Babamın odasının kapısını tıklatıp içeri girdim.
"Hızlı konuşacağım. Ne yaptın?"
"Kime?"
"Veliaht Prens Hades'e ne dedin? Ne dedin de evimize böyle bir mektup geldi?"
"Mektupta ne yazıyor?"
"Nişan teklifi."
"Peki neden bu teklif için bir şey demem gerekiyor?"
"Bunu sen söylemelisin."
"Ben Hades'e hiçbir şey söylemedim."Babam derin bir iç çekerek kaşlarını kaldırdı.
"Bu mektubun kazayla gönderildiğini düşüneceğim."
"Adım yazıyor mu?"
"Evet. Beni en çok şaşırtan şeylerden biri oydu."
Bedenime aşağılayıcı bir bakış attı.
"Hafta sonu olan baloya katılacaktır. O zaman soracağım."
"Evet derse ne cevap vereceksin?"
"Evet demeyeceğine eminim. Bedenini her gün gören sensin. Nasıl evet diyeceğini düşünebilirsin?"
"Adıma mektup gönderiliyor. İmparatorluk ailesinin mührü ile... Ve ben düşünmemeliyim değil mi? Haklısın baba."Odası bayağı aydınlıktı. Hava çok güzeldi.
"Bahçede çay içmeye ineceğim. Mutlu günler dilerim."
Odasından çıktıktan sonra eteğimi toplayarak ayakkabılarımı çıkarttım.
"Şunları odama götürsene."
Şövalyenin bir şey demesine izin vermeden arkamı dönüp oradan uzaklaştım.
Bahçeye vardığımda çıplak ayaklarımı çimenle buluşturdum. Özel yapım, büyük sandalyeme otururken kurabiye tabağını önüme çektim.
"Bir kağıt ve kalem alabilir miyim?"Hades'e gayet kibar bir dille mektup yazarak nişan talebini geri çekmesini istedim. Kağıdı katlayarak Diana'nın getirdiği zarfın içine koydum. Üstüne Hades'in tam adını yazarak uzattım.
"Mümkün olduğu kadar hızlı ulaştırın."
Diana kafasını sallayarak uzaklaşırken arkama yaslandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzel Leydi
Romance"Dert ettiğin asıl konunun fazla kiloların olduğunu düşünmüyorum. Kaçmak için mi yapıyorsun?" Bunu bana çocukluktan beri söyleyen Charles, bir yıl önce imayla dile getiren Hades, iki hafta önce fark etmiş ama fark ettiğini dile getirmemiş Kelvin ban...