Aradan bir kaç ay geçti. Jassie'nin annesi hastalanmıştı. Genç kız bazenleri okulundan izin alıp annesine bakmaya giderdi. Ona yemek yedirir, su icirir, temiz kıyafetler giydirirdi. Annesi her ne kadar buna zorunda olmadığını söylesede Jassie dinlemedi ve annesinin yanında kalmıştı.
Bir gün Jassie dersteyken müdür onu çağırmıştı. Kız şaşırmıştı ve ne olduğunu merak ediyordu. Müdürün odasına gitti ve neler olduğunu sordu. "Jassie.. bunu sana nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum gerçekten üzgünüm." diyerek konuya girmeye çalıştı müdür. "Neden özür diliyorsunuz? Ne oldu?" diye sorular sormakla yetindi genç kız. "Anneni kaybettik.." Dedi yere bakarak müdür. Jassie inanmadi şaka olduğunu bile düşündü, ama değildi. koşarak dersleri bile düşünmeden eve koştu.
Eve geldiğinde Jassie annesini arıyordu. Fakat bulamıyordu. Yalnız başındaydı artık, kimse ona bakmazdı. Kimsesi yoktu. Kendi ayaklarının üzerinde durmak zorundaydı artık.
Gece uyuyamadı Jassie. Yine her zamanki gittiği yere gitti. Saatin gece yarısı olmasına aldırış etmeden çıktı evden. Oturdu ve hayatı tekrardan sorguladı. "Neden ben? Gerçekten bunu mu hak ettim?" diye soruyordu kendine.
Birden izlendiğini hissetti. Ama umursamadı çünkü her zaman bu hissi yaşıyordu. Bu yüzden bir şey yapmadan eve geri dönmüştü.
Bölüm çok kısa. Yetenek desen sıfır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
White Dress
Random-Senin için ölürüm sanıyordum, fakat beni öldürenin sen olucağını düşünmemiştim.