61. bölümü baştan sonra tekrar izlememin ardından "Madem siz yazmayı beceremiyorsunuz, ben yazarım ulan" deyip bilgisayarın başına geçişim... Saat 4:19. Gözlerimden uyku akıyor ama bu bölümü yazmayı bitirmeden yatmayacağım. İçimde kaynayıp duran bir öfke var. Hevesimizi eziyete çeviren herkese karşı bitmeyen bir öfke var... Veysel dramı mı yazıyorsunuz? Görün bakalım, dibine kadar nasıl yaşatılırmış dram.
Bu dediğimi kendimi övmek gibi anlayan olmasın lütfen. Benim gibi basit bir Wattpad yazarı bile bu dramı doğru düzgün işleyebilecekken, o kadar eğitim almış ve ortaya Gönül Dağı gibi bir dizi çıkarmış olan senaristlerin boşvermişliğine, özensizliğine, dikkatsizliğine kızıyorum, hepsi bu.
İyi okumalar dilerim.
"Veysel?"
"He?"
"Babamı bulmamız lazım."
Yüreğine salınan korku yüzünden kalbi öyle hızlı çarpıyordu ki Kenan'ın, nabız sesini beyninde hissediyordu. Adamın telefonda söyledikleri çok açıktı çünkü; Muammer'i öldürecekti.
"N'oldu, niye ki?" dedi onun tüm vücudunu saran korkusundan habersiz Veysel.
"O adam; babamı öldürecek, bulmamız lazım."
Kenan'ın cümlesiyle Veysel'in yüzündeki rahat ifade bir anda kayboldu; onun da aklına girdi ihtimallerin korkusu.
"Ne diyon la sen?" dedi elleri titremeye başlarken.
Abi-kardeş, aynı anda evden koşarak çıktılar ve birbirlerine son kez baktıktan sonra ayrı yönlere dağıldılar. Az sonra olacakları bilmeden...
Tüm kötülüklerine, yerine getirmediği babalığına rağmen, ikisi de Muammer için öyle korkmuştu ki; hayatlarında koşmadıkları kadar hızlı koşmaya başlamışlardı. Dizlerinde derman, göğüslerinde soluk kalmasa bile babalarını bulmadan duramazlardı.
Ara sokakları fırtına gibi geçip, Muammer'lerin evinin üst tarafındaki geniş caddeye bağlanan sokakta durakladı Veysel. Dizlerine dayanarak nefes alış verişini düzeltmeye çalıştı. Birkaç saniye sonra yeniden koşmak için tekrar doğruldu ve o an gördü caddeden geçen Muammer'i. Kafası dalgındı; oğlunun varlığını fark etmemişti Muammer. Yine de Veysel rahatladı; öyle rahatladı ki patlamak üzere olan göğsü bile ferahlamıştı. Derin bir iç çekerek etrafına baktı Veysel; ama Muammer'in otuz metre gerisindeki arabayı ve arabanın içindekini gördüğünde, o ferahlama kayboldu.
Hırsı, kini, öfkesi yüzünden belli olan adam; arabayı hareket ettirip Muammer'in üstüne doğru sürmeye başladı. Hızını giderek arttırdı; otuz metrenin yarısını geçmişti birkaç saniyede. Onun hızı arttıkça, Veysel'in bir anlığına yok olan korkusu da tekrar artmıştı.
"Baba..."
Muammer dalgınlığından arabanın üstüne geldiğini fark etmemişi bile. Az sonra ne olacağını anlayan Veysel; babasından başka bir şey düşünemeden koşmaya başladı.
"BABA!"
Oğlunun sesini, varlığını ancak fark edebilen Muammer şaşkınlıkla baktı ona. "Veysel?" dedi sanki yolda karşılaşmışlar gibi. Ancak Veysel'in yüzünde gördüğü korku dolu ifade, kaşlarını çatmasına neden oldu. Hızı 80-90 kilometreyi geçmiş arabayı ise hala görmemişti.
Her şey bir anda oluverdi. Babasını sertçe yoldan itti Veysel, onu kurtarmış olmanın verdiği saliselik rahatlamayla soluna döndü; o an anladı arabanın üstüne geldiğini. Ama anlamak için geç kalmıştı; araba bir saniye sonra sertçe göğsüne çarptı ve Veysel geriye doğru savruldu. Bedeni yere düştü, başı toprak yola çarptı ve öylece hareketsiz kaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One Shots • VeyKen (Gönül Dağı)
FanfictionGönül Dağı'ndan Veysel ve Kenan'la alakalı, birbirinden bağımsız bölümler ♡ Dizide asla göremeyeceğimiz ama görmemiz gereken sahneleri, çok güzel yazılabilecekken geçiştirilen olayları da yazıyorum. Bütün Gönül Dağı ve VeyKen Fc'yi beklerim 🌸