3. Kehanet dersi

211 13 26
                                    

☠︎︎✰Lumos Maxima...

Bir haftalık süreden sonra okula dönen Abraxas, arkadaşlarının alaylı kahkahaları altında sinirle yüzünü buruşturmuştu. Yine de komik buluyordu o da. Kadınların erkeklere karşı saygılı ve aşağı olduğu bir dünyada yaşarken genç Black kızı, adına yakışamayacak bir asilik göstererek karşı cinsine bir 'saldırıda' bulunmuştu. Pek de umrunda değildi, bir kaç azar yiyecekti o kadar.

Belki de... Bir çığırtkan en fazla ne yapa bilir ki?

Sıradan bir kahvaltıdaydılar yine okul ahalisi. Dört masa da çeşit çeşit yemeklerle donatılmış, altın tabaklar yemeklerle dolmuştu. Tabağındaki sosisi dilimlemekle uğraşan Malfoy, dolu ağzını umursamadan gözucu Antares'e baktı.

"Annen bir çığırtkan yollamadı mı Jolressa?" Sesinde meraklı bir ifade vardı. Dolohov ise onu çırtmalıyordu. "İnan bana, ağzında ikinci bir takma dişle dolaşmak istemezsin. Yapma." Uyarısı açıktı. Antares, diğer öğrenciler gibi davranır, diğerleri gibi ders çalışırdı fakat farklıydı işte. Garip davranışlar gösterebilirdi. O gece, herkesin içinde olan o davranışı aslında yapmazdı.

Genç cadı, yapa bileceğini gösteriyordu. Çekinmeden, kurallara karşı gelerek kendini üstte tutabileceğini gösteriyordu. Yakışıklı oğlana bakarak başını buladı.

"Bir mektup almadım Abraxas. Alacağımı da düşünmüyordum doğrusu. Haketmiştin, eğer," aşağılayıcı bir tavırla yanlarında oturan Lestrange'e baktı ve ekledi, "Lestrange okulda hoşlanacak başka insanlar bulamıyorsa, bu onun suçudur. Ama haksız da sayılmaz..." Saçlarını arkaya savurduğunda, kıvırcık saçları dalgalandı. "Ben de kendime aşığım, lütuf için teşekkür ederim."

Söylediklerine kulak veren Riddle, başını buladı. 'Arkadaşlarının' heveskarlığı ve canlılığı sonucu Black ağabeyleri, kardeşlerinin onlarla aynı ortamda bulunmasına göz yummuştu. Sonuçta Lord Voldemort'un olduğu bir ortama karşı gelinmemeliydi.

"Çok egoistsin Black." dedi Riddle.

"Üzgün değilim, bazen damarımda akan kanın hakkını vermek zorunda kalıyorum."

"Harbi egoist." Bu sefer de Antonin atılmıştı araya.

"İlk dersimiz ne?" diye sordu Malfoy. "Nirvanus,sana diyorum!" Tabağındaki omletten başka bir şeye odaklanamayan Rosier ise orada tekmiş gibi davranıyordu.

"Onu boşverelim. Yemeğiyle aşk yaşıyor."

"İlk ders kehanet." diye yanıtladı onları,Black cadısı.

"Kehanetten büyük şey görmedim! Muhteşem bir şey!" Abraxas, kehanetleri seviyordu. Sarışın büyücü, saçlarını düzelterek gevşemiş kravatını şekillendirdi, ardından tabağına kocaman çikolatalı bir poğaça koyup yemeğe koyuldu. Hogwarts yemekleri muhteşem lezzetlere sahipti.

"Kehanetler... İnanılası şeyler bence. Üçüncü senemde fincanımdaki çayın kalp şekli alışını hatırlıyor musunuz? Hayatımın aşkını bulmuştum o yaz." dedi Dolohov ve sevecenlikle arkadaşları ile neşeyle sohbet eden kız arkadaşına baktı. Üçüncü senesinde, kehanet olayından sonra Carrow kızına dibi düşmüş, dördüncü senesinde cürete gelerek flört girişiminde bulunmuştu ve beşinci senelerinden beri sevgililerdi. Dolohov'un ona olan aşkı tüm okulda bilinendi. Antonin, siyah dalgalı saçlara ve simsiyah gözlere sahipti. Yetenekli bir büyücüydü, özellikle biçim değiştirme konusunda üstüne yoktu.

"Hah! Senin şansın yaver gitmişti canım. Yoksa Madeline sana hayatta bakmazdı." diye yorumda bulundu Malfoy. "Kehanetler karışıktır."

"Sen ne düşünüyorsun?" diye atıldı Lestrange, bakışları Black kızının üstüne yoğunlaşmıştı.

ŞANS YILDIZI||T.M.RHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin