#1#

189 14 405
                                    

*Lee Siyeon*

"Bu 13 kişiyi yakalamak dışında bir göreviniz olmayacağını size en başta söyledim. Bu itirazlarınızın gereksiz ve aptalca olduğunun farkındasınızdır umarım."

"Ama başkanım-"

"Yeter Yoongi. Bir kez daha konuşursan sonu iyi bitmeyecek bu konuşmanın."

Yoongi sinirle yumruklarını sıktığında Jimin'e Yoongi'yi sakinleştirmesi gerektiğini bakışlarımla anlattım. Jimin, Yoongi'nin kolundan tutup sessizce ona seslendiğinde Yoongi az da olsa sakinleşmişti.

Başkan çıkabileceğimizi söylediğinde bütün ekip odadan çıktık.

Başkan'ın yakalamamızı istediği kişiler çoğumuzun eski arkadaşlarıydı. Hatta bazıları birimin eski üyeleriydi.

10 yaşımdan beri buradaydım ve devletime hizmet ediyordum.

Birime ilk geldiğimde beni koruyup kollayan, yaralarımı saran, pes edip gitmeyi düşündüğüm her an beni kendime getiren Kim Bora ise yakalamamız gereken kişilerin arasındaydı.

Işte beni üzen olayların başında bu geliyordu, hayatımda devletine bu kadar bağlı olup devletine ihanet eden birini daha görmemiştim. Ve bunu yapanın Kim Bora olması beni hem üzüyor hem de hırslandırıyordu.

Onu yakalayıp cezalandırmak istiyordum.

Devletimize ihanet ettiği için. Beni kendine aşık edip hiçbir şey olmamış gibi gittiği için.

Birime ayrılan odaya geldiğimde kendimi koltuğa attım.

"Nefret ediyorum bu adamdan."

"Yoongi düzgün konuş, binadayız hala. Dinleniyor olabiliriz."

"Dinliyorsa bilmesini isterim ki bu yaptığı siktiriboktan bir şey. Neden sadece biz yakalamaya çalışıyoruz o hainleri? Neden o kadar asker, polis varken sadece biz uğraşıyoruz? Onlar bu birimden, bu devletten çıkma insanlar. Hepimizi tanıyorlar. Ve sikeyim ki akıllıca hareket ediyorlar. Başka birileri olsa çoktan hallederdik ama sikik dört yıldır yapabildiğimiz tek şey daha önce terk ettikleri yerleri bulmak. Bıktım bu durumdan."

Yoongi yanıma oturduğunda tepki vermeden öylece durdum.

Haklı olması sinirimi bozuyordu.

Onları bulamıyorduk. Dört yıl içinde bir sürü baskın yapmıştık, bir sürü operasyon planlamıştık ama hiçbiri başarılı olamamıştı.

Hep bir şekilde halletmişlerdi.

Defalarca kendimizi sorgulamıştık, aramızda köstebek olduğunu bile düşünmüştük. Sayısız kavga sayısız başarısızlığı beraberinde getirmişti.

Bu sadece bizim değil tüm yöneticilerin ve çalışanların da sorunu olmuştu. Hatta birime almaya hazırlandığımız iki kız bir anda kovulmuştu.

Jennie'ye göre öldürülmüşlerdi, sonradan aldığımız haberle Jennie'nin tahmini doğrulanmıştı.

Kızları tam olarak tanımıyordum. Bir kere Hyejoo'yu atış talimlerinde izlemiştim. Chaewon'u ise bir sisteme girerken görmüştüm.

Jimin onun bir süre sonra kendisinden bile iyi olabileceğini düşünmüştü.

Her neyse

Taehyung sanki bir şey hatırlamış gibi oturduğu yerden doğrulduğunda ona döndüm.

"Yoohyeon nerede?"

Kaşlarımı çatıp cevap verdim.

"Sürtüyor dışarıda. Toplantıya da gelmedi zaten gerizekalı"

Unit XHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin