Bölüm 40 - Baba Özlemi

182 17 30
                                    

Bir günde 2 kitaba birer bölüm. Patron çıldırdı.

Bu bölüm babasızlıkla alakalı ve biraz hassas bir bölüm. Ön uyarı olsun :')

Yeni sezona son 6 gün, bakalım bu sezon VeyKen'imiz neler yaşayacak...

Keyifli okumalar 🥀

.
.
.
.
.
.

Bulutların arasından çıkan ay ışığı pervasızca süzülüp karanlık salondan içeri vurdu. Yüzünü aydınlatan ışığa tepki vermedi Veysel. Parıltısı sönmüş mavilerinde dolunayın yansıması vardı. Pencereden dışarı bakmaya devam etti, kolunu iyice yasladı pervaza. Gözlerinin altı morarmış, gözü dünden beri ağlamaktan kanlanmıştı.

Yaklaşık 12 saat önce, babasını sonsuzluğa uğurlamıştı Veysel. Düşündükçe göğsünde dayanılmaz bir sızı hissediyor, karanlık bir kuyuya düşer gibi oluyordu. Babası artık yoktu... Onu o toprağın altında bırakmış ve eve geri dönmüşlerdi. Dalgın gözlerine yaşlar doldu, hızlıca sildi onları ve burnunu çekti. Düşünmemeye çalışsa da mümkün değildi. Artık bu ağır, acı gerçekle yaşayacaktı ömrünün sonuna kadar.

Bacaklarına kavuştuğu gün, babasını kaybetmişti.

"Veysel?"

Saatlerdir sessizliğe alışan kulakları irkildi. Aslında Kenan'ın sesi oldukça kısıktı ancak sessizliğin içinde bomba gibi gelmişti Veysel'e. Hızlıca dönüp baktı.

"Abi?" dedi yavaşça. Kenan sakince yanına yürüdü, sedire oturdu ve Veysel'in yüzüne baktı. Kurumuş dudakları bir tebessüme zorlandı.

"Uyku mu tutmadı?"

Yutkundu Veysel. Başını önüne eğdi, kucağında duran elleri birbiriyle oynamaya başlamıştı şimdi.

"Nasıl tutsun abi ya..." diye fısıldadı. Başını kaldırıp pencereden dışarı baktı ve titreyen bir nefes verdi. "Gözümü kapattığım gibi babam geliyor gözlerimin önüne... Nasıl uyuyayım ben?"

Kenan da dönüp pencereye baktı. Gözleri dolu dolu salladı başını. "Önceden uyumak bile ne büyük nimetmiş..." dedi sessizce. "Şimdi rüyasız bir uyku için neler vermezdim..."

Sessizce dışarı baktılar. Ay bir kez daha bulutların arasına saklandığında, Kenan kardeşine döndü.

"Üstün ince." dedi kısık sesle. "Bak Aralık'a girdik, buz gibi hava. Hadi git kalın bir şey giy üstüne."

Veysel hafifçe iki yana salladı başını, sonra acıyla gülümsedi. "İçim yanıyor benim abi..." dedi, sesi titredi. "Göğsüm yanıyor, üşüsem ne olur?"

Kenan bir şey diyemedi. Veysel dönüp ona baktı, gözlerinde acıdan başka bir şey yoktu.

"Abi..."

"Efendim?"

"Sen nasıl dayandın?"

Kısık sesle sorduğu soru salonda yankılandı. Kenan anlamamış bir ifadeyle baktı kardeşine. "Neye?"

"Üvey babanı kaybettiğinde..." dedi Veysel sessizce, şimdi biraz çekinerek bakıyordu abisine. "Hayatının en acı gerçeğini öğrendiğin gün... O iki acıya birden nasıl dayanabildin abi?"

Kenan usulca çekti elini pencere pervazından. Bakışlarını kardeşinden kaçırdı. O günü, hissettiklerini hatırlamak, kalbinde tarifi imkansız bir sızıya neden oluyordu. Anlatmak istedi, nasıl canının yandığını kelimelere dökmek, kardeşine söylemek istedi. Kimseye anlatmamıştı bugüne kadar... Bir sır gibi içinde saklı tutmuştu.

One Shots • VeyKen (Gönül Dağı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin