"sen nasıl bana haber vermeden gidiyorsun? Ya yakalansaydın? O zaman seni düşünmeden öldürülerdi."
Lisa sinirle jeongyeon'a bakıyordu. Jeongyeon belindeki son hanceride çıkarıp masaya koydu. Sonrada odadaki küçük dolabına yaklaşıp temiz kıyafetler çıkardı.
"Bir şey olmadı merak etme. Birde biraz sessiz konuşursanız sevinirim."
Elindeki lerle hem banyo hemde tuvalet olarak kullandıkları küçük odaya girdi. Üstünü değiştirip tekrar odaya döndü. Lisa ve Jennie lisanın yatağına girmiş sarılarak uyuyorlardı.
Jeongyeon bir süre yatağına baktı. Orada uyuyamazdi o yüzden küçük dolaptan bir battaniye alıp yere yatağının yanına serdi ve uzandı.
Bir süre bekledikten sonra tam uykuya dalmak üzereyken yatağında bir hareketlilik duydu. Nayoen kalkıp bir süre etrafa baktı sonrada yerde uzanan jeongyeon'a yaklaşarak yanına uzandı.
Jeongyen merakla beklemişti. Bir süre bekleyip sonrada ayağa kalktı. Nayeon'u kucaklayıp tekrar yatağa yatırdı sonrada kendisi yanına uzanıp yorganı ikisinin üstüne örttü.
Nayeon tek kişilik yatakta daha da çok jeongyeon'a yaklaştı. Jeongyeon'da beklemeden bir kolunu beline atıp sarıldı.
**
Sabah jeongyeon yüzünde hissettiği parmaklar ve kıkırdama sesleri ile uyandı.Tekrar parmaklar yüzüne dokununca hızla elinden tutup altına çekti. Nayeon kocaman açtığı gözleri ile bir çığlık atmıştı.
Jeongyeon'da sırıtarak bakıyordu ona.
"Sabah sabah bu ne neşe böyle?"
Nayeon tekrar kıkırdayıp kalkmaya çalıştı.
Jeongyeon da uzatmayıp bırakmıştı. Odanın içine bakınca Jennie ve Lisa'nın olmadığını gördü. Demek ki erkenden çıkmışlardı.
"Yeon ben acıktım."
Jeongyeon'da doğrulup ona baktı. Evde kahvaltılık hiçbir şey yoktu. Şimdi ne vericekti.
Tam bir şeyler almak için kalkicakken jennie ve Lisa içeri girdiler. İkisinin elinde de birkaç erzak poşeti vardı.
"Günaydin."
Jennie gülümseyer söylemişti. Nayoen hemen gülümsemesine karşılık verdi.
"Günaydın Jennie abla."
Lisa elindeki poşetleri masaya bıraktı jeongyeon'a bakmadan konuşmaya başladı.
"Tek yaşarken fark etmedik ama şimdi bakıldığında evde yiyicek hiçbir şey yoktu. "
Jeongyeon Lisa'nın hala ona dargın olduğunu anlamıştı. Bir ara köşeye çekip konuşması gerektiğini düşündü.
Jeongyeon yataktan kalktı. Elini Nayeon'a uzatıp tutmasını bekledi. Nayeon'da tereddüt etmeden tutmuştu elini.
Beraber banyoya girdiler. Jeongyeon bir süre düşünmüş sonrada Nayeon'a bakaraka konuştu.
"Eğer tuvaletin geliyorsa gelip buraya yapabilirsin tamam mı?"
Nayeon başını sallayıp durmadan o tarafa yöneldi ve elini giydiği bol paçalı pijamasina attı. Jeongyeon hızla arkasını dönüm kapıya bakmaya başladı.
Nayeon işini bitirip ayağa kalkınca direk pijamasini tutup çekti.
Jeongyeon işinin bittiğini anlayıp ona yaklaştı ve düzgün duzeltemediği pijamasını düzeltip elini ve yüzünü yıkamak için su dolu leğene yaklaştı.
Nayeon'un önce ellerini yıkamış sonrada yüzünü. Kendiside işini halledince beraber banyodan çıktılar.
Lisa'la Jennie masayı kurmuşlardı bile. Nayeon herşeye çekinerek bakıyordu Lisa ve Jennie'ye bile. Sadece jeongyeon'a öyle yaklaşmıyordu ona herseyini söylüyor ve utanmadan yapıyordu.
Jeongyeon yaklaşıp masadan bir sandalye çekti ve Nayeon'a baktı. Nayeon'da anlayıp hemen oturmuştu. Bir sandalyede çekip Nayeon'a yaklaşarak oturdu. Diğer ikili masaya çoktan oturup onları beklemişler di.
Büyük olan eline bir parça ekmek alıp biraz yağ ve bal sürdü sonrada Nayeon'a uzattı. Nayeon gülümseyerek alıp büyükçe ısirmistı. Beraber güzelce bir kahvaltı yaptıktan sonra masayı toplamış ve yataklara oturmuslardi.
Nayeon jeongyeon'un bir elini tutmuş ve parmakları ile oynuyordu.
"Bugün akşama doğru bir kervan gelicek haberin olsun. " Dedi Lisa.
Jeongyeon kafasını sallamış ve hala parmaklari ile oynayan Nayeon'a baktı. Bir süre yüzünü incelemiş ve Lisa'nın ona baktığını hissedince bakışlarını kaçırmıştı.
Lisa ayağa kalkıp dışarı çıktı. Jeongyeon'da nayeon'un ellerinden elini çekip diğer eliyle yüzünü tuttu.
" Ben bir süre dışarı çıkıcam. Lavaboyu biliyorsun zaten çabuk dönerim tamam mı? Sakın kendine zarar vericek şeylere dokunma."
Sessizce onları izleyen Jennie ayağa kalkmış ve hemen söze girmişti.
"Ben ilgilenirim onunla merak etme."
Jeongyeon başını sallayıp ayağa kalktı. Masadan kılıcını alıp beline taktı. Tam kapıya yönelicekken nayeon'un konuşması ile durmuştu.
"Çabuk gel olurmu?"
Jeongyeon yüzüne bakınca ona bakan üzgün gözleri gördü.
"Merak etme erken gelicem." Diyip gülümsedi. Sonrada beklemeden dışarı çıktı.
Lisa kulübenin önündeki kütüğe oturmuş ve sırtını kulübenin ahşap duvarına dayamıştı.
Jeongyeon'da yanına oturup bir süre sessiz kaldı.
"Biliyorum yaptığım sorumsuzcaydı sana haber vermem gerekiyordu ama dayanamadım. Onu orda bırakamazdım. Gittiğimde gözleri kan çanağına dönmüştü. Üstelik sadece gidicegini biliyordu ne için gidicegini değil."
Lisa kafasını kaldırıp yere bakan kıza baktı bir süre. Dayanamayıp sarıldı.
"Tamam bir daha olmasın ama."
Lisa kocaman gülümseyerek ayrıldı ondan.
"Yeon bu kız çok güzel. Ve fark etmedim sanma çok iyi ilgileniyordun. İlk defa biriyle böyle ilgilendiğini gördüm. "
Jeongyeon bakışlarını ona çevirip alaycı bir şekilde konuşmaya başladı.
" Sen bana mı diyorsun bunu,daha 3 saat bile olmadan tanıştığın kızı yatağa atmışsın."
Lisa utanarak ona bakmış ve başını eğmisti.
"İnan bende nasıl olduğunu bilmiyorum. Ama ondan hoşlandığım kesin."
Jeongyeon elini kaldırıp sırtını patpatladı.
"Demek ki yanlizligimiz bu kadardı." Diyip ayağa kalktı. Kulübenin ilerisinde ağaca bağlı Olan Atına ilerledi.
"Nereye!" Diye bağırdı Lisa ardından.
Jeongyeon atın ipini açıp üstüne atladı.
"Birine şeker sözüm var!"
______________
Yani anlamıyorum o kadar yazıyorum her gun bölüm atıyorum yinede bir yorumu bana çok görüyorsunuz. İlla sınırını koyayım? Sınır koyarsam haftada bir bölüm gelir.
![](https://img.wattpad.com/cover/306971287-288-k764768.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOSSES GXG
أدب الهواةLisa ve jeongyeon yolda giden at arabalarından ve ticaret adamlarından haraç keserlerdir. kendilerine mesken seçtikleri iki dağ arası olan yolda bir diğer adıyla dişli dağlar insanların şehire ulaşmalarını sağlayan tek yoldu. herkes bilir iki patron...