Yükleniyor... %35

667 52 15
                                    

Sapık: Son zamanlarda
dalgın gibisin.

Dün sabah neredeyse
araba çarpıyordu.

Ruhsuz: Ee?

Sapık: Tanrı aşkına!

Aklın nerede?

Ruhsuz: Sana ne?

Sapık: Canının hiç mi kıymeti
yok?

Ruhsuz: Yok demek ki.

Sapık: Kendinde misin?

Ruhsuz: Gayet.

Neden sadece kaybolmuyorsun?

Sapık: Neden bana böyle
davranıyorsun?

Ruhsuz: Çünkü seni tanımıyorum,
ezik.

Git başımdan.

Beni rahat bırak.

Yeonjun sıkıntıyla iç geçirdi ve telefonu yatağına bıraktı. Neden günlerdir azıcık bile ilerleme kaydedemediğini anlamıyordu.

Tanıdığı kız herkese karşı nazik, kibar ve güler yüzlüydü. Hatta yüz yüzeyken genelde ona karşı bile. Ama bir sorun vardı: Yeonjun'un yüz yüzeykez onunla sanalda konuştuğu gibi konuşmasına imkan yoktu.

Yani hiç şansı yok gibi hissediyordu. Her ne kadar bu durumu okuluna ve işine yansıtmamaya çalışsa da başarılı olamıyordu.

Şimdi sıcak yatağından kalkması ve odaklanamadığı derslerine girmek üzere kampüse gitmesi gerekiyordu. Sadece cuma günü dersleri akşam üzeriydi. Bu yüzden cuma günleri kafeye gidemiyordu.

Onun için sıkıntı yoktu aslında. Fazladan tatil yapıyor gibi düşünebilirdi. Eğer cuma akşamları da Iseul'u görebilseydi, hiçbir sıkıntı yoktu.

Oflaya puflaya yorganı üzerinden attı ve uyuşuk adımlarla banyoya ilerledi.

Yaklaşık yarım saat sonra fakültenin bahçesinde yürürken kafasını telefonuna eğmiş, kulaklığını takmaya ve aynı zamanda müziği açmaya çalışıyordu.

Birine çarpmasıysa kaçınılmaz olmuştu. Ama o kadar şiddetli çarpışmışlardı ki Yeon geriye doğru poposunun üstüne düştü.

Karşısındaki kızın kaykayı ayaklarının altından kontrolsüzce kaymış ve onu da poposunun üstüne düşmek zorunda bırakmıştı. Elindeki bir yığın kağıt yeri boylarken Yeonjun, kızın Iseul olduğunu yeni fark etmişti.

Kendi acısını unutarak ayağa kalktı ve hızla yanına ilerleyip yere çömeldi.

"İyi misin? Ben- Çok üzgünüm, gerçekten. Önüme bakmalıydım. Ahh... Ne kadar apt-"

"Yeonjun tamam." dedi kız sakince. "Abartma, iyiyim."

Kendisine uzattılan eli tuttu ve birlikte ayağa kalktılar.

Yanlarından geçen iki öğrenci yerdeki notları toplamıştı. Onlara teşekkür edip kaykayını kolunun altına alarak yürümeye başlayan kıza yetişti.

"Cidden iyi misin?" diye sordu çekinerek. "Biraz sendeliyorsun."

"Bir şeyim yok."

"Hastaneye gitmek ister misin?"

Kız sabır diler gibi nefes aldı çünkü sabrının sonuna gelmişti.

"İyiyim, Yeonjun-shi. Gidebilirsin."

Ama Yeon gitmek istemiyordu. Ne zaman konuşsalar asla gitmek istememişti zaten. Sonsuza kadar onun yanında kalabilirdi.

Ama kız duraksadı, ona döndü. "Daha sonra görüşürüz." diyerek gülümsedi ve arkasında kalbi kırık bir beden bırakarak bölüm binasına ilerledi.






~
Bölümü sevdiyseniz oylayabilirsiniz.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Slide | Choi YeonjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin