"Seulde ikamet eden 34 yaşındaki P.J. kendi androidi tarafından tam da yaşı kadar bıçaklanarak can verdi. Olay yerine gelen polis ekiplerinin yaptığı detaylı araştırmada ise android çatı katında saklanırken bulundu. Onu bulan polisin de android olması oldukça garip bir tablo oluşturdu..."
Jimin kanalları öylece gezerken duraksayıp haberin detaylarını dinledi. Bu aralar tüm haber kanalları android cinayetleriyle doluydu. Kan donduran korkutucu cinayetler.
Jimin elbette ölen insanlara üzülüyordu fakat kimsenin tamamen masum olduğuna inanmıyordu. Bulunan androidlerin ne halde olduklarını bazen gösteriyorlardı ve onlar da korkunç durumdaydı.
Gözleri amerikan tipi mutfakta bulaşıkları makinaya yerleştiren kendi androidine takıldı.
RK800 model, diğerlerinden oldukça pahalı ve üstün yapay zekaya sahip. Asıl üretilme nedeni az önceki gibi davaları çözmek olsa da Jimin gibi hatrı sayılır kişiler istedikleri amaçla alabiliyordu.
Tamamen bir temizlikçi olabilir, iş yükünü hafifletebilir, çocuğun varsa ona bakıcı olabilir, doğru modellenirse cinsel obje olarak bile kullanılabilirdi.
Jimin için ise Jungkook hayatının ortağıydı. Ona hiçbir zaman android gözüyle bakmaz, hiçbir zaman kaba emirler vermezdi. Hatta eğlenmek için çoğu işi beraber yapmak isterdi. Onunla şakalaşır, eğlenir, ihtiyacı olmamasına rağmen dinlenmesini isterdi.
İşte bu nedenle herhangi bir cinayet vakasının bu evden çıkmayacağını biliyordu.
Jungkook onun her şeyiydi. Ev arkadaşı, dostu, iş arkadaşı, kardeşi, sevgilisi, eşi. O an neye ihtiyaç duyuyorsa oydu.
Belki bir androidin yüzünden hissettiklerini(?) anlayamazdı fakat Jimin içten içe onun bu durumdan hoşnut olduğunu varsayardı.
Jungkook bulaşıklarla işini bitirip arkasını döndüğünde sahibinin onu izlediğini fark etti ve geniş bir gülümseme sundu.
"Bulaşıklar bitti. Ne yapmamı istersin?" Jimin koltuğu patpatladığında Jungkook harekete geçti ve hızlı adımlarla yanına geldi. Koltuğa oturduğunda ise Jimin çoktan gerçekçi göğse yaslanmıştı. Ne yapması gerektiğini bilen Jungkook hızla kollarını sahibine sardı.
"Şu saçma takımdan ne zaman kurtulacaksın?"
"1445 numaralı android yasası, 6. Fıkrası, bir android modelini ve seri numarasını bulundurmayan hiçbir kıyafeti giyemez."
"Bunca şeyi nasıl biliyor- doğru. İnternete bağlısın." Jimin bazen gerçeklik algısını yitiriyordu. Zira Jungkook öylesine gerçek gibiydi ki!
Vücut oranları yapılı bir insanla aynıydı. Tüm vücudunu kaplayan deri ve altındaki materyal oldukça gerçekçi bir dokudaydı. Vücudunu dolanan etheryum -Halk arasında mavi kan diye geçiyordu- bazı yerlerde gerçek damarmış gibi dışarıdan belli oluyor, vücuda etheryumu pompalayan android kalbi ise gerçek kalp gibi saliselerde atıyor ve dışarıdan hissediliyordu.
"Yine de evde çıkartabiliyor olman lazım. Acaba izin alabilir miyim bu konuda?"
"Oldukça katı kanunlarla yasaklanmış bir olay. İzin alınabilecek bir mecra bulunmamakta."
Jimin hafif bir hüzünle başını salladı ve yerine iyice yerleşti.
"Kalkamayacak kadar üşengeç hissediyorum. Beni yatak odasına taşır mısın?" Jungkook cevap vermeden kollarını çözdü ve ayağa kalktı. Jimin çabucak kucağa alınmak istediğinden kollarını uzattı.
Jungkook Jimin'i koltukaltlarından tuttuğu gibi zorlanmadan kaldırdı ve kendine çekti. Jimin kuala misali onu sardığında ise kendi ellerini Jimin'in kalçasının altında birleştirip yatak odasına ilerledi.
İki katlı oldukça lüks evin alt katı oturma odası, mutfak, banyo ve misafir odasından oluşuyordu. Üst kat ise tamamen Jimin ve Jungkook'un özel alanıydı.
Katın bir köşesinde kral boyut çift kişilik yatak, karşısında sinema salonunu aratmayacak büyüklükte projektör perdesi, perdenin asılı olduğu duvarın arkasında giyinme odası vardı. Odanın çıkışını oyun alanı karşılıyordu. Oyun sırasında acıkan Jimin'in yemek yemesi için mini bir mutfak, mutfağın karşısında da banyo vardı.
(krokisi en sonda)Alt katı genelde kullanmazlardı. Bugün kullanma nedenleri ise beklenmedik iş yemeğinin bir şekilde evde yapılmasıydı.
Jimin'in anlaşmaya çalıştığı adam çocukluğunu androidsiz dünyada geçirmiş, hala daha yaşamlarının parçası olan androidlere alışamamıştı. Restorantlarda çalışan androidlerin yemek yapamayacağını, yemeklere makine yağı damlatacakları konusunda diretiyordu ve bu yüzden iş görüşmelerini evlerde yapmak istiyordu.
Tabi yumurta bile kıramayan Jimin yemekleri Jungkook'un yapması için adama bir ton dil dökmüş, sonunda ikna edebilmişti ve bu sayede rahat bir iş görüşmesi geçirmişti.
Jungkook üst kata geldiklerinde Jimin'i yatağa bıraktı ve ardından emri beklemeden kendisi de yatağa girdi.
Jimin hoşnutlukla sarılıp önce bir bacağını, sonra da tüm vücudunu androidin üstüne bırakmıştı.
"Bunalırsan söyle."
"Yazılımımda bunalma gibi insanı duygular bulunmamakta."
"Bla bla bla. Bir sonraki emre kadar android olduğunu hatırlatmanı yasaklıyorum! Şimdi bana iyi geceler öpücüğü ver ve uyumasan bile gözlerini kapat."
Ah ah androidim... yanlış anlamayın Jk'e yürümüyorum, benim Connorım yeter bana<3
Ciddi ciddi oyuna takıntılı biri olarak böyle bir fici nasıl daha önce düşünemedim bilmiyorum fakat geç olsun güç olmasın anamm
Oyunu oynamak/izlemek isteyenleriniz için şunu da söyleyeyim ficte spoiler bulamazsınız çünkü tamamen kafadan sallama ilerleyeceğim. Sadece ara ara oyun içi görsel kullanırsam kullanırım o kadar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seoul: Become Human -JiKook ✓
Fiksi Penggemar-Detroit: Become Human'dan esinlenilmiştir- "Zorunlu yayın kesintisi. Saat 12:00 itibariyle sokağa çıkma yasağı uygulanacak ve tüm haftasonu devam edecek. Bu süreçte sahipli/ sahipsiz tüm androidler evlerden ve mağazalardan toplanıp toplama kampları...