2.bölüm

110 13 1
                                    

"Oo Alice hala kilolusun. Ne zaman zayıflayacaksın?"
Charles eğilip elimi tuttu ve kendine çekti. Elimin üstünü öperken tiksintiyle gülümsedim.
"Sen çeneni kapattığın zaman zayıflayacağım. Ayrıca daha dün görüştük. Bir günde zayıflamamı bekliyorsan beynin düşündüğümden daha kötü durumda olmalı."
Haylazca omuz silkerken annem uyarırcasına kaş göz işareti yaptı.

"Yeni seramı görmek ister misin?"
"Yeni bir sera mı? Umarım bu ülkenin başına sen geçmezsin."
Son kısmı fısıldayarak söylemiştim. Biri duysa saray karşıtı olmaktan hapise tıkılabilirdim. Sorun hapis olmak değil, hapishanedeki yemeklerdi.

"Hem oraya bir sürü kurabiye gönderttim."
"Elmalı var mı?"
"Elma bulunamadı."
"O zaman gelmiyorum."
"Çilekli var."
"Hadi gidelim."
Charles önden ben arkadan ilerledik ve arka kapıdan bahçeye çıktık. Bahçeye çıktığımız gibi Charles önümde eğildi. Eteğimi havaya kaldırırken ayağımdaki topuklu ayakkabıların iplerini çözdü.
"İz kalmış bileklerinde."
"Sıkıydılar."

Ayakkabılarımı çıkarttıktan sonra eline aldı.
"Benimle evlenseydin sıkmayan ayakkabılar giyebilirdin."
"Kendini maddi kaynak olarak tanıtman beni sadece güldürüyor."
Charles çocukluğumuzdan beri benden hoşlanıyordu ve evlenmek istediğini her fırsatta dile getiriyordu. Çocukken imzaladığımız bir evlilik sözleşmesi bile vardı.

Çilek Kız ve At Tepmiş Prens'in evlilik sözleşmesi
Başlığıyla yazılmış içeriğinde tek cümle ve imzalarımız olan bir belgeydi.
Çilek Kız, onu her daim mutlu edecek olan At Tepmiş Prens'e evet diyor ve karı koca ilan ediliyorlar.

"Hey, beni dinliyor musun?"
"En son festivalden bahsediyorduk."
"Festivalden falan bahsetmiyorduk Alice."
"Hmm, öyle mi?"
Konuyu festivalden başka bir yere çekemeyeceğini anlamıştı.
"Peki, festival konusunda ne yapacaksın?"
"Ben, beni kaçıracağını düşünmüştüm."
"Geçen ayki festivalde de kaçmıştın. Ailen yemeyecektir."
"Farklı yollardan kaçırırsın."
"Ne gibi?"
"Seraya inebilirsem beni kaçırabilirsin."
"Gündelik kıyafetlerle annene yakalanmadan seraya kaçabileceğini mi düşünüyorsun?"
"Gecelikle kaçabilirim."
"Tanrım, sınanıyor muyum? Hayır Alice, gecelikle bir yere kaçmıyorsun."

Tek kaşımı kaldırdım.
"Kıyafet getirsen bile olmaz mı?"
Duraksadı.
"Peki. Bunu düşüneceğim. Yarın akşam sana mektup yazarım."

Güzel LeydiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin