Part 3: Bu gemi ancak sana döner. (F)

351 85 95
                                    

"Hiç korkmuyor musun?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Hiç korkmuyor musun?"

"Neyden?"

"Okyanustan."

"Hayır." dedi bana sırtını dönüp.

Elindeki tavayı musluğun altına koyarken geceleri yemek yemekten dolayı olduğunu tahmin ettiğim mide ağrım ile baş başa kaldım.

Bir süre masaya dönmedi, sırtını izledim.

Tam otuz dört gündür yaptığım gibi. Otuz dört gün, ve çoğunluğu mutfak masasında, bütün gününü okyanusta harcayan biriyle yemek yedim.

Ve artık son yumurtayı da kırmıştı Changbin.

"Biliyorsun." dedi sonunda masaya oturup.

"Ben bir denizciyim, neden korkayım?"

"Bence olduğumuz şey bizim en derin korkularımızı bile tetikleyen asıl dünyayı oluşturuyor."

"Mesela?" dedi ufakça gülüp.

"İnsanım, en çok insanlardan korkarım."

"Güzel olduğun için de güzellerden korkuyor musun?" dedi alayla gülüp.

Yüzüm asılırken o neşesinden hiçbir şey kaybetmemişti.

"Bak Hyunjin." dedi masadaki elime ufakça dokunup. Bu dikkatini bana ver demekti otuz dört günde bunu öğrenmiştim.

"Ben öyle felsefik şeylerden falan anlamam. Kafam basmaz, düşünemem."

"Ama okyanus tehlikeli bu zamanlarda ve sen-"

Cümlemi tamamlayamadım. Çünkü o an otuz dört gün koca bir kaya gibi akciğerlerime oturdu ve ona alıştığımı fark ettim. Meraktan daha öte; hislerim beni derinden sarsarken.

"Gemiden yük indirip kaldırıyorum, endişelenme." dedi kollarını göğsünde birleştirip.

Sırtını sandalyeye dayadı ve bol güneş yanığı olan bedeni bir an çok güzel göründü.

"Ama bir gün gemiye de bineceksin."

"Bir gün evet." dedi gülüp.

"Ama bugün değil."

"Bugün sabahtan benimle gel." dedi suratını aydınlatan ışığın altından çekilip. Karanlıkta kaldım.

"Sana bir yer göstereyim."

Dediğiyle sabah erkenden Han kapısına çıktım. İkimiz bakıştık ve Changbin elini uzattı.

Tereddüt ettim önce. Babamın dedikleri ve annemin öğrettikleri bir kilise vaazı gibi yankılandı bedenimde.

Fakat sonra tuttum elini. Başka bir zamanda başka bir yerde başka biriyle yapmazdım belki ama aynı sofraya oturmuştuk, ben böyle şeylere anlam yüklerdim.

Yol kesen hanı. changjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin