Jassie odasında oturup göz yaşları içinde annesi ve babasının bağırışlarını dinliyordu. Cidden katlanamıyordu. Babasından nefret ediyordu ve annesini o adamdan korumak istiyordu. Ama Jassie sadece on altı yaşındaydı. O yaşta annesine yardım edebilir miydi ki? Annesine yardımı dokunamadığı için kendinden nefret ediyordu. Sinirini kendinden çıkarıyordu.
Yaklaşık yarım saat sonra kapı kapanma sesi gelmişti. Belli ki babası evden gitmişti. Babası evden gittikten sonra annesi Jassie'nin odasına girdi "Jassie.. çok özür dilerim sana iyi bir anne olamadım, olamıyorum." Dedi hıçkırıklar içinde ağlayarak. Jassie buna dayanamamıştı.
"Sakın birdaha bu yüzden benden özür dileme. Sen dünyanın en mükemmel annesisin ve seninle gurur duyuyorum. Asıl özür dilemesi gerekn bir kişi varsa, oda senin kocan olucak adam." dedi Jassie. Annesi haklısın dermişcesine kafasını salladı ve alnından öpüp odasından çıktı.Saatler geçmişti ama hala Jassie'nin gözüne uyku girmiyordu. Ailesinin kavgalarına alışmış olsa da ruh olarak gerçekten çok ama çok yorgun hissediyordu. Fakat bu bir uykuyla geçecek değildi..
Jassie sonunda dışarı çıkıp hava alma kararı aldı. Annesi uyuyordu, onu duyamazdı. Ayakkabılarını giyip evden çıktı. Ve bir banka oturdu. Gözlerini kapatmış havanın kokusunu içine çekiyordu. Kısa süreliğine de olsa huzurlu hissettirmişti bu onu.
Artık eve gitmesi gerektiğini farkedince banktan kalkıp eve geri döndü. Yatağına yattı ve uyudu.
Sabah okula gitmedi. Çünkü gitse bile bir işe yaramazdı. Derslere odaklanamayacaktı ve bunu biliyordu. Tüm gün uyumak istiyordu. Ruhen çok kötü hissediyordu ve artık bu dışına da yansımaya başlamıştı.
Jassie bir süre sonra acıktığını farkedip mutfağa gitti. Kızarmış salçalı ekmekleriyle beraber sevdiği diziyi izliyordu. Okula gitmediği için mutluydu.
Mutluluğu uzun sürmedi. Babası eve gelmişti. Normalde bu saatte işte olması gerekirdi sonuçta öğlen olmamıştı bile.
Babası yatak odasına gitti ve bir çanta çıkarttı. İçine kıyafetlerini yerleştiriyordu. Jassie babasına "nereye gidiyorsun?" diye sordu. Babası ise "annenle beni bulamayacağınız bir yere." dedi. Jassie anlamsızca babasının çantasına ve babasına bakıyordu. Bir süre sonra artık babası gitmişti. O kavgalı günleri son bulmuştu.
Akşam annesi eve gelince Jassie'ye "Baban hala gelmedi mi kızım?" diye sordu. Jassie olanları anlattı. Annesinin gözleri yine dolmuştu. Jassie ona sarıldı. "Üzülme, onun sana faydası yoktu. Daha çok sana zarar veriyordu." dedi. Annesi ona baktı ve yanağını okşadı "Haklısın.." diyebildi sadece. Jassie birden annesine "hadi bugün beraber sarılarak uyuyalım" dedi. Annesi gülümsemiş ve mutlu olmuştu. Beraber gidip sarılarak uyudular. Jassie iyi hissediyordu. Annesinin de böyle hissetmesi için her şeyi yapmaya hazırdı. Tek varlığı annesiydi ve onu kaybetmek istemiyordu.
Selam, baya saçma bir bölüm oldu özür dilerim. İlerleyen bölümlerde düzeltmeye çalışıcam. Sizi seviyorum <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
White Dress
Random-Senin için ölürüm sanıyordum, fakat beni öldürenin sen olucağını düşünmemiştim.