Ben hep, evreni içimizde taşıdığımıza inanan yoga eğitmenlerinin sözlerine kanan biri oldum.
Dişil enerjiyi yükselttiğini iddia eden, sektörün en kötü kokan ojesini sırf kırmızı diye süren garip adamlar.
Fakat benim yorumlarım çok daha farklı olabilirdi onlara göre.
En basitinden takım yıldızları da acaba ucuzundan bir bijuteri takısının taşları gibi dökülüyor muydu hep merak ederdim çocukken.
Dünyamıza teki düştüğünde acaba Evren geniş gerdanına bakıp bir parıltı kaybettiği için efkarlanır mıydı?
Verdiğim para zehir zıkkım olsun deyip köpürür müydü annem gibi?
Bir de düşen taş açısından bir değerlendirme yapmak gerek.
Bir de taşın düştüğü yere.
Mesela kafama kocaman bir meteor düşse ben bunu güneşimin sabit yıldızı diye yorumlardım.
Ama düşmedi.
Onun yerine saçma bir günde, eve bir kutu süt ve -yanında akşam canım çeker de marketler kapalı olur diye aldığım- ucuzundan bir çikolatayla kasaya yürürken seninle karşılaştım.
Yüzüme dik dik bakıp markete girerken ülkede ne manyaklar var diye söylendim de.
Ülkede ne manyaklar vardı ama.
Mesela bunu uzun saçlı arkadaşım lisede yerde sürüklendiğinde anlamıştım ilk.
Erkekler saç uzatınca türlü şeylere evrilebileceğini ve en basitinden aile adınızla ölüp ibne olarak doğacağınızı anlamıştım.
Anlatmışlardı. Kendilerine özgü yollarla.
Ya da babam ablamın evlenmek istediği kişiyi duyduğunda maaşı yerine şiddete eğilimi var mıymış diye derin bir endişeyle anneme sorduğunda.
Ülkede manyaklar vardı.
Sen de onlardan biriydin sanırım.
Otuzluk yumurtayı koltuğunun altına sıkıştırıp bozuk paraların cebinde şıngırdarken poşet almamanın verdiği çevresel bir farkındalıkla yanımdan geçip gittin.
Sıra bendeydi. Çikolata ve süt alacaktım. Kasiyer kadınla birbirimize bakarken çikolatamı da ceplediğini o zaman anladım.
Ses etmedim.
Çünkü manyak olabilirdin.
Çünkü beni saçımdan sürükleyebilirdin.
Belki babamın da dediği gibi şiddete eğilimli olabilirdin.
O yüzden başka bir çikolata daha alıp sessizce çıktım marketten.
Ben genelde sessiz olandım zaten. Hiç çıkmayacak bir ses verilmişti bana. Konuşunca umursanmazdım ki bir kere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yol kesen hanı. changjin
Storie breviWinter is on my head, but eternal spring is in my heart. [changjin] [threeshot]