Lüleburgaz Yolcusu

13 4 0
                                    

             Düğün günü yaklaşıyordu. Hazırlıklar yavaş yavaş hızlanmaya başlamıştı. Evin tadilat işleri bitmiş sıra küçük detaylara gelmişti. Gelinlik, damatlık, Asel'e elbise falan alınacaktı. Asellerin yaşadığı yerde yani Kırklareli'de beğendikleri çok fazla mağaza yoktu. Birkaçına gitmişler ama hoşlarına giden kıyafetler bulamamışlardı. Aselin annesi yapacak bişey yok Lüleburgazdan alacağız dedi. Bir anda Aselin gözleri parladı. Çünkü Lüleburgaz'da kuzenleri vardı. Onlarla çok güzel vakit geçiriyordu. Ama onu mutlu eden şey tam olarak kuzenleri değildi. Lüleburgaz'da yaşayan başka biri daha vardı. Aselin aylardır platonik olduğu kişi yani ...... vardı. ...... dayılarıyla aynı mahallede oturuyordu. Oraya gittiği zaman mutlaka onu da görecekti. Ve annesinden bir fikir daha çıktı ortaya
 
        -Asel sen birkaç gün önceden git. Kendi elbiseni bak. Beğendiğin olursa ayırt. Bizde gelinlik almaya geldiğimizde bakar beğenirsek alırız elbiseni.

        Asel mutluluktan ne diyeceğini bilemedi. Ama bu mutluluğunu babasına belli etmemesi gerekiyordu. Zira oraya gitmesine izin vermeyebilirdi. Heyecanını bastırmaya çalışarak düz bir ses tonuyla olur anne dedi sadece.Ama içinde bahar açmıştı sanki. Aylardır çocuğa yazmasına rağmen çocuk her seferinde ona ya görüldü atıyor ya da reddediyordu. Asel kendisini çok fazla beğenmiyordu. Bir başkasının onu seveceğine de inancı yoktu. Oysa daha çok küçüktü. 15 yaşında bir ufaklıktı.Şimdiden kaybetmemeliydi umutlarını. Hayat uzun bir yolculuk. Bu yolculukta karşısına bir sürü kişi çıkacaktı. Daha büyük hayal kırıklıkları yaşayacaktı. Şimdiden ümitsizliğe düşmemeliydi.

       - Alooo 
       - Söyle bakalım güzellik.
       - Ranaaaa bil bakalım ben yarın nereye gidiyorum?
       - Cehenneme mi?
       - Aynen bebeğim giderken senide alayım dedim. Salaklaşma kızım. Lüleburgaza                     
       gidiyorum düğüne elbise almak için.
       - Oooo bir enişte yaparsın artık bana.
       - Sen iste yeter ki. Hadi kapıyorum şimdi çantamı hazırlamam lazım bildiğin
       üzere yarın yolcuyum.
       -Tamam kanka hadi görüşürüz.
       -By by canımın içi
      
      
       Asel telefonu kapayıp eşyalarını hazırlayacaktı ki Miraldan mesaj geldi.
   
Dert ortağım: Kız kabul etmedi yine yaa.
Asel: Kesin benim yüzümden. Videoyu beğenmedi herhalde.
Dert ortağım: Videoda sıkıntı yok bence beni beğenmedi o.
Asel: Seni beğenmeyen ölsün yav öyle deme.
Dert ortağım: Salak şimdi sen ölcen deme öyle
Asel: Öldüm.
Dert ortağım: GEBER.
Asel: Hep birlikte inşallah.
Dert ortağım: Amin.
Asel: Neyse kanka yarın bir yere gidiyorum o yüzden şimdi hazırlık yapmam lazım sonra konuşuruz byby
Dert ortağım: By by kolay gelsin hayırlı yolculuklar şimdiden
     
         Asel Miralın mesajına görüldü atıp eşyalarını hazırlamaya başladı. Hava çok sıcaktı. Güneş Asellerin evinin içine yuva yapmış gibiydi. Asel sıcağa daha fazla dayanamadı ve bir ağaç altına oturup gölgelenmek için dışarı çıktı. Gölgede onu serinletmeye yetmeyince kendisine buz gibi bir dondurma almak için bakkala gitti. Bakkala giderken yolda bir sürü şey düşünüyordu. Attığı adımları bile düşünüyordu. Kendini bildi bileli bu yoldan  günde en az on kez gidip geliyoRDU. Okulların tatil oluşu bu sayıyı on beşe bile çıkarmıştı. Telefonu elinde gözleri telefonun ekranında düşüne düşüne bakkala girdi. Bakkal sahibini naif bir ses tonuyla selamladı. Ve halini hatrını sormaya başladı.

    - Nasılsın Ahmet amca? Nasıl gidiyor bakkal işleri? 
    _ Aynı be kızım bildiğin gibi.

     Asel dondurma dolabından bir tane vişneli dondurma aldı ve parasını tezgaha bırakıp Ahmet amcaya kolay gelsin diyerek çıktı bakkaldan. Bakkalın arkasından çocuk sesleri geliyordu. Kesin yine bizim çocuklar top oynuyor diye söylendi kendi kendine.Bir taraftan dondurmasını açıyor diğer taraftan da çocuklara laf atıyordu. Çocuklar ki takıma ayrılmış futbol oynuyorlardı. Aseli görünce çok sevindiler. Birden iki tarafta Asel abla bizim takımdan yok hayır bizim takımdan hayır biz daha az kişiyiz bizden olmalı diyerek laf dalaşına girdiler. Asel kavga etmeyin yav oyun oynamaya gelmedim eve gidicem şimdi siz devam edin kendi kendinize dedi. Çocukların Aseli takımlarına istemelerinin bir sebebi vardı. O da Aselin çok güzel futbol oynamasıydı.Aseli alan ttakım en az 20 gol fark atacağı için çocuklar birbiriyle kavga etmekte haklıydılar.

     Asel yavaş ve sakin adımlarla hem dondurmasını yiyor hemde eve doğru yol akıyordu. Dondurma görevini başarıyla tamamlamış aseli serinletmeyi başarmıştı. Saat sekize geliyordu yemek yemişlerdi ve ailecek televizyon  izliyorlardı. Aselin canu sıkıldı ve odasına geçip şiir yazmaya başladı. Şiir Asel için her zaman bir kaçış noktası olmuştu. Ne zaman canı sıkılsa kendini yalnız hissetse bir eline sigara bir eline kalem alır.Kulağında kulaklıklar fonda bir yirmi7 şarkısı önünde yazılmayı beklenen bir sayfaya döker duygularını. O akşam bir şiir yazamamıştı. Sadece şu kısacık dörtlük döklmüştü kalbinden

      Bak yine açıldı hayal misali tertemiz sayfa
      El tutmuş kalemi yalvarıyor bilmem kaç yıllık aşığına
      Dertli gönül hayatta acemi çırak sevmekte ise kalfa
      İki damla gözyaşı var uykusuz rüyaların yastığında.

      Bu dörtlüğü yazdıktan sora uykusunun geldiğini fark etti. Asel uykuyu çok seven biriydi. Annesi bıraksa 1 hafta aralıksız uyuyabilecek bir potansiyeli vardı. Telefonunu şarja taktıktan sonra yatağına girdi ve çok sıcak olmasına rağmen battaniyeyi kafasına kadar çekti, bacaklarını büzüştürdü ve yastığın soğuk tarafını çevirdikten sonra uykuya daldı.

  Sabah saat 9 da annesinin hadi Asel uyan artık laflarıyla mükemmel uykusu bölünmüştü. Ama o yataktan çıkmadı. Telefonu eline aldı ve saate baktı. Saatin 9 olduğunu görünce morali bozuldu. Saat 12 ye kadar uyumayı planlıyordu oysa ki. ve annesinin hadi bak baban Lüleburgaza gidiyor seni de götürsün cümlesiyle uçarcasına yataktan çıktı. Elini yüzünü yıkadı bir çay sigara keyfi yaptıktan sonra çantasını alıp arabaya bindi. 1 saat süren yolculuğun ardından Lüleburgaz'da olmuşlardı. Asel hemen çantasını büyük dayılarında bırakıp koşa koşa kuzenlerinin yanına gitti. En sevdiği kuzeni Eslemdi. Asel Eslemden yalnızca 6 ay büyüktü. Aralarındaki bu az yaş farkı onların daha iyi anlaşmasına sebep oluyordu. Kafaları uyuşuyordu.

       - Esleeemm ben geldim

       - Aselin kız niye haber vermedin geleceğini.

       - E sürpriz yapayım dedim.

       - Koş koş gel içeri
     
       Aselle Eslem birlikte kahve içip sohbet ettiler. Dedikodu yaptılar ve Asel dayanamayıp e hadi kurt bakışlımın evinin yanından geçelim dedi. Eslemde sen yok musun sen hadi kalk gidelim ordan da teyzenlere geçeriz dedi. Tamam kuzen hadi gidelim dedi Asel. Dışarı çıktılar ve sallana sallana yürümeye başladılar. Tam ...... ların evine doğru yaklaşmışlardı ki Aselin yanından hızla .... geçti. Aselin kalbi duracakmış gibi oldu.  Hızlı adımlarla teyzesine gittiler. Birbirlerine hal hatır sorduktan sonra otururken Eslemi babası aradı ve eve yemek yemeye çağırdı onları. Eve gittiler yemek yediler oturup sohbet etmeye başladılar. Asel ve Eslem balkona çıktılar. Balkondan tüm mahalle gözüküyordu. Bir süre sohbet ettikten sonra ikisi de telefona gömüldüler. Telefondan başlarını kaldırmıyordular.Asel Lüleburgaza geldiğinden beri Mirala hiç yazmadığını farketti. Hazır boş vakti varken "yazayım bari" dedi kendi kendine.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 18, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DOĞUDAN BATIYA ESEN RÜZGARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin