Bölüm 5: İhanet

52.2K 2.2K 274
                                    

Sia - Elastic Heart

Yorum bırakmayı ve oylamayı unutmayın, keyifli okumalar. ^^

Bölüm ithafı ısrarlarıma dayanamayıp buraya gelen, çok sevdiğim biri için olsun, mrsinlove!

Uyandığımda saat daha yeni 5'e geliyordu. 4 saat uyuyabilmiştim yine. Önemli değildi, alışmıştım. Daha doğrusu bir ölü gibi gezmeye alışmıştım. Yüzümü yıkayıp odama geldikten sonra üstüme siyah sporcu atletlerden bir tanesini geçirdim. Altıma da siyah dar taytlardan birini giydim ve telefonla kulaklıklarımı alarak evden çıktım.

Ben son ses müziklerimden bir tanesini açmış koşarken şehir daha yeni uyanıyordu. Sokaklardaki insanlar yavaş yavaş artmaya başlamıştı ama yine de o kadar da fazla insan yoktu. Biraz daha koştum, adımlarımın hedefi bu sefer evimin yakınlarında olan çocuk parkıydı. Parka varamadan telefonum çaldı. Muhtemelen Şule Hanım arıyordu, dünkü kavgadan dolayı olduğuna emindim.

Efkan'ın başıma bir iş açacağını biliyordum.

Dünü düşündüm, Efkan'ın kavga edişini, yara bandını ve daha bir sürü şeyi. O ve kardeşi her şeyime burunlarını sokmaya çalışıyordu ve bu sinir bozucu bir hal almaya başlamıştı. İlk başta Koray'a iyi niyet beslemiştim ama dünden sonra ona bile o kadar da iyi niyetli davranacağımı sanmıyordum. Üstelik artık Koray'a nasıl biri olduğumu gösterme zamanım gelmişti. Belki gerçekte insanları aşırı tersleyen biri değildim ama benden uzak durması için öyle olmam gerekiyorsa eğer, olacaktım.

Bir de Efkan'dan bana yardım etmesini istemiştim ama muhtemelen o an, onu karşımda görmenin şokuyla saçmalamıştım. Başka bir açıklaması olamazdı. Bir de Efkan'ın şu bir iyi bir kötü hallerine de bir türlü alışamıyordum. Dengesizin önde gideniydi, ciddi anlamda.

Telefonumun ekranına bakarken bir süre dondum kaldım. Ekranda hiç görmeyi beklemediğim bir isim vardı bu beklenmedik ismin etkisi tüm anılarımı canlandıracak kadar kuvvetliydi.

Geçmişten gelen biri.

Bunu yaşamayalı uzun zaman oluyordu. Bir an gerçekten 'Neden?' diye düşündüm ama bir cevap bulamayacağımı da biliyordum. Ne kadar süre dondum kaldım, ne kadar süre ekrana öyle baktım bilmiyorum ama arama kapanıp tekrar çalmaya başlamıştı. Şuan saniyeler bana yıllar gibi geliyordu, bir an gerçekten bir filmin içindeymişiz ve zaman yavaşlamış gibi hissettim.

Telefon birkaç kez daha çaldı. Aramayı yanıtladım ama konuşabileceğimden o kadar da emin değildim. Sesim titrek ve bir o kadar da kararsız çıkıyordu. O güçlü kız nereye gitmişti bilmiyorum ama şuan burada değildi. Muhtemelen o da şaşkınlığından kurtulamayıp bir köşeye sinmişti. "M-Mirza?"

"Nefes?" dedi neşeli bir sesle. Yıllar geçse de sesindeki neşe bir gram kaybolmuyordu, çocukluktan beri böyleydi. Keşke sesin değişseydi de sen bu kadar değişmeseydin Mirza, diye geçirdim içimden ama aslında çok iyi biliyordum ki değişen bendim.

Üstelik bu sesi kaç aydır duymuyordum? Beş mi altı mı? Yokluğuna alışmıştım, çünkü aslında zaten hiçbir zaman tam anlamıyla yanımda olmamıştı. Yine de bu ses gözümün önünden anıların geçmesine engel olmuyordu. Bir tek onun geçmişinden kurtulamıyordum. Ya da tamamen geçmişle alakalı bir problemim vardı ve hiçbir zaman geçmiş benim peşimi bırakmıyordu. "Kimse geçmişinden kaçamaz."* sözleri yankılandı kulaklarımda, doğru diye onayladım o sesi sessizce. Ne zaman geçmişi unutmaya çalışsam hep yakama yapışırdı.

"Uyandırmadım ya?" dedi Mirza normal bir sesle. Tekrar bu sesi duymak canımı yakıyordu, üstelik sesi o kadar normal çıkıyordu ki bir an, gerçekten bir an hiçbir şeyin yaşanmamış olduğunu düşündüm. Basit bir numaraydı belki ama etkiliydi. Aslında onun da en az benim kadar kaçtığını düşünmüştüm, yaşanılanlardan, yaşanılmayanlardan. Peki neden arıyordu?

Acının İzleri (Ölü Doğanlar Serisi #1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin