sevgilim misin?

219 24 25
                                    

Birkaç gündür okulda Nanon'dan kaçan Ohm, işleri zorlaştırıyordu. Ne kadar bitik bir halde olduğu belli oluyordu, kendini yıpratmıştı son günlerde. Nanon birkaç kere okul bahçesinde karşılaşıp selam vermek istese de Ohm umursamıyor Korn ile yanından öylece geçip gidiyordu. Okul çıkışında Ohm önünde olan kavgaya karışmıştı, hem bir güzel dayak yemiş hem de çocukları fena benzetmişti. Ohm tam bir sinir küpüydü olanlardan sonra. Ağzı yüzü kan içinde eve gitmiş annesini de endişe içinde bırakmıştı. Odasına kapanıp Nanon'u düşündü. Onu hiç dinlemeyip gittiği için pişman olmuştu Nanon'un o kızı öpmeyeceğini biliyordu. Sadece ikisini öyle görmek Ohm'u deliye çevirmişti, resmen gözü dönmüştü. Ve üstünde ki bu siniri istese de atamıyordu.

Ohm'un eve böyle gelmesi annesini iyice endişelendirmişti. Zaten bir sıkıntısı olduğunun farkındaydı fakat oğlunun ona anlatmayacağını bildiği için onu zorlamak istememişti. Ve Nanon'u arayıp onun yanına gelip gelemeyeceğini sormuştu. Oğlunu böyle görmeye dayanamıyordu, kapısı kapalı olan odaya yaklaşıp seslendi.

"Oğlum ben on dakikaya gelirim, komşuya gidip geleceğim!" içerden ses beklese de onaylayıcı bir mırıltı bile alamamıştı. Yüzü düşen kadın, Nanon gelene kadar beklemiş ve sonunda kapı sesini duyduğunda yerinden fırlamıştı.

"Lütfen ona yardımcı ol oğlum, hiç birşey yemedi doğru düzgün günlerdir odasına kapatıyor kendini. Tost yaptım size yersiniz tamam mı? rahat rahat takılın bir saate gelirim."

Nanon sadece kadını dinleyip, onayladı. Tek şansı buydu. Son şansı da. Okulda zaten görmezden geliyordu, sokakta denk bile gelmiyorlardı çünkü Ohm bisiklet ile hızlıca eve geliyordu. Mutfağa baktığında tezgahın üzerinde ki iki tostu görüp gülümsedi.

"Anne? Çıktın mı?" odasının kapısı açılmış, siyah eşofmanı ve beyaz sıfır kollusu ile Ohm mutfağın önünde duran çocuğa baka kalmıştı. Anında kaşlarını çattı, yüzü yaralıydı.

"Ne işin var senin burada?" Nanon elini ensesine attı ve saniyeler içinde aklında cümleleri toparlamaya çalıştı.

"Ben.. ben özür dilerim Ohm. Yanlış anlaşıldığım için, bak cidden-"

"Nanon, öpücük hakkında konuşmak için geldiysen git lütfen. Dinleyecek birşeyim yok." odasına adımlayan Ohm'un kolunu tuttu hafifçe Nanon.

"Ben seni seviyorum, ve o kız.. beni bir andan öptü durduramadım ama hemen geri çekildim yemin ederim hemen çekildim. Ve günlerdir seninle konuşmamamız beni bitirdi Ohm. Çok özledim, eski bizi.." Ohm biraz da olsa yumuşamıştı çünkü, karşısında ki çocuğa aşıktı. Ve o güzel yüzüne bakmayı özlemişti.

"Nanon bak-"

Nanon yavaşça kollarını Ohm'un boynuna sardı ve sıkıca sarıldı. Ağlıyordu, Ohm ellerini kendisine sarılan çocuğun saçlarına attı ve yavaşça okşadı.

"Tamam, üzgünüm bir pislikmişsin gibi davranmamalıydım. Ama o kız da seni öpmemeliydi."

Birkaç dakika sessiz kalıp sarılmışlardı. Nanon geri çekilip mutfağa ilerledi.

"Barıştığımıza göre o mideye birşeyler gitmeli P'Ohm."

Ohm, kola dolduran Nanon'un beline yerleştirdi ellerini. Başını boynuna doğru yasladı ve Nanon'un söylediği şarkıyı mırıldandı.

"lütfen sadece arkadaş olmadığımızı söyle, bunu duymaya ihtiyacım var.." Nanon duyduğu kısık sesle kıkırdadı ve kollarını belinden çekmesi için Ohm'un eline vurdu. Masaya geçtiklerinde Nanon Ohm'a önünde ki tostu yemesini işaret etti. Ohm tostu yavaş yavaş yerken, Nanon'da karnı aç olduğu için yemeye çekinmemişti.

"Yani, şimdi sevgilimsin değil mi?" Ohm'un ciddiyetle sorduğu şeyle, tost Nanon'un boğazında kalmıştı. Öksürüp ayaklanmış ve kızaran yanakları ile bakışlarını karşısında ki çocuğa çevirmişti.

"Bunu sonra konuşalım, gitsem iyi olur görüşürüz!"

beyzbol topları - ohmnanonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin