyurum var.
Kapıyı açıp çıkmaya çalışan beni uyardı:
- Duru yerine oturur musun çok kısa 2 dakikanı bile almaz.
- Sadece 2 dakika sonra çıkıcam cümleni ister bitir ister bitime
Beni takmayarak devam etti.
- Evet herkesin bildiği gibi karne aldığımızdan her sene sonra bir yere gidilir. Iste bu senede bir ormana gidip tam 5 gün ormanda kamp yapıcaz. Bu kamp için herkes benden bilet alabilir.
Bilet istemediğim için sınıftan çıktım. Bu okuldan nefret ediyodum , bu sınıftan , bu okulun öğrencilerinden hepsinden ama hepsinden başta o Kaan vardı tabi , ondan nefret etmiyor bi kaşık suda boğcak kadar nefret ediyordum.
Sınıftan çıktım. Şöföre dediğim gibi eve gitmiycektim. Cenk e hala üzgündüm. Yeşim denilen sürtükle araları düzelmişti. Cenk bazen çok salak olabiliyordu. Şuan olduğu gibi kız ona "seni değil Kaan ı seviyorum " dedi bizim salak hala kızı seviyo hala onla çıkıyo. Yeşim zaten sürtüğün teki tamam sadece 3 şeyini yakaladım ve buda ona sürtük demem için yeterli ama Cenk için susuyorum.
Cenk :
Saf, temiz ve bir o kadar da yakışıklı böyle çocuğu bulan ölsün açıkçası.
Yeşim:
Sürtük , okuldan 1 kişiye elletti ve 2 kişiyle yattı. Bu bizim okul için hiç bişey ama Cenk gibi bi cocuk için çok fazla keşke bi öğrense ama ona bunları söylesem Yeşim i sevdiği için üzülücek.
Kaan :
Çok çok çok fazla yakışıklı , kaslı ve her yerde popüler ama bunların hiç biri beni ilgilendirmiyo. Benim zaten bi çevrem var. Zaten popülerim zaten herkes beni tanıyo.
Karneler alındı ve benim karnem her zamanki yerine çöpe gitti. Telefonuma okula girdiğimden beri bakmıyordum. Telefonumu çıkardım. 29 cevapsız arama evet arananların hepsi tabikide dedemdi. Hiç bakmaya gerek yoktu. Okulun bahçesinden çıkıp biraz ilerledikten sonra yanımda bi araba durdu ve korna sesiyle irkildim.
Camı yavaşça indirdi ama kim olduğu görünmüyordu. Camı iyice açtıktan sonra içerdekinin Tunç olduğunu gördüm.
Tunç:
- Hadi atla Duru seni eve bırakıyım.
- Eve gitmiyorum.
- O zamn gideceğin yere bırakıyım. Hadi gel inat etme.
- Git başımdan Tunç
- Yaa Duru hani biz ayrılsakta arkadaş olarak kalıcaktık. Lütfen atla hem işin yoksa gezeriz. Senin mekana gideriz. Hadi gel.
- Bitti mi ??
- Yani kısmen binmezsen daha bitmedi.
- Off tamam ama arabaya bindikten sonra susucaksın.
- Tamam söz atla hadi
Arabaya bindikten sonra bir anda konuşmaya başlayan Tunç:
- Duru ben senin için kamp bileti aldım.
- İstemiyorum sende kalabilir.
- Lütfen al Onat etme hem kampa gidenlerin tatiline 5 gün daha ekliyolarmış.
-Off hani susucaktın sen hani sözün
- Tamam alırsan susucam.
- Tamam sus ama
Bileti aldım ve Tunç sonunda susmuştu.
Arkadaşlar hikayeyi yarıda bölmek istiyorum. Sizinle bugün anladigim bir şeyi paylaşıcam. Bugün Bursa dan Pendik ' e gelişimizde vapura bindik. Vapurun içinde bi Teyze ama yaşlı ton ton çok tatlı bir teyze vardı. Bir elinde pembe sadece 1 tane özenle katlanmış bir tülbent vardı. Diğer elinde ise 7-8 tane beyaz ama uçları farklı şekilde oyalarla dolu yine özenle katlanmış tülbent vardı. Belki bunu okurken işin sonu nereye varıcak diye merak ediyosunuz , okurkasınız görüceksiniz. Bizim arabanın cami kapalıydı. Teyze camın önüne gelip kapalı camın ardından bize bişeyler dedi. Babam Camı açtı ve teyze
- Çocuğum ihtiyacım var bir tane seçip alır misin ? Dedi babam elindekilerinin fiyatını sordu. Pembeyi göstererek "15" dedi. Diğerlerini göstererek "10" dedi. Babam pembe tülbent i aldı. Babam cebinden parayi çıkarırken teyze bana baktı. Ve bende ona bi tebessüm ettim. Her neyse ve babam cebinden parayi çıkarırken teyze :
- Ne kadarda soğukmuş bugün , dedi. O kadar üzüldüm ki ben arabada üşürken o üstündeki incecik şeyle kim bilir ne kadar üşürdü. Babam parayi verdikten sonra hem biz ona hemde o bize teşekkür etti. Kadın elinde kalan 8 tülbent i satmaya çalışıyordu normal olarak. Öyle bir sarılmıştı elindekilere sanki o bi cocuk elindeki de şekermiş gibi öyle Üşüyordu ki ona çok üzüldüm.
Teyze başka arabalara giderken bi adam arabasının kapısını açıp teyzeyi çağırdı ve bir tülbent aldı ve bir adam daha ardından bir tane daha elindeki tülbentlerin sadece 3 ü gitmişti. Ve şimdi kalan 5 tane tülbent i bir kadına göstererek " çocuğum almak ister misin " dedi. Kadın teyzeyi tınlamadan devam etti. Başka bir arabaya giderken adam camını bile açmadı. Yani kısaca
Bugün bazı insanların ne kadar duyarlı ve insaflı ve bazı insanların ne kadar pislik insafsız olduğunu gördüm. Arkadaşlar böyle insanlara yardım edelim kadın dilenmiyordu. Sadece elindeki tülbent i satmaya çalışıyordu. Böyle insanlara karşı duyarlı olalım sizden rica ediyorum.

Belki Bir GünHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin